Cumhurbaşkanı Erdoğan Yenikapı'da mahşeri kalabalığa hitap etti!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın birlikte gerçekleştirdiği "Evet" mitingi için Yenikapı Miting alanı doldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan meydanı dolduran binlerce kişiye hitap etti. Kılıçdaroğlu'na eleştiriler yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "16 Nisan'da rekor bir 'Evet' çıkması halinde bu zatın yerinde oturamayacağına inanıyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Sade bir semtinin bile bir ömre değdiği İstanbul. Gözleri kapalı dinlediğim İstanbul. Adını göklere yazarsam düşlerimden mehtabının kaybolacağına korktuğum İstanbul. Benim zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim, vatanım İstanbul. Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar İstanbul. Bir kanat vuruşunda bulutlarda, bir süzülüşte vatanımız dalgalarda olduğumuz İstanbul. İki kıtadaki insanlar gibi sarmaş dolaş olacak semtleriyle bizi kucaklayan İstanbul. Sana geldim. İçim ümitlerle dolu. Beni sarhoş etme ne olur dediğimiz İstanbul. Seni görüyorum yine. Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan değdiğimiz İstanbul. Rumelihisarı'nda oturup bir türkü tutturduğumuz İstanbul. Söze yine sen kazandın İstanbul, ben yenildim diye başlayıp sonunda yine emrindeyim diye bitirdiğimiz İstanbul. Son olarak rahmetli aşık Veysel gibi seversen olayım yarin İstanbul...
İSTANBUL BUGÜN BİR BAŞKA GÜZEL EVETLER SEMAYA YÜKSELİYOR
İstanbul Türkiye'dir. Türkiye İstanbul'dur. Bugün İstanbul, Yenikapı bir başka güzel. İnanıyorum ki, yarın da bir başka güzel olacak. Çünkü evetler semaya yükseliyor. İnşallah haftaya Pazar sandıkta evetler bir başka güzel. Yenikapı'dan nüfusumuzun yüzde 20'sini sinesinde yaşatan İstanbul'u sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Buradan her biri İstanbul'un parçası olan ülkemizin diğer bölgelerindeki kardeşlerimi muhabbetle selamlıyorum. İstanbul 16 Nisan'a hazır mı? Geldiğimiz noktada artık bize sadece anayasa değişikliğini geçirmek yetmez. Çok daha büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İstanbul 16 Nisan'da öyle bir evet demeli ki, 99 yıl önce bu mubarek şehri ayaklarıyla kirletenlerden başlayarak Türkiye'ye, Türk Milleti'ne kem gözle bakan kim varsa hepsinin yüreği titremeli...
İSTANBUL PKK'NIN, FETÖ'NÜN, DEAŞ'IN KÖKÜNÜ KURUTMAYA HAZIR MI?
İstanbul 16 Nisan'da evet diyerek, 15 Temmuz'da bu ülkeyi işgal etmeye çalışanların taşeronluğunu yapan FETÖ hainlerinin kökünü kurutmaya hazır mı? 16 Nisan'da evet diyerek PKK terör örgütünün kökünü kazımaya hazır mı? İstanbul 16 Nisan'da evet diyerek DEAŞ denen katliam makinasının, DHKPC denen cinayet şebekesinin kökünü kurutmaya hazır mı? 16 Nisan'da evet diyerek FETÖ'nün avukatlığına soyunan CHP yönetimine dersini vermeye hazır mı? Bir kısım Avrupa ülkelerine, Avrupa, Avrupa duy sesimizi demeye hazır mı?
