Televizyon haberciliği bunu da gördü.
İlk kez tamamen bilgiye dayalı konuşulması ve tartışılması gereken bir konu o alanla tek ilgisi kimliğindeki ibare olan kişilerce tartışıldı.
Bahsettiğimiz bu garabet durum CNN Türk'te yaşandı.
Ya da şöyle demek lazım. CNN TÜRK haber televizyonculuğunda çığır açtı.
Konu İBB'nin Şeb'i Arus anmasında Türkçe Kur'an okutmasıydı.
Konuklar ise sosyoloji doktoru gazeteci Hulki Cevizoğlu, eski savcı-hakim Av. Dr. Ruşen Gültekin, Türk Medya Ankara Temsilcisi gazeteci Melik Yiğitel ve akademisyen Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın'dı.
Başak Şengül'ün hazırlayıp sunduğu Akıl Çemberi'ndeki bu 4 konuğun da ilahiyat, diyanet ya da tefsir, kelam gibi Kur'an ilimlerinden hiçbiriyle de ilgisi yoktu. Zaten program boyunca savundukları her şey de ya varsaydıkları ya da başkalarının bu konuda ileri sürdükleri argümanlardı.
Oysa Türkçe Kur'an gibi hassas bir konu tartışılırken en azından programda bir ya da iki din aliminin olması gerekliydi. Ancak CNN Türk böyle bir programı gündemlerine alırken bu özeni göstermeyip, saatlerce herkesin durduğu noktadan bakış açısını yansıttığı abuk bir tartışmaya çanak tuttular.
Hatta öyle bir an geldi ki, konuklardan eski savcı-hakim günümüzün ise Avukatı Dr. Ruşen Gültekin "Türkçe ezan olabilir" dedikten sonra ısrarla ve birkaç defa tekrarlayarak "Neden olmasın" diye sorabildi. Karşısındaki yorumcular ise "Neden olmaması gerektiğini" bir türlü izah edemedi. Hattı Pi sayısı ile bile kıyaslanabildi. Programın ilerleyen bölümlerinde bu konuda Hulki Cevizoğlu, merhum Yaşar Nuri Öztürk'ün bu konuda yazdığı bir metinden alıntılayarak ezan'ın neden Türkçe olamayacağını anlattı da izleyiciler bir nebze doğru bir bilgiye kavuşmuş oldu.
Ezanın birçok anlamı var ama Müslümanlar için evrensel mesajı açıktır. O da ezan bir sinyaldir.
Namaz vaktinin geldiğini anlatır, aynı zamanda namazının kılınabileceği bir cami ya da mescidi işaret eder.