Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ilde hayatı felç eden iki deprem ardından birçok can kaybı ve yıkımlar meydana geldi.
Asrın felaketi olarak adlandırılan bu deprem, sadece ülkemizde değil dünyada yankı uyandırdı.
Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ilde hayatı felç eden iki deprem ardından birçok can kaybı ve yıkımlar meydana geldi.
Asrın felaketi olarak adlandırılan bu deprem, sadece ülkemizde değil dünyada yankı uyandırdı.
"Tehlike sinyallerinin giderek çoğaldığını söyleyebiliriz"
Uzmanlar depremin afet değil, doğa olayı olduğunu, onunla inatlaşmamak gerektiğini tekrar tekrar hatırlatıyor. Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sepenta Naimi, Türkiye’nin, deprem konusunda dünyanın 5. tehlikeli ülkesi olduğuna dikkat çekti. Böyle bir coğrafyada deprem güvenliğine uymayan ve yanlış konumdaki yapıların bu afetlere sebep olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sepenta Naimi, “Bu depremlerden sonra yerkabuğunun hareketi sebebiyle Kuzey Anadolu, Marmara ve Ege Bölgesindeki Batı Anadolu fay hattında enerji birikimi artmıştır. Fay sıkışmasını göz önüne alarak bu bölgeler için tehlike sinyallerinin giderek çoğaldığını söyleyebiliriz. Tedbir almadığımız her dakikada geç kalmış sayılırız” açıklamalarını yaptı.
"Para yerine konulur ama giden canlar geri gelmez”
Doç. Dr. Sepenta Naimi, atılacak ilk adımın ülke genelinde mevcut yapı stokunun denetimine hızlıca başlanması gerektiğini kaydetti. Artık imar barışından ve aflarından vazgeçilmesini, plansız ve projesiz yapılaşmalara izin verilmemesinin altını çizen Sepenta Naimi, “Kamu binaları, hastaneler ve okullar depreme karşı gerekli güçlendirmeleri yapılmalı. Ayrıca mevcut yapı stoku muhtemel depremlere karşı güçlendirme ve yenilemelerin acilen yapılması şart. Bu kolay ve kısa bir süreç değil, büyük emek ve kaynak ayrılması gerekiyor. Ancak unutmayalım, bugün yaşadıklarımızın bilançosuna baktığımızda yapacağımız masrafların sözü bile olmaz. Para yerine konulur ama giden canlar geri gelmez” dedi.
"Dayanıksız binaları ivedilikle güçlendirmeli veya dönüştürmeli”
En önemli sorunun eski ve denetimsiz olan binalar olduğunu ifade eden ve özellikle 2000 yılı öncesi yapılan binaların çok büyük bir tehdit olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Sepanta Naimi, “Her ne kadar kentsel dönüşüm adıyla bu binalar yenilenmeye çalışılsa da devlet desteğini artırmalı ve mevcut yapı stokunu hızlıca denetlemeli. Dayanıksız binaları ivedilikle güçlendirmeli veya dönüştürmeli” önerisinde bulundu.