Dijital mafya tehlikesi! Anne babalar çocuklarını nasıl koruyabilir? Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanından SuperHaber'e özel açıklamalar...

Sur canisi Semih Çelik skandalı sonrası Discord gibi sosyal medya uygulamaları üzerinden çeteleşerek çocuklara tehdit, şantaj ve cinsel istismar uygulayanlar tek tek ifşalanmaya başladı. SuperHaber olarak Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Mustafa Sansar ile 'siber mafya' tehlikesini konuştuk. Anne babalar çocuklarını nasıl koruyabilir? Ebeveynlere düşen görevler neler? İşte tüm merak edilenler...

İstanbul'da geçtiğimiz cuma günü İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'i canice katleden 19 yaşındaki Semih Çelik vakası sonrası özellikle kadın ve çocuklara yönelik tehdit, şantaj, cinsel istismar vakalarının yaşandığı uygulamalara çevrildi. 

Sosyal medya uygulamaları üzerinden çeteleşen gençlerin skandalları tek tek gün yüzüne çıkmaya başladı. 

DİSCORD UYGULAMASINA ERİŞİM ENGELİ GETİRİLDİ

Son olarak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Discord uygulamasında çocuk ve kadınlara yönelik şiddet, şantaj ve cinsel saldırılarda bulunulduğu iddia edilen gruplar ile ilgili soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.

Soruşturma kapsamında Discord uygulamasına erişim engeli getirildi.

 

KIDEMLİ SİBER GÜVENLİK UZMANI MUSTAFA SANDAR'DAN AİLELERE UYARI

SuperHaber olarak Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Mustafa Sansar ile 'siber mafya' tehlikesini konuştuk. 

Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Sansar ailelere çok iş düştüğünü belirterek dikkat çeken açıklamalarda bulundu. 

Dijital mafya tehlikesi! Anne babalar çocuklarını nasıl koruyabilir? Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanından SuperHaber'e özel açıklamalar... - Resim : 2

İşte SuperHaber muhabiri Mevlüt Yüksel'in, Kıdemli Siber Güvenlik Uzmanı Mustafa Sansar ile yaptığı çarpıcı röportaj:

"ŞU ANKİ GÖRDÜĞÜMÜZ BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ..."

"Çok trajik bir konu. Ne yazık ki bir taraftan üzüleceğimiz, bir taraftan da ciddi bir şekilde düşünmemiz gereken konulardan bir tanesi. Çünkü bu esasen şu anki gördüğümüz buzdağının görünen yüzü. Ne yazık ki her şeyi çok çabuk tükettiğimiz gibi teknolojiyi de çok çabuk tüketiyoruz Ama bilinçsizce tüketiyoruz.  Fütursuzca tüketiyoruz. Farkında olmadan tüketiyoruz.

Dolayısıyla burada bir kişinin Discord kanalında ya da herhangi bir kanalda online platformda konuşması gibi sığ düşünülecek bir olay değil. Bunun temellerine bakmak lazım. Teknoloji ilk olarak bizim ülkemize geldiğinde herkes bir anda interneti evlerine aldığında bambaşka bir dünya ile karşılaştılar. O eski kapalı toplumun haricinde yaşamış olan kişiler, kapalı toplumda yaşamış kişiler birden çok böyle geniş, uçsuz bucaksız bir noktaya getirdi ve bizi öyle getirdiğini düşündü ve sınırları olmadığından dolayı da kendi sınırlarımızı da artık çizemez hale geldik.

Dolayısıyla adam bir tıkla Amerika'ya bağlandı, Çin'e bağlandı ve ismini Mahmut dedi, Ahmet olan ismini Mahmut dedi. O taraftaki de sorgulamadı ve sonra ne olmaya başladı? Ben buradan kendimi gizleyebilirim, farklılaştırabilirim. Gerçek hayatta konuşmam gereken kişilere ya da sinirlense bile savunma mekanizmalarını savunmaya çalışırken kullanacağı kelimeleri düşünerek konuşurken orada konuşmamaya başladı.