İSTANBUL'DAN ALDIĞIM TECRÜBE İLE HİZMET ETTİM
Beşer planında bugüne kadar hamdolsun hiç bir gücün önünede eğilmedik. Biz sadece Mevlamızın huzurunda rükuda ve secdede eğildik. Bundan sonra da bu istikamet üzere devam edeceğiz. İstanbul benim için şehirlerden bir şehir değildir. Burası doğduğum, büyüdüğüm, okuduğum, çalıştığım şehirdir. Siyaseti öğrendiğim, uyguladığım ve şehremini olmu gururuna sahip olduğum bir şehirdir. İstanbul'dan aldığım tecrübe ve terbiye ile tüm Türkiye'ye hizmet ettik, hizmete devam ediyouz. İstanbul kapı gibi arkamızda durduğu için hep galip geldik. Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumuzda birileri dudak büküyordu. İstanbul halkıyla bir olduk, iri olduk, diri olduk, beraber olduk, kardeş olduk hep birlikte elhamdülillah Türkiye olduk. Şimdi kısa sürede öyle bir devrim gerçekleştirdik ki bizi küçümseyenlerin hepsi mahçup olarak baktı. Batı bile sessiz devrim dedi.
BİZ DE 2007'DE MADEM ÖYLE İŞTE BÖYLE DEDİK
Şimdi o sessiz devrim diyenler kudurdular. Biz inançla, kararlılıkla devam ediyoruz. Sandıkta kaybedenler her zaman olduğu gibi işi iftiraya, yalana başvurdular. Haksız ve adaletsiz şekilde belediye başkanlığı görevinden alınıp cezaevine giderken İstanbul halkıyla birlikte "Bu şarkı burada bitmez" dedim. Cezaevinden çıkar çıkmaz kolları sıvadık. Bu sefer tüm Türkiye'ye hizmet için yola revan olduk. Milletimizle buluşmamız öyle hızlı ve güçlü olduk ki, 2001'de partimizi kurduk, 2002 Kasım'ında iktidara geldik. 14 yıldır Türkiye'ye hizmet için gece gündüz çalışıyoruz. Bu süreçte her seçimimiz ayrı bir mücadeleyle geçti. 2007 yılında anayasayı ve teamülleri çiğneme pahasına bizi Cumhurbaşkanı seçtirmemek istediler. CHP her dönemde olduğu gibi o gün de Türkiye'nin önünü tıkadı. Biz de madem öyle işte böyle dedik.
YENİ SİSTEMİMİZ TARİHİMİZDEN VE KÜLTÜRÜMÜZDEN SÜZÜLÜP GELİYOR
16 Nisan bu sürecin hitama erişinin tarihi olacaktır. Yeni yönetim sistemimiz tarihimizden, kültürümüzden süzülüp gelen bir birikimin ifadesidir. İstanbul evet diyerek ecdadının emanetine sahip çıkıyor mu? Türkiye siyasi ve ekonomik bakımdan çok büyük zorluklara göğüs gererek, çok bedeller ödeyerek bugüne ulaşmıştır. Çok çile çektik. Ama Rabbim sonunu hayreyledi. Sabreden kimse zafere ulaşır. Ve ulaştık. Önümüzde daha çok yol var. Ne dedik, uzun ince bir yoldayız, gideceğiz gündüz gece. Çok partili hayata geçtiğimiz günden bugüne bu hızımız, bu gayretimiz farklı bir şekilde devam ediyor. Yılmadık, uzanmadık, yola gayretle devam ettik, devam edeceğiz. Ülkemizde 48 hükümet kuruldu.
İSTİKRAR OLSAYDI KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR 22 BİN DOLAR OLACAKTI
Karşımızdakiler bir şeyi temelsiz bi şekilde savunuyor. Dürüst olun, doğru olun. Ülkeyi batırdınız, bitirdiniz. Devraldığımızda 3 bin 400 dolardı kişi başına milli gelir. Şimdi biz bunu 11 bin dolara ulaştırdık. Nereden nereye? Amerika'ya bakıyoruz kaç hükümet değişmiş. Tarihi boyunca 17 başkanla yönetilmiş. Bizde 48. Onlarda 17. Aynı dönemde Fransa 11 Cumhurbaşkanı, İngiltere 15 hükümet kurmuş. En fazla Almanya hükümet değiştirmiş, o da 24 hükümetle bugüne ulaşmış. Bizim 48 hükümet kurmuş olmamız istikrarsız olduğunun ifadesidir demokrasinin gücünün değil. İstikrarlı dönemlerde ortalama yüzde 6 büyüme yakalamışız. Koalisyon, yani istikrarsızlık dönemlerinde yüzde 4'ü bile bulamadık. Türkiye hep güçlü hükümetler tarafından yönetilseydi, istikrar ortamı kalıcı olsaydı bugün bulunduğumzu yerin iki kat ilerisinde olacaktık. Kişi başına milli gelir 22 bin dolar olacaktı.
