DAİŞ’i kim bitirebilir?
Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’den çıkacağı açıklaması üzerine istifalar üstüste gelmeye başladı. Savunma Bakanı ve Suriye DAİŞ’le Mücadele Özel Temsilcisi görevden ayrılacaklarını açıkladılar.
Maalesef PKK’nın uzantısı olan PYD/YPG adlı terörist yapılanmaları binlerce TIR'lık silah ve mühimmat ile donatarak DAİŞ ile mücadele etmelerini bekleyenler de bunlar idi.
Görünürde PYD/YPG ile ilişkiye biçilen kisve DAİŞ ile mücadele olmakla birlikte hesap çok daha derinlerde idi. Türkiye’yi hizaya getirmek, stratejik ortak konumundan çıkararak, bölgede yeni bir güç odağı oluşturmak ve hem Arap dünyasını hem de Türkiye’yi istikrarsızlıkla tehdit etmek gibi hedefler vardı.
Evdeki hesap çarşıya uymadı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları gösterdi ki DAİŞ’de, PKK’nın türevleri olan YPG/PYD’de Türk Silahlı Kuvvetleri karşısında bir hiçtir.
Zeytin Dalı Harekatı ile birlikte, ABD yıllarca eğitip donattığı bu kağıttan kaplan terörist yapılarla herhangi bir yol alamayacağını gördüğü gibi Türkiye’yi kaybetmenin bedelinin kendisi için çok ağır neticeler getireceğini de farketti.
Benzer bir hezimeti de Kuzey Irak’ta peşmergenin bitik haldeki Irak merkezi hükümeti güçleri karşısında çil yavrusu gibi kaçmasıyla yaşadılar. Türkiye’nin küçük bir desteği ile Irak merkezi hükümetine bağlı silahlı güçler peşmergeyi darmadağın etti. Bağımsızlık peşinde koşarlarken bir anda kendilerini topyekün imha olma tehlikesi içinde buldular…
Suriye’de de, Irak’ta da perişan oldular. Dökme suyla değirmen dönmeyeceğini, terörist yöntemlerle var olan yapıların nizami güçler karşısında varlık gösteremeyeceğini bir kez daha gösterdiler.
Mesele esasında bu kadar açıktır. Şayet ABD bu kadar çok silah ve mühimmat ile donattığı ve eğittiği adamların birazcık dayanacağını düşünse idi kesinlikle Suriye’den çıkmakta bu denli istekli ve hızlı olmazdı.
Fırat Kalkanı Harekatı’nın birincil hedefi DAİŞ militanları idi. Türkiye bu harekat ile binlerce teröristi imha etti. Irak’ta da yine bini aşkın militanı yok etti. Rakamlar gösteriyor ki, DAİŞ’le mücadele gerekçesiyle bölgede bulunan tüm ülkelerin elde ettiği neticelerin hiç birisi Türkiye’ye yaklaşmıyor bile…
Kalan teröristleri de yine hızlı bir şekilde imha kabiliyeti olan tek ülke de Türkiye.
Trump bunu görüyor.
Suriye’ye üç aylığına giren ABD güçleri yedi yıldır bir türlü çıkamadı. Kalmasının da ABD’ye bir yararı yok. Aksine, Türkiye – Amerika Birleşik Devletleri ilişkileri bundan büyük zarar görmüştür.
İki ülkenin çıkarlarının da iyi ilişkilerden geçtiğini defalarca burada yazdık. Her zeminde de dile getiriyoruz.
Türkiye ile iyi geçinmeyen ABD’nin orta ve uzun vadede Orta Doğu’da, Kafkasya’da, Orta Asya’da ve Balkanlarda menfaatleri sıkıntıya girer. Zayıf ilişkiler en fazla zararı ABD’ye verir.
Suriye’de barışın inşası için de sahanın boşalması, tarafların azalması, terörist yapılanmaların her türlüsünün imhası gerekmektedir.
Avrupa’nın güvenliği de, ABD’nin çıkarları da artık Suriye’nin özgürleşmesinden ve barışa ulaşmasından geçmektedir. Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile özgürleştirdiği ve savaş alanı olmaktan çıkarıp istikrara kavuşturduğu bölgelere üçyüz binin üzerinde geri dönüş yaşanmıştır.
Türkiye önümüzdeki günlerde Fırat’ın doğusunda kendi sınır güvenliğini temin edip, terörist yapılanmaları yok ettiğinde milyonlarca insan evlerine dönecek ve Avrupa açısından göç dalgası tehdidi de ortadan kalkacaktır.
ABD’nin boşalttığı alanlara yerleşme ve PKK’yı kollamaya hazırlanan Avrupa ülkelerinin akıllarını başlarına almaları ve kendi öz menfaatlerini bir de bu yönüyle görmeleri iyi olacaktır.