Demir ağlarla örüyoruz yurdu yeniden
Cumhuriyetin 10. Yıl Marşı’nda “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan, /On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan; /Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan; /Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan / Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi, / Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!” dizelerini bilmeyen yoktur. Devlet Demir yollarının gelişimine çok önem verilmiş, hem yurt savunması ve hem de ülke kalkınması için demiryolunun ülkenin dört bir yanını adeta bir ağ gibi sarması önemsenmiştir.
Cumhuriyetin 100. Yılına yaklaştık. Yurdun her yanını bir kez daha demir ağlarla örüyoruz.
Haklı olarak da bununla övünüyoruz. Hızlı treni ülkenin her yanına yaygınlaştırmak için olağanüstü bir çaba ve kaynak sarf ediyoruz.
Ankara’yı merkez alınca şimdi İstanbul’a kadar ulaşan yüksek hızlı tren var. Eskişehir ve Konya’ya yüksek hızlı tren var. Eskişehir’e kadar olan hat Bursa’yı da rahatlatıyor. Samsun istikametine hızlı tren kısa süre içinde bitecek görünüyor.
Konya’ya olan kısım şimdi Akdeniz’e kadar ulaşacak. Karaman- Ulukışla yolunun elektrifikasyon işinin ihalesi yapılmış; Metroray isimli bir Türk firması işi almış. İşin bu kısmı da gurur veriyor. Atalar- Metroray firmaları yüzde yüz yerli ve milli bir kuruluş. Türk müteşebbislerin Ankara Polatlı’da kurduğu fabrika ile demiryollarında yüksek hızlı tren teknolojisinin en önemli kısımları olan elektrifikasyonda dışa bağımlılıktan kurtuluyoruz. Hem de dünyanın en yüksek standartlarında.
Güzel şeyleri takdir etmek lazım. Demiryolları konusunda Cumhuriyet’in 10. Yılında ülkeyi bir baştan bir başa örerken işçilik dışında hiçbir şey neredeyse bizim üretimimiz değildi. Osmanlı döneminde ise bilindiği gibi yine tamamıyla yabancıların teknolojisi ve kontrolünde kısıtlı bir demiryolu ulaşımı temin edilebilmiş idi.
Aradan geçen bu dönemde neredeyse yüzde yüzü Türkiye kaynaklı, yani bütünüyle yerli ve milli bir demiryolu inşa kabiliyetine ulaştık.
Yol medeniyettir. Demiryolu ise hem medeniyet ve hem de en düşük maliyetle, en kolay ve güvenli yollarla bir yerden bir başka yere ulaşabilmemiz için imkân ve fırsattır.
Türkiye gibi, büyüyen ve kalkınan bir ülkenin, rekabet üstünlüğü açısından ülkenin dört bir yanındaki mal ve hizmetleri dünyanın her yerine en ucuz maliyetle gönderebilmesi ve yine dünyadan temin etmesi gerekenleri ülkenin her yanına en ucuz maliyetle intikal ettirebilmesi gerekmektedir.
Yüksek hızlı tren hepimiz için güvenli, hızlı ve kaliteli bir yolculuk fırsatı sunmaktadır. Yapılan yatırımların kendisini amorti etmesi süreci çok uzun değildir. Ülkeye katkısı ise her bakımdan tartışılmazdır. Enerji, zaman ve çevre bakımından üstünlüklerini görebilmek için konunun uzmanı olmaya gerek yoktur.
TCDD yönetimini, Ulaştırma ve altyapı bakanlığı yetkililerini yerli ve milli üreticileri teşvik ettikleri ve sürdürülebilir bir demiryolu siyaseti izledikleri için kutlamak gerekiyor.
Beklentimiz Cumhuriyetin 100. Yılına girdiğimizde yüksek hızlı trenin daha çok noktaya ulaşıyor olmasıdır.
Şu ana kadar sağlanan gelişmeler bu yönde mesafe almakta olduğumuzu göstermektedir.
Kazaların olmaması, bizi derinden üzen kazaların bir daha yaşanmaması için en üst teknolojinin kullanılması, elektrifikasyon ve sinyalizasyon altyapısının titizlikle kurulması esastır. Türk firmalarına öncelik verilmesi, yerli ve milli teknolojinin geliştirilmesi için fırsat yaratılması ise ayrıca memnuniyet vericidir.