MERHUM ÖZAL'DAN DEMİREL'E, TÜRKEŞ'TEN ERBAKAN'A...
Bunlar yıllarca faizle bu ülkeyi sömürdüler. Faizle adam olunur mu? Benim fukara milletimin cebinden aldılar faiz lobisine dağıttılar. 1970'li yıllara aşağı yukarı benzer şartlarda girdiğimiz Güney Kore ve Portekiz gibi ülkeler yönetim şeklini değiştirip, istikrarı güvence altına alıp 24 bin dolara ulaştılar. Biz de ulaşacağız. Ülkemizin ve milletimizin istikbali için bu gerçeği görmüşler, çözümünü de ifade etmişlerdir. 16 Nisan'da merhum Özal'dan Demirel'e, Türkeş'ten Erbakan'a, Yazıcıoğlu'na kadar tüm liderlerin özlemi olan bir değişimi hayata geçiriyoruz.
HER SEÇİM MİLLETİMİZLE BİZİM İÇİN BİR İMTİHANA DÖNÜŞTÜ
Kaoslarla, karanlık cinayetlerle, bildirilerle, tahriklerle, provokasyonlarla önümüzü kesmeye çalıştılar. Her seçim bizim ve milletimiz için bir imtihana dönüştü. Cihan yıkılsa şu Yenikapı meydanındaki birlik, beraberlik, kardeşlik sarsılmaz, bozulmaz. Dua, dua yıldızlar avuçta, gök parçalanmış. İnşallah bu dualar, bu samimiyet, bu sadakatle çizgimizde yürüyeceğiz. Biz ülkemizin ve milletimizin önüne kurulan tüm tuzakları bu anlayış, inanç ve azimle bozduk, bozmaya devam edeceğiz.
BEN HAVALİMANINA GELDİĞİM GECE BİRİSİ DAHA GELMİŞTİ
İstanbul 15 Temmuz gecesi tarihinin en büyük sınavlarından birini alnın akıyla verdi. 16 Nisan'Rda sandıktan çıkacak her evet idamın yolunu açacaktır. Meclis'ten çıkıp bana geldiğinde ben bunu onaylarım. O gece 3.30 civarında Atatürk Havalimanı'na indiğmide orada beni o binlerce kardeşimiz karşıladı. Hep oradaydınız. F-16'lar üzerimizden uçuyor, helikopterler uçuyor. Havalimanını çeviren tanklara, zırhlı araçlara, silahlı darbecilere aldırmadan, iradesine, geleceğine benim milletim, kardeşlerim sahip çıktı. Aynı gece benden 3-3,5 saat kadar önce oraya birisi daha gelmişti. CHP Genel Başkanı. Kendi ifadesiyle 23.05 civarında havalimanına iniyor. Bakıyor ki ortalık karışık. Hemen Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gidiyor. Şimdi geçenlerde bir televizyon programında kendisine izledim. Ne dese beğenirsiniz, diyor ki: Sayın Cumhurbaşkanı Marmaris'ten çıktığında beni haberdar etseydi ben de oraya gelirdim diyor.
