Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Muaviye" benzetmesi!
DEVA Partisi'nin yönetim kadrosu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik saldırgan söylemlerini, İslam tarihindeki bazı acı olayları hatırlatarak çirkin bir noktaya taşımayı yöntem olarak seçti! Son olarak parti lideri Ali Babacan ve sağ kolu genel başkan yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, Erdoğan'ı Sıffin'de Hz. Ali ile savaşan Muaviye'ye benzetti!
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son günlerde piyasalardaki hareketlilik ve döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Haftalık değerlendirme toplantısında konuşan Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan tartışma yaratacak ifadeler kullandı.
"Merkez Bankası’na faizi indirsin talimatını ‘nas’ ile verdi. Kutsal kitabın sayfalarını mızrak ucuna takıp savaşanlar gibi mi anılmak istiyorlar? Madem faiz kötü, niye sıfırlamıyorlar? Maksatları, dinimizin kutsallarını günlük siyasete alet etmek." diyen Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Emevi Hanedanı'nın kurucusu Muaviye bin Ebu Süfyan'a benzetti.
BU YAKIŞTIRMA PARTİ POLİTİKASI...
Bu söylemin bir parti politikası olduğunu ortaya koyan ise DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen oldu!
Sosyal medyada Babacan'ın açıklamalarını tekrar eden Ekmen, "Mızrak ucuna ayet takmanın acılarını tarihte yeterince yaşadık, bunu tekrar denemek sadece daha çok çatışma ve acı yaratır, sadece acı." diyerek bu imayı yineledi.
mızrak ucuna ayet takmanın acılarını tarihte yeterince yaşadık, bunu tekrar denemek sadece daha çok çatışma ve acı yaratır, sadece acı. https://t.co/YdjZL6FEBy
— Mehmet Emin Ekmen (@emin_ekmen) November 24, 2021
SIFFİN SAVAŞI VE HAKEM OLAYI...
DEVA Partisi yöneticilerinin bu mesajlarının referansı ise İslam tarihine uzanıyor.
Emevi Hanedanı'nın kurucusu Muaviye bin Ebu Süfyan, Hz. Ali’nin hilafetine isyan ederek Sıffin’de ordusuna Kur'an-ı Kerim sayfalarını mızrakların ucuna takarak savaşmaklarını emretmesiyle tarihe geçmişti.
Savaş, 657 yılında, Fırat havzasında bulunan Rakka’nın doğusundaki Sıffin denilen yerde yapıldı ve bu savaşta bir çok Müslüman şehit oldu.
Savaşta, Hz. Ali’nin şiddetli bir taarruzu ile Şam ordusu dağılma noktasına geldi. Savaş kazanılmak üzereydi ki, Muaviye'nin komutanlarından ve daha sonra valiliğini de yapacak Amr bin el-Âs, Şamlı askerlere “Her kimin yanında Mushaf varsa onu mızrağının ucuna takarak yukarı kaldırsın.” dedi.
Bu emri yerine getiren askerler Hz. Ali tarafına, “Aramızda Allah’ın kitabı hakem olsun.” diye seslendiler. Amr bin el-Âs’ın tedbiri etkisini göstermiş, Iraklı askerler; “Allah’ın kitabına yapılan çağrıya icabet edelim.” demeye başlamışlardı.
Hz. Ali bunun bir savaş hilesi olduğunu askerlerine anlatmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Her iki taraftan birer hakem seçilerek, Kur’ân’a uygun kararın çıkartılması istendi. Hz. Ali’nin tarafında bulunanlar bunu memnuniyetle karşıladılar. Şamlılar Amr bin el-Âs’ı, Hz. Ali tarafındaki Iraklılar da Hz. Ebu Mûsâ el-Eş’arî’yi hakem tayin ettiler.
37. yılın Safer ayında Düvmetü’l-Cendel’de bir araya gelerek, karar verirken esas alınacak prensipleri içeren “Tahkimnâme”yi kaleme aldılar. Bu olaya İslâm tarihinde “Hakem Olayı” denir.
Hz. Ali'nin Haricilerce öldürülmesinin ardından Muaviye hilafeti ele geçirince, Amr bin el-Âs, Muaviye tarafından 658 yılında Mısır valiliğine atandı. Bu tarihten itibaren Mısır'ı Emevilere bağlı olarak Muaviye adına yönetti.