Dilipak'tan şok iddia! "Bir korku pandemisi ile karşı karşıyayız, yeni bir katliama hazırlanıyorlar"
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Habertürk'te yayınlanan "Nedir, ne değildir?" programında Mehmet Akif Ersoy'un konuğu oldu. Koronavirüs salgını ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Dilipak söze beynine data yüklemek için içtiğini belirttiği e-Water'ı anlatarak başladı. Dilipak sonrasında dünyanın planlı bir salgınla, bir korku pandemisiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Koronanın 3 virüsün türevinden oluşan bir ajan olduğunu vurgulayan Dilipak, "Yeni bir katliama hazırlanıyorlar" dedi.
Habertürk'te yayınlanan "Nedir, ne değildir?" programında koronavirüs salgını ele alındı. Konuklar arasında Akit yazarı Abdurrahman Dilipak da vardı.
Dilipak koronavirüs için "Bir korku pandemisiyle karşı karşıyayız. Kovid-19 üç ayrı virüsün sentezlenmesi ile labratuvarda elde edilen bir genomik bu. Geniyle oynanmış ajan. Onun arkasından gelecek ikinci şok ise aşı ilaç bahanesiyle kısırlaştırma" diye konuştu.
Bu konuda geçmiş 3 yılda 7 makalesi bulunduğunun altını çizen Dilipak, bu bilginin bir başkası tarafından "Bizimkiler çok tehlikeli bir şeyler hazırlıyorlar hocam. Bu biyolojik savaş" sözleri ile kendisine iletildiğini söyledi.
Dünyanın geçmeye hazırlandığı 5G sisteminin dünyayı radyasyonla çevreleyeceğini, bunun da insan biyokimyasını bozduğunu ileri süren Abdurrahman Dilipak, bunun için Avrupa'da boş arazilere kenevir tohumu atıldığını belirtti.
Dünyanın 5G sistemi ile büyük bir köye dönüşeceğini vurgulayan Dilipak, herkesin boynunda kolye şeklinde bir çip, yakasında rozet şeklinde bir kamera, düğmesinin ise mikrofon olacağını, bunları takmayanların ise hiçbir sosyal hakka sahip olmayacağını ifade etti.
Gelecekte manoitlerin her işi yapacağını, bir iş hakkında bunların bilgiye sahip olmasının sadece 30 saniye süreceğini, sigorta, sendika gibi talepleri olmayacağı için insana ihtiyaç kalmayacağını belirten Dilipak korkunç bir iddiada bulundu: Yeni bir katliama hazırlanıyorlar
Dilipak, son olarak Mehmet Akif Ersoy'un 'Tedbir alıyor musunuz?' sorusuna ise 'Kenevir kullanıyorum. Daha çok bitkisel ilaçlarla kendimi korumaya çalışıyorum' dedi.
İşte Dilipak'ın programda birbirinden dikkat çeken açıklamaları:
"Elektronik su. Bunu vücudunuza yüklediğinizde datayı beyninize transfer ediyor. Yani size limonata içerken intihar etme duygusu da verebilirler. Polis yakalasa içinde bir şey çıkmaz basit bir su var içinde. Bunu Elon Musk yaptı. Ben bu suyu kullandım. E-Water'dır. Size uygun bir yazılım. Uyuşturucu kullanmak istiyorsunuz. Yazılım yükleniyor, vücut kendi endorfinini üretiyor. Böyle bir dünya gerçekleşiyor artık.
Ben menisküs için kullandım. Almanya'daki başkaydı. O başka yöntemle beyne İngilizce kaydetmek içindi. Ben bunu beynime komut vererek menüsküsümü onarması için beynime data yüklettim. Başka yerde biorezonansla göz damarlarımı güçlendirmesi için beynime komut verdim. Ben şu an arkada sübniminal bir yöntemle bir ayeti burada tüm izleyicilere ezberletebilirim.
Dünyanın her tarafının uyduyla çevirenler, dünyanın istediği yerinde arılara, karıncalara, çekirgelere de mesaj verebilirler.
Niye böyle bir giriş yaptım. Yayına girmeden DSÖ'nün istatistiklerine baktım. Her sene dünyada 5 milyon 604 bin insan grip virüsüne yakalanıyor. Bunlardan 650 bin küsürü hayatını kaybediyor. Bunu aya böldüğümüzde 2019 yılında 54 bin 160 kişi her ay öldü.
Bu seneye baktım 3 milyon 397 bin vaka tespit edilmiş. Bunlardan ölüm sayısı 240 bin 547. Rakam açıklayan en yalancı ülke Çin. Normalde Çin'de bir haftada ölen insan sayısını, o süre içerisinde toplam salgın diye insanların gözünün içine baka baka yalan söylediler. Açıklanan sayı normal zamanda bir haftada ölen insan sayısı bile değil. Toplam ölan 240 bine baktığınız zaman normal zamanda ölenden çok daha az. İtalya'da normal zamanda 27 bin küsur insan gripten ölüyor. Şu anki rakam 29 bin 315. Bana hangi salgından söz ediyorsunuz. Bu rakamlar büyük bir salgından söz etmiyor. Hesaplar uymuyor. Bir korku pandemisi ile karşı karşıyayız. Bir olay var. Kovid-19 üç ayrı virüsün sentezlenmesi ile labratuvarda elde edilen bir genomik bu. Geniyle oynanmış ajan. Mikrop da değil. Benim 3 yıl geriye doğru yazılarıma bakarsanız 7 ayrı makalem var bu konuda. Çin ya da Hindistan'da başlayacak bir biyolojik savaşın mikrobunun hikayesini anlatıyorum. Bu bilgi de bana başka bir kaynaktan geldi. "Bizimkiler çok tehlikeli bir şeyler hazırlıyorlar hocam. Biyolojik bir savaş. Aslında bir korku pandemisi üretilecek onun arkasından gelen ikinci şok ise aşı, ilaç bahanesi ile kısırlaştırma. Bill Gates, Elon Musk, Türkiye'de 5G'yi kurmak için gelen Huawei falan bunun aktörleri.
