"SANKİ AKCİĞERİN ÜÇTE İKİSİ İŞLEM GÖRMÜYOR GİBİ"
Hastalarla sürekli iç içe oldukları için virüsün bulaşma riski en yüksek grupta bulunduklarını anlatan Şenal, şunları kaydetti:
"Filyasyon ekibindeki bazı arkadaşlar gibi bizim de test sonucumuz pozitifi çıktı. Bana en acı veren taraf, karantina için ayrılırken, 3 yaşındaki çocuğum bana sarılmak istedi. Ondan uzaklaşırken yüz ifadesini hiç unutamıyorum. Çocuk, 'Babam bana neden sarılmadı, neden öpmüyor?' diye anlam veremedi. Sadece o duyguyu yaşamamak adına dahi bütün tedbirleri fazlasıyla almak gerekiyor.
Sürecin ardından testim tekrar negatif çıktıktan sonra göreve başladım. Hastalık bitti duygusuyla başladık fakat etkilerini asıl iyileştikten sonra hissetmeye başlıyorsun. Hastalık bitmiş oluyor, bulaştırma riski kalmıyor ama akciğer kapasitesinin azaldığını fark ediyorsunuz. Sanki akciğerin üçte ikisi işlem görmüyor gibi. Merdiven çıktığımda en ufak yorulduğumda nefes nefese kalıyorum. Eskiden apartmanın beşinci katına yorulmadan çıkarken şimdi birinci kata varmadan nefes nefese kalıyorum. Bu durum ne zaman geçecek onu da bilmiyorum, belki yıllar sürecek. Sigarayı bırakmamış olsaydım belki de bu olumsuz etki çok daha fazla olacaktı."
Maske, mesafe, hijyen kurallarının önemini vurgulayan Şenal, üç kurala da aynı ciddiyetle önem verilmesinin koronavirüse karşı alınacak basit ama en etkili yöntem olduğunu sözlerine ekledi.
AA