Klavye delikanlılığı denilen mevzuya dönmeye başladı.

Dolayısıyla bu olayların tamamını bu perspektifle geniş açı bakmak lazım. Hatta 360 derece bakmak lazım.  Bu konu ailede başlıyor. Bunu herkes söylüyor diyorlar. Evet doğru ama bilmediğiniz şeyi yönetemezsiniz. Yönetemediğiniz şeyden zarar görürsünüz. Ailelerimizin 40 yaş üstünde ya da 30 yaş üstündeki aile kurmuş bireylerin hangisi teknoloji okuryazarlığına sahip?

Evet teknoloji okuryazarlığını konuşalım. Ne demek teknoloji okuryazarlığı?

"Yani teknoloji okuryazarlığı bir telefonun son modelini o gün, o gece almak değil. Ya da internette sörf yapmak değil. Neyi ne şekilde kullanacağını. Bunun yararını ve zararının ne olduğunu bilerek, farkında olarak kullanmak.

"İNTERNET ORTAMINDA SENDEN İSTENEN BİLGİLERE DİKKAT ET"

Teknoloji çok güzel bir şey evet. X marka modelin telefonun son modeli çıktı. 1 terabayt çıktı. Görüntüsü şöyleydi. İşte internette şöyle bir platform vardı. Evet çok güzel. Ama bunu yaparken güvenlik tedbirlerini alıyor musun? Kullanılan ortamlarda senden istenen bilgileri ne olduğunu biliyor musun? Verdiğin veri ile aldığın veri arasındaki oran ne?

Bunların her birine bakmak, değerlendirmek lazım. Bunu düşünmeyen sadece Facebook'ta, Instagram'da, Twitter'da ya da herhangi bir sosyal mecrada fotoğraf paylaşan, yemeğini paylaşan, üstünü başını paylaşan ve bunu fütursuzca paylaşan, adres bilgisini paylaşan, çocuğunun resmini paylaşan, iş yeri adresini açıkça belirten, parasını gösteren birisinden teknoloji okuryazarlığını düşünmek ya da çocuğunun bu duruma düşmesini nasıl engelleyeceğini düşündürmek zor bir durum.

Dolayısıyla çocuklar meraklılar ve onlar teknoloji içinde doğdular. Evet, belki 3 adım daha ileride ailelerinden. Öyleyse bu burada kalsın düşüncesiyle çocuğumuzu koruyamayız.

"SEN TWİTTER KULLANMIYORSUN AMA ÇOCUĞUN KULLANIYOR. ÖĞRENMEK ZORUNDASIN"

Öncelikli olarak telefonu, interneti, internetin ne olduğunu, sosyal medyaların ne olduğunu öğrenmelisin. Benim twitterım yok. Ben Facebook'u kullanmam. Kimse kimseye de ben bakmak istemiyorum. Oralar çok ayrı bir kavramlar. Sen kullanmıyorsun. Çocuğu kullanıyor, 5 yaşındaki çocuğu kullanıyor. Hatta onlar artık 'Facebook'u falan dedeler kullanıyor' moddalar çok daha farklı platformdalar.

"ÇOCUKLARIMIZI İZLEMEK, DENETLEMEK ZORUNDAYIZ"

Çocuğunu izlemek, denetlemek, kontrol etmek zorundasın. Babalarımız ya da babalarımızın babaları ne yapardı? Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim derdi.

"BEN SİGARA İÇMİYORUM ÖYLEYSE SİGARA NEDİR BİLMİYORUM DEME LÜKSÜN YOK"

Ya da takip ederdi. Lise çıkışında köşe başında beklerdi. Sigara mı içiyorsun? Hareketlerin Nereye gidiyorsun? Davranışların ne? Kısıtlamasa da kontrol altında olduğunu bilirdin ya da hissettirirdi. Bir noktada çıkart bakalım o sigarayı falan derdi mesela, tamam mı? Ya da başka bir şey derdi. Fakat sen buna Ben sigara içmiyorum, öyleyse sigara nedir bilmiyorum deme lüksü var mıydı? Yoktu.

