Demir: Soykırım düzeni devam ediyor! SuperHaber-Özel
Yazar Ayhan Demir, Sırp komutan Ratko Mladiç ile ilgili verilen kararı SuperHaber’e değerlendirdi.
Srebrenitsa'da sekiz bini aşkın Boşnak için katliam emrini veren ve Saraybosna kuşatmasında da başrol oynayan Sırp komutan Ratko Mladiç'in, Srebrenitsa'da soykırım yaptığı uluslararası ceza mahkemesi tarafından kabul edildi. Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, Mladic'e soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş kanunlarını ihlalden müebbet hapis cezası verdi. Kararı SuperHaber’den Arzu Erdoğral’a değerlendiren Yazar Ayhan Demir,”herkesin takdir ettiği gibi çok kalmış bir karar. Genel bir kaide vardır; “geç kalmış adalet adalet değildir” diye. Dolayısıyla bu kadar acı yaşanmış olmasına rağmen 21 sene sonra böyle bir kararın gelmesi tabi ki buruk bir sevinç” dedi.
Demir sözlerine şöyle devam etti:
Karadzic’e 40 yıl verildi Mladic müebbet hapis aldı. Fakat buna karşılık yaklaşık 1 hafta önce tamamlanan Srebrenitsa’nın Savunma Komutanı Naser Oriç hakkında Bosna Herksek ’te davalar vardı katliam yaptığına dair. Bir yandan bu devam ederken bu şunu gösteriyor; Bosna Hersek’te hala Ratko Mladic’in ve Karadzic’in kurmaya çalıştığı düzenin kalıntılarının devam ettiğini gösteriyor. Her ne kadar ceza almış olsalar bile onların güncel versiyonlarının hala Bosna’da aktif olduğunu tamamen Bosna’da kurmak istedikleri o kanlı düzenin ortadan kalkmadığını gösteriyor. Naser Oriç, bu suçlamalardan beraat etti fakat Demokles’in kılıcı gibi Bosna’daki Sırp politikacıları bu baskıyı devam ettiriyorlar Bosna üzerinde. Bir bakıyorsunuz bir tarafta müebbet almış netleşmiş bir tarafta 40 yıl hapis almış insanlar var. Bu insanların yaptıkları katliama soykırıma karşı direnen insanda yargılanıyor. Bir şeyin iki tane suçlusu olmaz. Üstelik bu iki isimle ilgili daha enteresan bir şey var. Uluslararası mahkeme uluslararası adalet bu insanlara müebbet ve 40 yıl hapis vermesine rağmen Bosna’da bu insanlar ile ilgili hala açılmış hiçbir dava yok. Bu da şunu gösteriyor. Eğer iki elebaşı olan katil Bosna’da yargılanamıyorsa bunlar hakkında dava açılamıyorsa demek ki Bosna’da hala savaş bitmemiş ve Ratko Mladic’in ve Karadzic’in kurmuş olduğu kanlı düzen ortadan kaldırılamamış demektir. Silahlar susmuş ancak katliam düzeni soykırım düzeni devam ediyor demektir sessiz ve sinci bir şekilde. Müebbet hapis almış bir insan şu anda Bosna’nın neredeyse üçte bir nüfusu tarafından kahraman olarak kabul ediliyor. Hala onun hakkında Srebrenitsa’da birileri pankartlar açabiliyor evlerinde. Mladic’in doğduğu köyde bütün evlerde Mladic’in resmiyle birlikte altında kahraman yazıyor. Demek ki bu kanlı düzen kanlı kafalar hala bitirilememiş temizlenememiş. Dolayısıyla potansiyel tehlike hala devam ediyor.
“Bunun için ne yapmak gerekiyor?” sorusunu da yanıtlayan Demir şunları söyledi:
Bu kanlı düzenin mükafatlandırıcısı olan Dayton anlaşması tekrar görüşülmeli. Dayton anlaşması Boşnaklara görünüşte bir devlet kazandırmış olsa da tarihte ilk defa bir taraftan da Çetnik Sırplara istedikleri o kanlı düzenin bir mükafatı olarak içte bir federasyon verdi. Bir anlamda bugün Bosna içerisindeki Sırp Cumhuriyeti Entitesi’nin sınırlarına baktığımız zaman hepsi Müslüman mezarlığının olduğu yere denk geliyor. Daha doğrusu son savaşta son 100 yıl içerisinde Boşnaklara uygulanan bütün soykırımın mezarlarının olduğu topraklar şu anda Sırp Cumhuriyeti Federasyonunun topraklarına denk geliyor. Bu şunu gösteriyor; Sırplar Dayton ile birlikte mükafatlandırıldılar. Gelecekte devlete dönüşme ihtimali her an sıcak tutuluyor. Dolayısıyla tehlike hala devam ediyor. Bu düzen Dayton ile kuruldu. Dayton anlaşmasının yeniden ele alınması gerekiyor. Şu anda işlemeyen bir Bosna Herksek devleti var. Dünya düzeni ve Amerika, Bosna’da kilitlenmiş bir devlet oluşturdu. 21 yıl önce kurulan devlet hala 21 yıl önceki şartlarda ve konumunda devam ediyor. Bunun değişmesi gerekiyor. Bunun en öncelikli şartı da bir Dayton anlaşmasının kalkması. İkincisi şu anda Bosna Hersek’te devletin başındaki en büyük mekanizma Cumhurbaşkanlığı değil. Biz hep Cumhurbaşkanlığı üçlü konsey diye bir şey konuşuyoruz. Onun üzerinde de hiç gündeme gelmeyen Valentine İnsco diye onun temsilcisi oldu Bosna Hersek Yüksek Başkanlığı diye bir kurum var. Bu üçlü Sırp, Boşnak ve Hırvat Cumhurbaşkanlığı heyetinin de üzerinde. Bu insan istediği gibi Bosna’nın üzerinde karar alabiliyor. Yanılmıyorsam ülkedeki ortalama maaşlar 500 Euro civarındayken bu insan 20-25 bin Euro maaş alıyor aylık. Ülkenin üzerinde bir Demoklasin kılıcı gibi beklemeye devam ediyor. İçeride üçlü Cumhurbaşkanlığı konseyi anlaşsa bile o insan onay vermediyse her şey sıfıra geri dönüyor. Yine söylediğim gibi bu da Dayton’ın getirisidir.