Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan YÖK'e flaş çağrı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı açılış oturumunda konuştu. Erdoğan, YÖK'e çağrıda bulunarak, "Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir ya! Bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin?" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Dünyası Yükseköğretim Alanının Oluşturulması Toplantısı açılış oturumunda konuştu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI ŞÖYLE;
Konferansımızın medeniyet coğrafyamızdaki yüksek öğretim sorunlarının tartışıldığı yeni işbirliğinin kapılarını aralayacağına inanıyorum. sayın YÖK Başkanı ve ekibine vermiş olduğu emeklerine ayrıca teşekkür ediyorum. Mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz İslam medeniyetinin özü hepimizin de bildiği gibi kardeşliktir. Dayanışmadır. Bir duvarı konuşturan tuğlalar gibi birbiriyle kenetlenmektir. Bu açıdan yaklaştığımızda kültürel, siyasi, mezhebi, etnik farklılıklarımız handikapımız değil en büyük zenginliklerimiz, en önemli yanımızdır. Müslümanlar ancak kardeştir. Sınırlarımızın aramıza girmemize, bizi birbirimizden koparmasına asla izin veremeyiz. Son zamanlarda yaşanan hadiselerin aramıza yeni duvarlar, bariyerler ördüğü de bir gerçektir.
ALLAH NEYİ EMREDİYOR BİZE: SÜREKLİ MÜŞAVERE EDİNİZ
Niçin bu hallere düştük? Bunlar bizi yaralıyor. Biz bu hallere düşmeli miydik? Biz diyalog yoluyla herhangi bir sıkıntı olduğu zaman birbirimizle oturarak, konuşarak çözemez miyiz? Rabbimiz ne emrediyor, bütün işlerinizde müşavere ediniz. Bir sıkıntı mı var, açarız telefonu şurada bir konu oldu, neden, niçin, bu sıkıntının altında yatan mesele nedir deriz, çözüm yollarına gideriz. Yok çözüm yoluna değil de etrafımıza birilerini alarak herhangi bir kardeşimizi sıkıştırırsak bunlar bize yakışmaz. Bizim her zamankinden daha fazla dayanışmaya, kardeşliğe ihtiyacımız var.
KÜTÜPHANEDEKİ KİTAPLAR YA TALAN EDİLDİ YA DA ÇALINDI
Suriye, Irak, ölen Müslüman, öldüren İslam kisvesi altındaki müsvetteler. Böyle bir akli noktada zayiat olabilir mi? Suriye'de ve Irak'ta her bir taşında binlerce yıllık medeniyetimizin işareti olan şehirler adeta şu anda enkaz yığını hale geldi. İşte o yavruların halini görüyoruz. Onların taş yığınları arasında, binaların altında ne durumda olduklarını görüyoruz. İşte Halep, İdlip, Hama, Humus harabeye çevrildi. Senelerdir ilim aşıklarının susuzluğunu gideren meşhur Musul Kütüphanesi talan edildi. Bağdat Kütüphanesi'nde yeralalan her biri hazine değerindeki kitaplar ya imha edildi ya çalındı. Bir zamanlar bunları Hülagu Han da yapmıştı.
SİNAGOG VE HAVRALARA GİDEN MUSEVİLERİ KORUMALIYIZ DEDİM
Müslümanların mevcut güçsüzlüğünden, parçalanmışlığından cesaret alan İsrail yönetimi, Kudüs'ün İslami karakterini tahribe yöneliyor. Her fırsatta ülkemizi eleştiri yağmuruna tutanlar mesele Filistin, Kudüs, Müslümanların hakkı hukuku olunca birden sus pus kesiliyor. Hiç kimse bizden artık bıkkınlık derecesinde bu iki yüzlülüklere sessiz kalmamızı bekleyemez. İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın onurunun korunması sadece Filistinli kardeşlerimizin değil tüm İslam aleminin vazifesidir, görevidir. İstanbul'umuzda sinagoglar, havralar var. Bu olaylar olurken bazı gruplara sinegoglara saldırma yoluna gittiler. İlk işim İstanbul Valisine ve emniyet müdürüne "Bizim dinimiz bunlara müsaade etmez, İsrail böyle yapıyorsa biz böyle yapamıyoruz. Tam aksine buralara ibadet eden Musevileri koruma altına almamız lazım" dedim. Sağolsun korumayı sağladılar. Müslümanın görevi de zaten budur.