"ELİNE SON MODEL TELEFON VERMEK MARİFET DEĞİL, KONTROL ETMEK LAZIM"

Aynı şekilde teknolojiyi bilmemiz lazım. Girdikleri platformları kontrol etmemiz lazım. Eline son model telefon vermek bir marifet değil. Onun içinde neler yaptığını, nereye bağlandığını, nasıl hareket ettiğini bilmek lazım. Birinci olayımız bu. Teknolojik okuryazarlığı bileceğiz. Neyi neden yaptığımızı bileceğiz. Bilgi güvenliğinin farkında olacağız. Yüklenilen programların bizden neler istediğine bakacağız. Mikrofon izni istiyor, galeri istiyor, fotoğraf izni istiyor. Kamera izni istiyor, konum istiyor. Şunu istiyor, bunu istiyor. Ee ama ücretsiz ama böyle.

"HACKER'LARIN ELİNDE SİHİRLİ DEĞNEK YOK, KENDİ ELLERİMİZLE VERİYORUZ"

Resimlerimi burada paylaşıyorum. Kendilerini. Kendi elinle veriyorsun. Sonrasında da başıma bir şey geldiğinde bu nasıl oldu diyorsun. Her zaman söylediğim bir şey var. Hacker bir tık uzağınızda ve hacker'ın elinde bir sihirli değnek yok. Böyle dokunup da şifrelerinizi öğrenmiyor. Sizin verdiğiniz veriler ya da girdiğiniz platformların güvensizliğinden kaynaklı açığa çıkan verilerden elde edilmiş bilgiyi kullanır. Hackerlar ve sizin sosyal medya hesabınız hacklenir, dolandırıcılığa maruz kalırsınız. İrtibat bilgileriniz her yerde dolaşır. Dolayısıyla kullandığınız ve kullandığınız çocuklara interneti, teknolojiyi iyi bilerek hareket etmek, onları nerelere getirdiğini kontrol etmek lazım. Arkadaş ortamlarını bilmek lazım ki buradaki arkadaş ortamları X kim olduğu belli değil.

 

"TEKNOLOJİYLE SESLERİNİ ÇOCUK SESİ YAPIP TUZAK KURUYORLAR"

Çeşitli teknolojilerle sesini çocuk sesi gibi yapan, fotoğraflarını çocuk gibi yapan, ondan sonra onları kandırmaya yönelik birçok eylem yapıyorlar.  Bunun içinde para, hediyeler ve daha birçok konunun olduğu tuzak kuruyor. Tuzak kurulan ortamlar var. Dolayısıyla sen o çocuğunun neler yaptığını oradan kontrol et. En başta iki okul belli yaştan sonra aileden daha fazla olunan ortam değil mi? Çocuklar daha fazla okulda geçiriyorlar. Bu okulda sadece bir şeyleri öğretmek değil, eğitim de vermek lazım değil mi? Bu eğitimin içinde ahlak bilgisi, toplum yaşamı da var. 

"OKULLARDA TEKNOLOJİK TEHDİTLER ANLATILMALI"

Özellikle sınıf öğretmenleri ve rehber öğretmenleri mutlaka mutlaka entegre olarak haftalık hatta iki haftada bir eğitimlerle kişilere, öğrencilere dokunarak teknolojik tehditleri anlatmalılar.

Ben teknolojiyi bilmiyorum ki, ne anlatayım? Öyleyse değişmek zorundasın.

 

 

DİJİTAL MAFYA TEHLİKESİ

Bilişim alanında kendini geliştirmiş çocukları çeşitli kanallarda, çeşitli internet ortamlarında tespit eden dolandırıcılar, mafyalar, dijital mafyalar, o çocuğu kullanarak kredi kartı dolandırıcılığı, internet dolandırıcılığı, içerik üretme ve daha aklınıza gelebilecek birçok konuyu yaptırabiliyorlar.