Ölümlerin niteliğini tekrar analiz ettiğimizde bu tamamen bir PR. Türkiye'nin istatistik tablosu var ya. Bunu uluslararası sistem dizayn etti. Bütün dünyada o şekilde kullanılmaya başlandı. Çünkü burada asıl pandemi korku pandemisi. Ben salgın yok demiyorum. Planlanan bir salgın. Ve bu başka hastalıkları tetikleyerek öldürüyor. Bakın bunlar başka hastalıkların üzerine yüklenerek ortaya çıkan sonuçlar. Geçen yıl kanserden ölenlerin sayısını, bu yıldan düşün göreceksiniz. Bunu analiz ettiğinizde eksiye düşersiniz. Bir pandemi var ama büyük bir korku pandemisi var.
Bakın Dünya'nın etrafı uydularla kaplanıyor. Geçen yıl Davos'ta Cüneyt Zapsu bir açıklama yaptı. Boynunda da bir kolye asılıydı. "Bunun sırrını gelecek sene söyleyeceğim" dedi. Geçen aradım o boynundaki kolye neydi? diye sordum O derinin altına yüklenmeye çalışılan çip değil, boyna takılan çip. ABD'de şu an çip uygulaması başladı. Bill Gates onun için hazırlanıyor. Bizi cyborglere dönüştürecekler. Başka bir dünya gerçekleşiyor. Bu aşıları yaptırmazsanız ve çipleri de taktırmazsanız hiçbir sosyal güvenlikten yararlanamayacaksınız. Uluslararası sistem buna izin vermeyecek. Ben diyorum ki yeni bir dünya kuruluyor. Bu Kovid'i üretenler bununla dünyayı manipüle ediyorlar.
5G ise çok yüksek radyasyon etkisine sahip, aynı zamanda çok data iletişim hızı sağlayan yeni bir röle sistemi. Ve buna dayalı cep telefonları gelecek. Bu sistemin yaydığı yüksek elektromanyetik alanlar İnsanların biyokimyasını ve hayvanları, böcekleri, bitkileri de etkiliyor çok yüksek radyasyon olduğu için. Özellikle akciğerde salgıya sebep oluyor. Bu da oksijen absore edilmesini sınırlandırıyor. Artı 5G ortamdaki oksijen atomlarının frenkansını değiştiriyor. Bu da insanın oksijeni alımı sırasında aynı sonucu doğuruyor. Dolayısıyla oksijen yetersizliğine sebep olacak dünyada. Bakın geçenlerde Avrupa'da boş alanlara kenevir attılar. Kenevirin özelliği ormanlardan 7 kat fazla oksijen üretiyor ve radyasyon emiyor. Dünyanın etrafını tamamen radyasyonla kuşatıyorlar. Her tarafa bu 5G sık aralıklarla, yüksek frekansla radyasyon yayan sistemler yerleştirecekler. Bu insanların kan değerlerini de değiştiriyor. Bu kanser riskini de artırıyor. Yeni bir dünyadan söz ediyoruz. Bakın yeni gelecek cep telefonları yatay haberleşmeyecek. Dikey haberleşecek. Uyduyla haberleşen bütün dünya tek köy olacak. Boynunuza bir tane kolye takacaksınız. Kamera rozetiniz olacak. Düğmesi de mikrofon olacak. Enerjisini sıntınızdaki pilden de alabilirsiniz ya da ortamdan soğurma yöntemiyle de alabilirsiniz. Bu dünyanın geçişinde bu kadar insana da ihtiyaç olmayacak. Manoitler geliyorlar. Vergisi yok, sigortası yok, sendikası yok. Hava da istemiyor, bodrumda da çalışabilir. 24 saat de çalışabilir. İnsandan çok daha verimli. Bütün dilleri biliyor. Bilgi yüklemeniz 30 saniye, bir işi öğretmeniz. Okula falan da gerek yok. Hasta da olmuyor. Bu kadar insana ihtiyaç yok. Bunlar yeni bir katliama hazırlanıyorlar. Amerika'daki risk onların işlerini kolaylaştırıyor. Ben 45 gündün evimin kapısından dışarı çıkmadım. Ben kenevir de kullanıyorum. Ben doğrudan kenevir ekstratıda kullanıyorum. Çam sakızının özel işlenmiş bir şekli var onu da kullanıyorum. Daha çok bitkisel ilaçlarla kendimi korumaya çalışıyorum."