16 NİSAN CHP'Lİ KARDEŞLERİMİN DE GÜNÜDÜR! GELİN BU ADAMDAN KURTULUN
Yahu biz facetime'den tüm Türkiye'ye çağrımızı yaptık. Sen de çıkıp gelseydin, niye gelmedin. Bundan sonra demek ki Kılıçdaroğlu'na iadeli taahhütlü göndermemiz lazım. Bu kişi darbe olsa tankın üzerine ilk defa ben çıkarım demişti. Bu durumda olan bir kişinin bu ülkede yapabileceği bir şey olabilir mi? Bunlarda yürek diye bir şey yok. Ben darbelere karşı olduğumu söyledim diyor. Sonra da çıkıp utanmadan "Bu kontrollü darbe" diyor. Ey Kılıçdaroğlu, bu ifade var ya, şehitlerimizin ruhunu muazzep edecektir. Bu kasetle oraya geldi. 7 defa kaybetti, şimdi sekizinciye hazırlanıyor. Ama inanın yine gitmez. Koltuk kontrollü. Ben CHP'ye gönül vermiş kardeşlerim için üzülüyorum. Fikirlerimiz uymasa da bu kardeşlerimziin Kılıçdaroğlu gibi bir felakete maruz kalması gerçekten üzüntü verici. 16 Nisan CHP'ye gönül vermiş kardeşlerimin de günüdür. Gelin bu adamdan kurtulun. 16 Nisan'dan şöyle rekor bir evete ulaşmamız halinde artık bu zatın yerinde oturamayacağına inanıyorum.
KILIÇDAROĞLU HDP'NİN DESTEĞİYLE HAKKARİ'DE MİTİNG YAPTI
Hakkari'deki mitinginde bir tane Türk bayrağı yoktu. O zaman HDP'lilerin desteğiyle Hakkari'de bir miting yaptı. Türkiye'de bu iş yürek işi diyoruz ya, bunu boşuna söylemiyoruz. Bir gün FETÖ'nün borazanlığını yapan ertesi gün PKK seviciliğine soyunan, bir sonraki gün başka bir örgütün avukatlığına soyunan bir parti Cumhuriyetin partisi olamaz. Evet verenleri İzmir'de denize dökmekten söz ediyor. Diğeri ondan aşağı kalmamak için hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş kadar sevineceklerini söyledi. Güya bu da deneyimli. Deneyimlisi de böyle, deneyimsizi de böyle. Partili Cumhurbaşkanlığını eleştiriyor. Partiyi mi yönetecek, ülkeyi mi yönetecek diyor. Sanki CHP'nin geçmişini hiç okumamış. Gazi Mustafa Kemal hem Cumhurbaşkanı hem CHP'nin genel başkanı değil miydi? Ey Kılıçdaroğlu biraz tarihini oku, biraz geçmişini oku yahu! Cemazüyelevvelini öğren yahu.
ÖYLEYSE GAZİ MUSTAFA KEMAL VE İNÖNÜ DE TARAFLI MIYDI?
Böyle olan bir Cumhurbaşkanı tarafsız olabilir mi diyor. Demek ki Gazi Mustafa Kemal, demek ki İnönü tarafsız değildi. Böyle bir saçmalık olur mu? Siz hizmette tarafsız olacaksınız. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden şunlar şunlar geçer, şunlar şunlar geçemez diyor muyuz? Avrasya Tüneli'nden, Marmaray'dan aynısını diyor muyuz? Hayırcıların cibilliyetinde bu var. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne hayır dediler mi? Fatih Sultan Köprüsü'ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne, Marmaray'a, Avrasya Tüneli'ne hayır dediler mi? Osmangazi'ye hayır dediler mi? Biz bunların hayır hayır demelerine rağmen bunları yaptık. Niye? Benim milletime bunlar layıktı da onun için.
HAYIR ÇADIRINA GİRDİM BAKIN BANA NE DEDİLER?
Hayır çadırına girdim. Niye hayır diyorsunuz dedim. Çağdaş bir Türkiye için hayır diyoruz. Dedim ki, Türkiye şu anda çağdışı mı? Bakın şurada Yavuz Sultan Selim Köprüsü var. Dört geliş, dört gidiş. Hemen makas değişti, niye oranın adını Tayyip Erdoğan Köprüsü koymadınız da, Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz. Dedim ki: Bak üzüldüm! Sen şunu söylemeliydin, Tayyip Erdoğan ne kadar mütevazı ki kendi adını buraya koymadı. Peki niye Yavuz Sultan Selim. Çünkü o devlet-i aliye-i Osmaniye'nin gelmiş geçmiş en önemli sultanlarından biriydi. Oraya o yakışır. Bizim derdimiz bu konuda tarihimizle bugünü buluşturalım.