Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazi hayatta olsa partiden sopayla kovalardı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Tarihi CSO Konser Salonu’nda düzenlenen “Atatürk’ü Anma Töreni"nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, CHP'ye eleştirilerde bulundu. Erdoğan, "Atatürk istismarcısı bir kesim ile karşı karşıyayız. Gazi'nin, bölgemizi ve dünyayı kucaklayan siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri mirasına sahip çıkan birisi varsa, o da biziz. Gazi hayatta olsaydı onları bu partiden sopayla kovalardı" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 83.yıl sebebiyle Atatürk, Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen anma töreninde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Küresel krizlerin üstesinden başarı ile gelen, hangi engel ile karşılaşırsa karşılaşsın mücadeleden vazgeçmeyen bir ülke olarak hedeflerimize adım adım yaklaşıyoruz.
AKM'nin eski ve yeni binaları ülkemizin nereden nereye geldiğinin bir sembolüdür.
Atatürk'ü anmak elbette önemlidir. Asıl olan ise Atatükr'ü verdiği mücadelenin izini sürerek anlamaktır. Ülkelerinde dillerinden Atatürk'ü düşürmeyen ama onu anlamayan bir kesim hep olagelmiştir.
Atatürk'ün askerliği döneminde görevde bulunduğu yerler ile ülkemizin şu anda bulunduğu yerleri bir karşılaştırmak istiyorum.
1908'de Libya Trablus'ta ilk görevine gitti. Büyük savaş öncesi Avrupa'da tespitler için Belçika, Hollanda ve İsviçre'ye bir gezi yaptı.
Birinci Dünya Savaşı'nın arfesinde yarbay olarak bulunduğu Sofya'dan Tekirdağ'a atandı. Sonra ise destan yazdığı Çanakkale'ye geçti. 1915 sonunda İstanbul'a döndü. 16.Kolordu Komutanlığı'nda Halep üzerinden Diyarbakır'a geçti. Muş ve Bitlis'i Rus işgalinden kurtardı.
Veliaht Vahdettin'in Almanya seyahatine iştirak ederek kendisini yakından tanıma fırsatı buldu. Sultan Vahdettin'in tahta çıkmasının ardından 7.Ordu Komutanlığı'na atanarak Trablus'a geçti. Mondros Anlaşması'nın ardından Yıldırım Orduları Komutanlığı'na getirildi.
İstanbul'da saray ve çeşitli kesimlerle yaptığı istişareler sonucunda Anadolu'ya çıkarak milli mücadele başlatmaktan başka çare kalmadığını gördü.
19 Mayıs'ta Samsun'a ayak bastı. Ve Milli Mücadele başladı.
Her fırsatta önünde poz verdikleri ama içinde ne olduğunu bilmedikleri NUTUK'ta 3 hedef belirtilir.
Memleketimizi en medeni ülkeler seviyesine çıkaracağız. Milli kültürümüzü muassır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Gazi'nin hedefi budur. Laf değil icraat.
Milletimiz her tökezlemenin ardından ülkesine daha çok sahip çıkarak Cumhuriyetin ilelebet yaşayacağını dosta da, düşmana da göstermiştir.
Dikkat edilirse Mustafa Kemal Libya'da, Suriye'de, Çanakkale'de, Kafkasya sınırında, Anadolu'nun her karış toprağında... Bize diyorlar ya Azerbaycan'da, Suriye'de Libya'da ne işiniz var? Hani siz Kemalisttiniz, Atatürk'ün izinden gidiyordunuz? Siz dürüst değilsiniz.
Mustafa Kemal istiklal ve istikbal mücadelesinin her yerinde yer almıştır. Önden gitmek için, Avrupa ve dünyayı yakından takip etmiştir.
New York'ta Türkevi inşa ettik. Niçin yaptınız diyenler çıkabilir. Orada birilerine mesajımızı en güzel şekilde verdik. Türkiye bugün de Suriye'dedir, bugün de Libya'dadır, Kafkasya'dadır, Avrupa'dadır. Gazinin askeri mirasına, diplomatik mirasına sahip çıkan biri varsa o da biziz. Atatürk isminin arkasına sığınanlara soruyorum, Allah aşkına ne yapıyorsunuz!
Ülkesini Avrupa'ya şikayet edenlerden bir şey olur mu? Batı'nın büyükelçilerine bizi şikayet edenlerden bir şey olur mu? Sadece son günlerde yaşananlar bile bu çarpıklığı göstermeye yeter.
Türkiye kuşatılmaya çalışıldı, ekonomik saldırılara maruz kaldı, Mustafa Kemal'in kurduğu partinin Genel Başkanı'nın ülkenin menfaatini korumak için büyükelçilere, yabancılara mektup yazdığını görmedik. Ama Türkiye'yi şikayet ediyor. Gazi hayatta olsaydı bunları sopa ile kovalardı. Gazi hayatta olsa bunları kapıdan sokar mıydı, onu da bilmiyoruz.
Nobranlaşan, kibirleşen, gavurun kılıcını çalan bu faşist zihniyet milletten dersini alacaktır.