Çocuğun elinin altında son model telefon ve tabletler var. Çocuğun ailesi bunu da sorgulamıyor. Nereden buldun diye de sorgulamıyor. İşin tuhafı buradan da başlıyor. Ama buradan yola çıkarak o milyonlarca dolar kazandığı dijital mafya işini esasen tabiri caizse bir suikastcıya, hani tetikçiye para verirler de eskiden birilerini vururlardı ya, bu taraftakine veriyorlardı. Ne yaparlardı? Vurduran kişiler yaşı küçük olana silahı verirlerdi ki az indirim alsın ve benzeri 14 15 yaşındaki çocuklar kullanılır. Dijital mafya burada bunu yapıyor. Çocuklar ceza.

 

"MİT'İN SİBER TARAFTA DA OPERASYONLARI VAR"

Devletin asli unsurları olan adalet mekanizması, polis, jandarma gibi savunma mekanizması ve istihbarat mekanizması dediğimiz en azından Türkiye'miz için Milli İstihbarat Teşkilatı bu üçünün de koordineli olarak burayı kontrol etmiyorlar dersek yalan olur. MİT'in çok güzel operasyonları var. Gerçek dünyada sahada, siber tarafta da var. Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, jandarma 7/24 izleme merkezleriyle bunları yapıyor. 

Ne kadar isimsiz kahraman olduğunu biliyoruz. Ordumuzda, Milli İstihbarat Teşkilatında bilmediğimiz nice bombalı eylemi iptal eden, durduran, nice terör olaylarını durduranlar olduğu gibi, burada da isimsiz kahramanlıkla siber vatan dediğimiz siber vatanımızda olumsuzlukları, çocuklarımızı, geleceğimizi koruyacak tedbirler alınabilir.

Almak için de zaten geç kaldık ama artık daha fazla vaktimiz yok, biraz daha duralım diyemeyiz.

"DİSCORD TEHLİKESİNİ YILLAR ÖNCE SÖYLEMİŞTİM"

Peki Discord gibi platformlar çok var ve onbinlerce oda var. Denetlenemeyen. Türkiye'nin bu alanda bir ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor. Yani mutlaka insanlar bu tür platformlarda görüşüyorlar. Oyun oynamak amacıyla gençler görüşüyor ya da haberleşme, konferans, panel gibi. Bizim yerli ve milli dediğimiz kendi ülkemize ait platformları oluşturma zorunluluğu ortaya çıkmıyor mu?

"Bunu çok yıllar önce söylemiştim. Yani birçok devletin ilgili kurumlarındaki yetkililere de, hükümetlere de, siyasi noktadaki kişilere de bunu çok önce söyledik. Söylememiz bir fayda getirdi, getirmedi. Getirmediği bariz ama belki de başka şeylere vesile olmuştur. Şu an yapılabilir ama geç kalınmış durumdayız. Yani kendi evinizin istediğiniz odasına gidebilirsiniz değil mi? Kendi binanızın her odasına, her yerine gidebilirsiniz. Gelen misafirlerin o kurallar silsilesinde orada yaşamasına izin verebilirsiniz. Ama başkasının evine giderseniz siz misafirsiniz. Onun kuralları geçerlidir.

