Çocukluğumun efsane isimlerinden biriydi Doğan Hakyemez…
Basketbol, hayatımıza ‘Beyaz Gölge’ dizisiyle girmişti 80’lerin başında. Koç Reeves’in çalıştırdığı Carver Lisesi ve onun unutulmaz oyuncuları Coolidge, Thorpe, Salami ile birlikte hepimiz top peşinde koşmayı bırakmış, ayağımızda Çin keslerle basket potasına şut atmaya başlamıştık.
Düşün daha Amerikan Converse’ler yok! Boy münasebetiyle benim mevkiim oyun kuruculuğuydu takdir edersiniz…
Aynı dönemlerde en büyük keyfimiz, hafta sonları şimdi adı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı olan ‘Spor Sergi’deki basket maçlarını takip etmekti.
Sabah erken saatlerde tribünlerdeki yerimizi alır minik, yıldız, genç takımlar derken hava kararmaya doğru başlayan 1. Lig kulüplerinin karşılaşmalarını seyrederdik.
Yanlış hatırlamıyorsam iki takım çekişirdi şampiyonluk için; Eczacıbaşı ve Efes Pilsen. Eczacı’nın koçu da uzun paltosuyla rahmetli Aydan Siyavuş.
İşte dün gece hayata veda eden, yaşamı büyük başarılarla dolu Doğan Hakyemez de, Efes’in guard’ıydı.
Uzaktan attığı nefis şutlarla forvet – guard pozisyonunda müthiş hırslı, takımını ateşleyen tam bir basketbol sihirbazıydı.
Boston Celtics’in efsane oyuncusu Larry Bird’e benzeyen Aytek, Eczacıbaşı’ndaki Efe’nin tek rakibi pivot Mehmet Döğüşgen o günlerden aklımda kalan isimlerden…
Bir de Necati vardı skoru değiştiren; o da İTÜ’nün guard’ıydı.
Öyle şimdiki gibi her takımda bir sürü Amerikalı oyuncu falan da yoktu. Galatasaray’da geriye çekilerek şut atan Dawkins’in, Efes’in acayip süratli sayı makinesi Billy Lewis’in, Fenerbahçe’de üçlük çizgisinin gerisinden potanın filesini parçalayan Calvin Roberts’ın olduğu seneler...
Kesif bir Bengay kokusu yayılırdı takımlar sahaya çıkarken. Hayran hayran bir gün onlardan biri olabilmenin hayalini kurardım çocuk aklım ve 1.68 boyumla.
Maçların arasında yediğimiz o rezil kaşarlı tost – ayranın üzerine gömdüğümüz sarı yaldızlı Alaska’larla, zor atardık kendimizi sidik kokan tuvaletlere.
Velhasıl, bugün o yıllardan zihnimde yer eden kıymetli bir sayfa daha kapandı. Ruhun şad, mekanın cennet olsun Doğan Hoca…