Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2 bin 100’ün üzerinde askerleri öldürüldü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekilleriyle buluşma toplantısında konuştu.Erdoğan,"Şu ana kadar 2 bin 100'ün üzerinde rejim unsuru artık rejim unsuru da demeyelim onların askerleri öldürülürken aralarında 94 tank, 37 obüs topu, 28 çok namlulu roketatar, 17 zırhlı aracın da bulunduğu 300'e yakın araç gereç imha edilmiştir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Suriye meselesi Türkiye için asla bir macera veya sınırlarını genişletme çabası değildir. Ülkemizin Suriye'de yürüttüğü mücadelenin anlamını hala kavramayanların bulunduğunu üzüntüyle görüyoruz.

Türkiye ekonomi ve demokraside şahlanmışken ardı ardına iç ve dış sıkıntılarla karşılaşmaya başladık. Ama milletimiz yanımızda yer aldı.

HAREKATLARLA GÜNEYİMİZDEKİ KUŞATMAYI 3 NOKTADAN KIRDIK

Harekatlarla güneyimizdeki kuşatmayı 3 noktadan kırdık. Suriye'deki meselelerle ilgili diplomasiyi sürdürmeye devam ettik.

Biz gelen mültecileri güvenli bölgede yaşamalarını sağlamak için mücadele ettik. Yaklaşık 4 milyon insan rejimin kanlı saldırıları sebebiyle sınırlarımıza doğru harekete geçmiştir. 1,5 milyonu şu anda sınırımızdadır.

BİZ SİZE 100 MİLYON EURO VERELİM

Merkel'e dedim ki mültecilerle ilgili böyle bir durum var. Gelin şuraya yerler yapalım mülteciler yaşasın. Dedi ki "25 milyon euro verelim" . Kızılhaç'tan bu para Kızılay'a gelecekti ama gelmedi. Aradım tekrar Şansölyeyi para gelmedi. Dedim ki "O zaman bu mültecileri sana gönderelim, size de 100 milyon euro verelim" dedim.

BİZ ORAYA ESED'İN DEĞİL, SURİYE HALKININ ÇAĞRISIYLA GİTTİK

Sadece 3.7 milyon Suriyeli'yi ülkemizde ağırlıyoruz. Yeni bir göç dalgasını kaldırmamız da mümkün değil. Bize diyorlar ki sizin orada ne işiniz var. Kusura bakmayın, biz oraya Esed'in değil, Suriye halkının çağrısıyla gittik. Suriye halkı bu iş bitti demeden oradan çıkmayız. Putin'e de söyledim dün. Dedim ki siz çekilin bizi rejimle baş başa bırakın. Çekilmiyorlar ama çıkarları nedir bilemiyorum. Trump da sordu, Putin'in orada nasıl bir çıkarı var diye. Kamışlı da bir petrol kuyusu var.

Bizim ne petrol ne orada toprak derdimiz var, bir güvenli bölgeyle sınırlarımızı teminat altına almak istiyoruz.

Bugün Suriye'yi fiilen 3'e bölenlerin Türkiye'nin bütünlüğüne saygı göstereceğini düşünmek gafletten öte bir durumdur. Karşımızdaki senaryonun hedefi Suriye değil, Türkiye'dir. Suriye'de istediklerini alanlar namlularını Türkiye'ye çevirecektir.

Suriye'de verilen mücadelenin hepimizin geleceği ile ilgili olduğunu herkesin görmesi ve kabul etmesi gerekiyor.

 Türkiye'nin Suriye'de ne işi var sorusu, Türkiye'nin kendisine düşman olan bir rejime teslim olalım önerisidir. Bunlara teslim mi olalım. Ülkemize düşman rejime boyun mu eğelim?

2 BİN 100'ÜN ÜZERİNDE REJİM ASKERİ ÖLDÜRÜLDÜ

Hamdolsun şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmıyoruz. Şu ana kadar 2 bin 100'ün üzerinde rejim unsuru artık rejim unsuru da demeyelim onların askerleri öldürülürken aralarında 94 tank, 37 obüs topu, 28 çok namlulu roketatar, 17 zırhlı aracın da bulunduğu 300'e yakın araç gereç imha edilmiştir. Pek çok yer de ağır ateş altına alınmak suretiyle tahrip edilmiştir. Her geçen gün bu baskıyı artıracak kararlılığımızı göstereceğiz. Dün akşam itibarıyla 7 kimyasal ürünlerin depo onlar da yine patlatılmıştır. Rejime de onları destekleyenlere de kararlılığımızı göstereceğiz.

ŞEHİT SAYIMIZ 34'YA ÇIKTI, MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN

Şehit düşen her evladımızın acısı yüreğimizi dağlıyor. Bin yıldır bu topraklarımızı vatanımız kılmak için yürüttüğümüz mücadeleyi verdiğimiz sayısız şehitler kervanına bunu da ilave etmemiz gerekiyor. Ve şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak. İdlib harekatımızda önceki gün vermiş olduğumuz 34’ya çıktı. 20 günlük harekat boyunca vermiş olduğumuz şehitlerin ailelerine şahsım, milletim adına baş sağlığı dilerken milletimizin de başı sağ olsun diyorum.

 Dün gün boyu tüm liderlerle konuştuk. Ama ana muhalefetin lideri aramadı. Neymiş ben arayacakmışım. Bütün dünya beni arıyor. Ben de seni arayacağım.

Dün Trump'a da Putin'e de söyledim, verdikleri sözleri tutmadılar. PYD ve YPG'yı buralardan çıkaracaklardı. Verdikleri sözleri yerine getiremediler. Anlaşmalarda imzaları var. Biz bütün vaatlerimizi yerine getirdik ama onlar getiremedi. Siviller öldürülürken seslerini çıkarmayanları, bizim huzuru koruma çalışmalarımıza ateşle karşılık veriyorlar.

Hiçbiri samimi değil ve sorunun çözümü için hiçbiri yardımcı olmuyor.

KAPILARI AÇTIK, BU SABAH İTİBARİYLE 18 BİN OLDU

Ne dedik aylar önce “Böyle giderse kapıları açmak zorunda kalacağız” İnanmadılar. Biz dün ne yaptık? Kapıları açtık, bu sabah itibariyle 18 bin oldu. Bugün herhalde 25 bin 30 bini bulabilir. Kapıları kapatmayacağız. Eğer verdiğiniz sözleri tutmazsanız biz kapıları kapatmayacağız. Biz bu kadar mülteciyi bakmak, onları beslemek durumunda değiliz. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz o zaman siz de buradan bir paylaşımda bulunacaksınız. Bulunmadığınız takdirde biz bu kapıları açarız.

Bir ülkenin iddialarını hayata geçirebilmesinde en önemli unsur ekonomidir. Biz tüm bu sorunlara rağmen mücadelemizi ekonomide de sürdürüyoruz. Türkiye'nin batacağını söyleyenleri küçüleceğini söyleyenlere, 2019 neredeyse yüzde 1 büyüme ile gereken dersi verdik.

GÜNÜN VİDEOSU

Beşiktaş kongresinde olay: Mete Vardar oğlunu tokatladı!

Beşiktaş'ta başkanlık seçiminde Hüseyin Yücel'in listesinde yer alan Mete Vardar, sahnede oğlu Sinan Vardar'a önce tokat attı, ardından sarılarak öptü.