Dolayısıyla Discord gibi daha birçok yurt dışı menşeili platformlar bunun Instagram'ı davet eder. Bunu Twitter'a dahil edelim. Instagram kapandı biliyorsunuz. Neden kapandı? Veri vermiyordu. Hala verip vermediği, dört dörtlük verip vermediği de şüpheli. Yani sizin adınıza, sizin çocuğunuzun adına, sizin şirketinizin adına bir platformda bir üyelik açılsa ve bu üyelikte istenmeyen görüntüler, fotoğraflar var olsa bunu kapatamıyorsunuz ya da itibarınızı zedeleyecek bir şey yapılsa kapatamıyorsunuz, bir yorumu kapatamıyorsun. Neden? Ben Türk yasalarına göre hareket etmiyorum. Ben İrlanda yasasına, İngiltere yasasına, Amerikan yasasına tabi bu da bende suç değil diyor da ne yapabiliyorsunuz? Sadece erişimi engellemesini yapabiliyorsunuz ama onu da erişimin engellenmesi kararı sadece Türkiye'deki IP'leri etkiliyor. Ne yapıyorlar? Vpn, proxy ve benzeri çeşitli argümanlar kullanarak, third party yazılımlar kullanarak kendilerini yurt dışındaki bir IP'den giriş yapıyormuş gibi göstererek giriyorlar. Engel mi? Değil. Bunun engellenmesi, daha doğrusu bu çözüm mü? Değil. Çözüm Kendi platformunuzu kurmak, Kendi evinizin sahibi olmak. Kurallarınızın kendinizin belirlediği bir alanda yaşamak. Yoksa buna yüzdeyüz bir çözüm ne yazık ki yok.

"ÇOCUĞUNUZA KURALLAR KOYMAK ZORUNDASINIZ"

Peki şimdi bu Semih Çelik dediğimiz cani ruhlu çocuğun iki genç kızı hunharca katletmesi meselesi gündeme oturdu. Biz şimdi ailelere basit yöntemlerle hangi hallerde çocuklarından şüphelenmeliler sizce? Bir bilişim uzmanı olarak mesela baba diyor ki biz odaya girdiğimizde bilgisayarını kapatıyordu, odasına kapanıyordu. Bazı kurallar koymuştu işte odama girmeyin. Gibi basit bir söylemlerle aileleri nasıl uyarabiliriz mesela? Hangi hallerde şüphelenmeliler? Inanç sisteminde mi? Giyim tarzında mı? Konuşmalarında mı? Ne var böyle tespit? Söyleyebileceğimiz basit.

"O çocukta ufak ufak değişimler oluyor zaten. Yani mesela içine kapanma bir hal, hareket tavırlarında değişiklik.

Bunun için öncesinde bazı kurallar koymak. Evet ben sana bunu alırım ama şu şu kurallar çerçevesinde olacak deyip sözlü bazen etkili telefonu almak elinde o kurallara uymuyorsa bunları yapmak lazım."

"ÇOCUĞUNUZUN TELEFONUNA, BİLGİSAYARINA İZLEME PROGRAMLARI KURABİLİRSİNİZ"

Bunun yasallığı tartışılıyor, tartışılıyor. Çünkü normalde baktığınız zaman yasal değil ama verdiğiniz telefonla bilgisayara izleme programları kuruluyor.

Mesela bunu bunu yaparak teslim etmek, ara ara da kontrol etmek. Ondan gelen dataları nereye giriyor, kimlerle konuşuyor, neler yapıyor bunları mümkün olduğunca sizin üzerinizde olan bir hat olursa mesela kimler aramış, kim aramış bu bilgileri alabiliyorsunuz.

İlk çıktığında Taksim'de çok yürüyüşler oldu. İnternetime dokunma falan gibi böyle bir eylemler oldu. Bence orada da hata yine ne yazık ki devletin ilgili birimlerinin yöneticileri düzgün anlatılmıyor. Türkiye'de bir kural ve eyi Silsileyi çıkartıyorlar. Çok güzel, halka gerçekten ferahlık sağlayacak yasalar çıkartıyorlar. Fakat bunu düzgün anlatmazsanız o sanki tam tersi olarak görünüyor. Hele ki bazı gruplar var. Marjinal gruplar her şeye itiraz ediyorlar. Aynı olaylardan bir tanesi neydi? İstiklal'de de yürüdü. İnternetime dokunma diye söylenen ama baktığınız zaman iyi olan bir şey. Güvenli İnternet aile paketi var. Bir de güvenli paket var. Çocuk paketi var.