ATEŞ ÇEMBERİNE SOKABİLECEK POLİTİKALARDAN KAÇMALIDIRLAR
İsrail'in metal dedektörleri kaldırması olumlu bir adım olmuştur ama yeterli değildir. Cuma günü namaz için gelenlere kapıların kapanmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Mescid-i Aksa'nın kapısı dünya Müslümanlarına kapatılamaz. İsrail insan haklarına saygılı davranmalıdır. İsrail Cumhurbaşkanı ile görüştüm ve kendisine bütün bunları aktardım. Dedim ki, "Artık sizler de bir Cumhurbaşkanı olarak bu konudaki ağırlığınızı koymalısınız". Ben Cumhurbaşkanı olarak ancak Cumhurbaşkanı ile görüşürüm. Başbakanım İsrail Başbakanı ile görüşür. Uluslararası diplomasinin gereğini yapıyoruz. İsrail yönetimine şunu hatırlatmakta fayda var. Bu dünyada barış içinde yaşamak istiyorsak, istiyorsanız, başkalarını tehdit etmek yerine kendisini ve bölgeyi ateş çemberine sokabilecek politikalardan kaçınmak gerekiyor.
MEDENİYETİMİZİN ÇEKİRDEĞİ HALA SAĞLAMDIR
Hasar almamıza rağmen medeniyetimizin çekirdiği hala sağlamdır. Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir. Bunun için mutlaka kendi öz eleştirimizi yapmalıyız. Sorunlarımızın kaynağı olarak hep başkalarını işaret etmek, sıkıntılarımızın çözümünü dışarıda aramak bizi yanlış yola sevkedecekdir. Müslümanlar neden bu hale düştüklerinin cevabını lütfen kendilerinde, bilgi kaynaklarıyla kurdukları ilişkide aramalıdırlar. Bizim dinimiz cehaleti emretmiyor; tam aksine ilmi emrediyor. İslam dünyasındaki nüfusun yüzde 55'nin okuma yazma bilmediği gerçeği yüreğimizi acıtıyor.
YÖK'E YARDIMCI DOÇENTLİK ÇAĞRISI
Üniversitelerimiz arasında tecrübe paylaşımını ve öğrenci hareketliliğini artırmamız gerekiyor. YÖK Başkanımızdan 'Mevlana' programını 'Erasmus' benzeri bir program haline dönüştürmesini rica ediyorum. Değişim programının sadece bununla sınırlı kalmaması ve ortak diploma programlarının da devreye alınması şarttır. Hala YÖK'ün 250'ye aşkın ortak diploma programı bulunuyor. YÖK Başkanımızdan ricam, en az 15 üniversitemizin, lisans, yüksek lisans ve doktorada ortak diploma çalışmasını başlatmasıdır. Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir ya bunu gözden geçirin. Dünyanın kaç yerinde var bunu da söyleyin. Pek görmüyorum. Bunu birileri birilerini oyalamak için yapmışlar.
PARLAK GENÇLERİMİZİ BATI KURUMLARI KAPIYOR
Dünyanın en iyi ilk 500 üniversitelerin arasında İslam ülkelerinden sadece bir avuç kurum bulunuor. En zeki öğrencilerimizi Batılı eğitim kurumlarına kaptırıyoruz. Gençlerimiz kendi üniversitelerinde parlak bir gelecek göremedikleri için Batı'ya yöneliyor. Bu öğrencilerin akademik çalışmalarını bitirdikten sonra doğal olarak kendi ülkelerine dönmelerini, kendi insanlarına hizmet etmelerini bekliyoruz. Çoğu zaman anavatanlarına dönmüyor, eğitim aldıkları yerde kalıyorlar. Devleti yönetenler olarak bizlerin ve sizlerin gençlerimizi kendimizden uzaklaştıran asıl sebepler üzerinde düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum.
15 TEMMUZ'DA HOCA KILIKLI ŞARLATANIN PEŞİNE TAKILANLARI GÖRDÜK
Geçtiğimiz 15 yıl gecesi hoca kılıklı bir şarlatanın neler yapabileceğine, nasıl ihanet edeceğine çok yakından şahit olduk. Bunun peşinde profesörler, doçentler vardı. Nedir, göz var görmez, kulağı var duymaz aynı şekilde ağzı var hakikati konuşmaz. "O bize şah damarımızdan daha yakındır" diyor. Bunu diyen ilmiye sınıfından. Kitabı mübinden bize şah damarından daha yakın olan Rabbimizdir. Bunu söyleyecek kadar istikametini kaybedenler var. Bu dayanışmamız bu bakımdan da çok önemli. Şu gördüğünüz külliyenin etrafında 29 kardeşimiz şehit oldu, 36 evladımız yaralandı. Türkiye genelinde 250 şehidimiz var, 2 bin 193 gazimiz var. Şehitler arasında 1 profesörümüz, 8 de üniversite öğrencimiz var.
Bu örgüte karşı dikkatli olun ve harekete geçin. 160 ülkede faaliyetleri var. Bizim başımıza gelen bela, o ülkelerin de başına gelebilir.