Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mescid-i Aksa İmamı Sabri'yi kabul etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri'yi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti.
Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mescid-i Aksa İmam Hatibi Sabri'yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti.
İkilinin Ankara'daki görüşmesine ilişkin fotoğraf paylaşıldı.
İKRİME SABRİ KİMDİR?
Mescid-i Aksa İmam Hatibi Sabri, asıl adıyla İkrime Sabri, Filistinli bir din alimi ve Mescid-i Aksa'nın imam hatibidir. Sabri, özellikle Filistin'deki dini meseleler, Mescid-i Aksa'nın korunması ve İslam dünyası ile Filistin'in siyasi durumu konusunda önemli bir figürdür. 1944 yılında Kudüs’te dünyaya gelmiştir.
Eğitim ve Dinî Kariyer:
Ekrime Sabri, dini eğitimini Kudüs ve Mescid-i Aksa çevresinde aldı. Kendisi, İslam ilimlerinde derinleşmiş bir alimdi ve özellikle Mescid-i Aksa'nın korunması konusunda aktif bir rol üstlendi. Sabri, Filistin'deki halkın dini eğitimi ve dini haklarının savunulmasında öne çıkan bir isim olarak tanınır.
Mescid-i Aksa İmam Hatibi:
Sabri, Mescid-i Aksa'nın imam hatibi olarak önemli bir sorumluluğu üstlendi. Mescid-i Aksa, Kudüs’teki en kutsal İslam mekânlarından biridir ve Filistin'deki Müslümanlar için son derece önemlidir. Sabri, burada dini liderlik yaparak, aynı zamanda Filistin'deki sosyal, dini ve siyasi gelişmeleri yakından takip etmiş ve bu konularda halkı bilgilendirmiştir.
Filistin'in Savunucusu:
Ekrime Sabri, sadece dini alanda değil, aynı zamanda Filistin'in bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü konusunda da aktif bir savunucu olmuştur. Kudüs ve Mescid-i Aksa, İsrail'in işgaline karşı sıkça hedef olmuş, Sabri bu tür olaylara karşı sessiz kalmamış, Filistin halkının haklarını savunmuş ve dünya kamuoyunu bilgilendirmiştir. Sabri, özellikle Mescid-i Aksa'da yaşanan dini baskılara karşı direnmiş ve halkın moral kaynağı olmuştur.
Siyasi Durum ve Zorluklar:
Ekrime Sabri'nin dini ve siyasi mücadelesi, bazen İsrail hükümetiyle çatışmalara yol açmıştır. Sabri, birkaç kez tutuklanmış ve hapis cezasına çarptırılmıştır. Buna rağmen, o, Filistin halkının direnişinin simgesi olarak kabul edilmiştir. Kudüs’teki İslamî kimliği korumak için gösterdiği çabalar, ona dünya çapında büyük bir saygı kazandırmıştır.