"GÜVENLİ İNTERNET PAKETLERİ ALIN"

Çocuklar varken güvenli internete geç. Onlar yattıktan sonra ya da olmadığında normal internete geçmek bunu yapabilir. Mesela veliler güvenli internet paketleri alabilirler. Bu ücretsiz bir şey mi? Evet ücretsiz. İnternet servis sağlayıcınızdan yani işte marka veremediğimiz den dolayı interneti kimden aldıysanız.

Ezcümle demek gerekirse evet ortam sanal ama yaşanan her şey gerçek yani. Dolayısıyla bu sadece bir figür, buradaki bir teknoloji, araç. Esasen yaşanılan her şey bizde yaşanmış. 

Yani bakış açısını değiştirmek lazım. Ya burada ne yapmak lazım? Hayır, sen bana temel ortamları da ayarla. Yani aile düzeninin, görüşmelerin, çocuğunla dokunman, konuşman, bir akşam yemeğini beraber yemen, sohbet etmen, dertleşmen, ona çeşitli platformlarda, evet işte okulundaki okulunda belki takip edemezsin ama bilgisayarını takip et, internetini takip et, orada tedbirler.

 

Evet günümüzde de artık geleneksel suç örgütleri dijital platforma kaydılar, işte başta yasadışı bahisler kumar, ondan sonra uyuşturucu ve terör örgütleri dahi bu çeşitli platformlardan gençleri devşiriyorlar. Yeni tehlike bu. Bu konuda neler söyleyeceksin?

"Orası da bambaşka bir dünya ve sıkıntılı bir dünya. Oranın ama tespiti biraz daha kolay. Neden? Hani anahtar.

Günün sonunda birisi fiziksel olarak vuruluyor, birisine uyuşturucu veriliyor, gidiyor. Diğer nokta. Dolayısıyla o alanda aktif bir şekilde bu tarafa döndükten sonra kolay ama orayı en azından buraya gelmeden önce engellemeyle ilgili, suçun önlenmesiyle alakalı emniyette bir birim vardır. Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü Bu ne yapar? Suçun önlenmesiyle ilgili Sokaklarda dolaşır, ışıklarını yakar, ben buradayım der devlet. Bekçi düdük çalar. Oralarda da olmalı ki bu tarafa yansıması, o tarafta olduğunu bazen de belli etmeli. Yani polis, asker, istihbarat örgütü, oradaki kamu gücünün olduğunda bak ben buradayım bilgin olsun. Onlar başka bir alana giderler, takip edeceksin. Nasıl ki PKK önce yurt içindeydi, sonra sınır ötesine gittiler. Biz ne yaptık? Sınır ötesine bombaladık. Gittik değil mi? Gittik takip ettik. Ya onlar gitti biz öyleyse bırakalım demedik. Aynı şekilde dediğim gibi yani.

Kesinlikle önleme, takip gerektiğinde müdahale ve sonrasında da kanunu beğenmedik bence. Kanuni olarak da yani yasalarımızın da güncellenmesi, teknolojiye ayak uyduran bir yasal zeminin olması, kanunlarımızın olması, bunu uygulayacak savcıların, hakimlerin de o zihniyette, o kafada olarak hareket etmesi gerekiyor. Hala bazı savcı veya mahkemeler IP'nin ne olduğunu bilmiyorlar. Platformların ne olduğunu bilmiyorlar, bazı teknik terimlerin ne olduğunu bilmiyorlar. Bilmediğin şeyin de cezasını ya da soruşturmasını yapamazsın. Dolayısıyla kanunlar düzelmeli, yasaları. Güncellenmeli. Teknolojideki hususlara göre bunu uygulayacak savcı hakimlerin de dolayısıyla kendini geliştirmesi gerekir ki 360 derece sağlıklı ve düzgün bir yapı olsun."

GÜNÜN VİDEOSU

Palandöken’de çığ düşme anı böyle görüntülendi!

Erzurum Palandöken Dağı'nda yüksek irtifa kampı yapan Judo Milli Takımı Sultan Seki'si bölgesine tırmanırken çığ düştü. Çığ düşme anı kameraya böyle yansıdı.