Kendisini "köpek" olarak gören Tom'un, yani nam-ı diğer "Benek"in hikayesi ile başlayalım. Tom, yani kendisi için seçtiği köpek ismi ile "Benek", bir tiyatroda mühendis olarak çalışıyor. Köpek olduğunu ise zamanla fark etmiş ve kademe kademe ilerleyerek bir "köpek benliği" geliştirmiş. Bahsettiğine göre Tom, ilk başlarda sadece tasma takarak uyumak gibi düşük seviyeli meyiller gösteriyordu. Fotoğrafta gördüğünüz kadınla nişanlıydı ve sağlıklı bir ilişkisi vardı. Nişanlısı bir noktaya kadar Tom'un bu tercihine saygı gösterdi ve yanında kaldı. Fakat bir süre sonra ayrıldılar. Tom bir gün internet üzerinden kendisine bir köpek kostümü aldı. Evde bu kostümü giyerek köpek gibi davranmaya başlamasıyla "köpek benliği" geliştirmeye başladı.
Daha önce hiç kendini kedi, köpek sanan bir insanla tanıştınız mı?
İnternetin her yere uzanan eli sayesinde her gün yepyeni olaylara şaşırıyoruz; çoğu zaman da "Vay be! Ne hayatlar yaşanıyor!" demekten başka tepki veremiyoruz. İşte yine karşımızda, akıl sır erdiremeyeceğimiz, tuhaf bir hikaye var...
Tom'a göre, köpek olmak sadece köpek kostümü giyip, kalça kısmına taktığı elektronik kuyruğu sallamak, tenis toplarıyla oynamak değil; gündelik hayatın stresinden, gereksiz hırslardan kurtulmaya yönelik oldukça "doğal" bir güdüymüş! Bir barda içki içerken ise sahibi ile tanışması onu tamamen köpek etti! Anlattığına göre Tom bir gün sıradan günlük insan kıyafetleri ile bir barda içkisini yudumluyordu. Yanına bir adam yanaştı ve "Ah, çok belli, sen bir köpeksin!" dedi. İşte bu noktada Tom gerçek anlamda köpek olduğunu artık benimsemişti.
"Köpek olduğumun başkası tarafından fark edilmesi, nihayet tamamen köpek olduğumu benimsememe sebep oldu. Fakat aynı zamanda da biraz korkmuştum! Çünkü üzerimde tasmam ve bir sahibim yoktu! Tasmasız ve sahipsiz bir köpeğe bakacak kimse yoktu!" diyerek açıkladığı bu aydınlanma anından sonra ise, barda tanıştığı bu şahıs onu sahiplendi. Tom şu an sahibiyle oldukça mutlu. Ayrıca, kendisi gibi köpek dostları da var! Sık sık buluşarak sokaklarda köpek gibi dolaşıyorlar ve bazen de organizasyonlar düzenliyorlar! Hatta her sene "Mr. Puppy Europe" adı altında, en güzel erkek köpek adamlar için güzellik yarışması düzenliyorlar. En sağlıklı cilde, yani en güzel köpek kıyafetine sahip olan ve en düzgün köpek gibi davrananlar bu yarışmayı kazanabiliyor! Tasma ve zincir gibi objeler cinsel çağrışım yaparak, sado-mazo ilişkileri hatırlatsa da; "köpek olmak" seksüel bir konu değil; onlar için adeta bir yaşam biçimi. Bir başka köpek adam Kaz'ın dediğine göre; bu köpek olmak durumu, sadece eğlencesine yapılacak bir şey değil, tamamen benlik meselesi!
Kaz, bir teknoloji mağazasında çalışırken sürekli klavyeleri ısırırmış ve ve iş arkadaşlarının tişörtlerini koklarmış! Çevresindekiler ise bunu hiç yadırgamazmış; zira onu olduğu gibi kabul ediyorlarmış... Oldukça ilginç değil mi?! Kaz evde tek başınayken bile her zaman köpek maması kabından yemeğini yediğini söylüyor. Yine de çatal bıçak kullanmayı tercih ediyor; yoksa yemek yerken televizyon izleyemiyor! Kaz için "köpek benliği" diye bir olgu yok. O, bu durumu "köpek olmak" diye tanımlıyor. Bir akademisyen olan David ise "köpek benliğini" sadece eğlenmek için kullanıyor. Köpek olmadan aylarca dayanabileceğini söyleyen David için köpek benliği bir kaçış noktası! David oldukça başarılı bir kariyeri olan, dışarıdan sıradan gözüken bir hayat süren biri! David, sahibinin yanına yanaşanlara hırladığını söylüyor, tıpkı bir köpek içgüdüsü gibi! Sahibini mutlu etmekten haz duyan David, 10 yıldır sahibinin "tasmasında" yaşıyor. Bu köpek adam sürüleri içindeki "köpeciklerden" bazıları, aynı kişi tarafından sahiplenilmiş de olabiliyorlar! Bu konu ise aralarındaki sahip-köpek ilişkisinin romantik ya da cinsel değil; gerçekten de hayvan sahiplenmek şeklinde işlediğini gösteriyor. Sadece sahiplerine değil, diğer köpek arkadaşlarına da oldukça bağlılar! Bu tuhaf adamlar, bir aile gibi birbirlerine sahip çıkıyorlar. Onları anlamayacak bir dünyada, birbirlerine sahip olmaları elbette ki güzel! Sonuçta kimseye bir zararları yok... Gayet de mutlu görünüyorlar... Yine de tuhaf işte! Kendi küçük ve kapalı komünisteleri içinde dış dünyayı pek umursamıyor gibi gözükseler de; arada sokaklarda sahiplerinin tasmasında yürüyerek, ağaç diplerine işeme hareketleri yapıyorlar. Dış dünyaya ise "biz yolda yürüyen herhangi biriyiz aslında!" mesajını iletmek istiyorlar.