Divan şairi Sünbülzade Vehbi'nin mezarı artık kayıp değil!

18. yüzyılın ünlü şairleri arasında yer alan Sünbülzade Vehbi'nin Edirnekapı dışında olduğu söylenen mezarın bulunduğu öğrenildi. 1787 yılında Rodos, bir ara Silistre kadılığına, 1788’de Avusturya seferine çıkan ordunun kadı nâibliğine atanan ve Yaş, Bükreş, Eflâk, Boğdan, Siroz, Manisa, Zağra ve Bolu gibi yerlerde uzunca bir süre kadılıklarda bulunan şairin 1809’da İstanbul’da öldüğü biliniyordu. Sünbülzade Vehbi'nin mezarını, edebiyat öğretmeni Fatih Çavuş tarafından bulunduğu belirtildi.

Osmanlı padişahlarından Sultan I. Abdülhamid döneminde yaşayan, dönemin şairi ve kadısı olan Sünbülzâde Vehbî’nin mezarının bulunduğu ortaya çıktı.

Divan şairi Sünbülzade Vehbi'nin mezarı artık kayıp değil!

SÜNBÜLZADE VEHBİ BEY'İN MEZARI KAYITLARDA KAYIP OLARAK GEÇİYORDU

18. yüzyılın ünlü şairleri arasında yer alan ve bu devrin klasik divân şiirini en iyi temsil eden bir şair olarak bilinen Sünbülzâde Vehbî’nin kayıp mezarının, Edirnekapı dışında bulunduğu öğrenildi. 1787 yılında Rodos, bir ara Silistre kadılığına, 1788’de Avusturya seferine çıkan ordunun kadı nâibliğine atanan ve Yaş, Bükreş, Eflâk, Boğdan, Siroz, Manisa, Zağra ve Bolu gibi yerlerde uzunca bir süre kadılıklarda bulunan şair ve kadının 1809’da İstanbul’da öldüğü biliniyordu.

Divan şairi Sünbülzade Vehbi'nin mezarı artık kayıp değil! - Resim : 2

KAYIP MEZARI BULDULUNU EDEBİYAT ÖĞRETMENİ FATİH ÇAVUŞ AÇIKLADI

Unutulmaz şair Sünbülzâde Vehbî’nin mezarının, edebiyat öğretmeni "Osmanlı Mezar Taşlarının Sırları" ve “Bir Şehri Okumak” kitaplarının yazarı Fatih Çavuş tarafından bulunduğu belirtildi.

Çavuş, kendi sosyal medya hesabından, "Sünbülzâde Vehbî’nin mezarı artık kayıp değil." yazarak kayıp mezarı nasıl bulduğunu yazdı. Çavuş "Bu arada: Sünbülzâde Vehbî’nin mezar taşını yazan Şair Surûrî'nin vefat ettiği zaman Sünbülzâde Vehbî’nin yanına defnedildiği söyleniyor fakat yanındaki mezarları incelediğimde mezarı bulamadım." ifadesini kullandı.

Çavuş, Sünbülzâde Vehbî’nin mezarı ile ilgili olarak SuperHaber'e yaptığı açıklamada, “Sünbülzâde Vehbî divan edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Hem hayatıyla hem de edebiyatıyla isminden çokça söz ettirir. Şairin mezarını araştırdığımızda kayıp olarak veya Edirnekapı dışında olduğu yazmaktadır. 1960 ve 1970’li yıllarda mezar taşını gördüğünü söyleyen ve mezar taşı hakkında bilgi veren kaynaklar var fakat sonrasında bu mezar unutuldu. Kaynaklar önce eski şehitliğe gömüldüğünden, yol yapım çalışmaları nedeniyle şu anki yeri olan Edirnekapı şehitliğindeki caminin yanındaki alana alındığından da bahseder. Bir iddia da sadece taşının buraya alındığıdır. Şu an bizim için önemli olan 200 yıllık bu taşın tespiti ve edebiyat camiasına kazandırılmasıdır. Çünkü bu taşın yazarı da meşhur şair Surûrî’dir. Son dönemde iki şairin araları ne kadar kötü olsa da hem mezar taşı şiirini yazması hem de bu taşın bizlere ulaşması önemlidir. Bu mezar taşı sayesinde unutulan büyük şair bir kez daha hatırlanacaktır. Konuyla ilgili araştırma yapmak isteyenlerin de taşa müracaatı kolay olacaktır. Eski kaynaklarda taş okumasında yapılan kimi hatalar da artık yapılmayacaktır diye umut ediyorum. Yetkililerden taşın temizlenerek ziyaretçilerin rahat bir şekilde mezarı bulmalarını sağlaması için de gerekli bilgilendirme levhalarını koymalarını istiyorum.” dedi.

Divan şairi Sünbülzade Vehbi'nin mezarı artık kayıp değil! - Resim : 3

ŞAİR, ELÇİ VE KADI SÜNBÜLZADE VEHBİ BEY KİMDİR?

18. yüzyılın dîvan şairlerindendir. Asıl adı Mehmet olup, Maraş'ta 'Sünbülzadeler' olarak anılan ailenin bireylerindendir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1789 yılında Şeyhülislâm Mehmet Kâmil Efendi için yazdığı kasidenin bir beytinde, yaşının yetmişe ulaştığını ifade ettiğinden yola çıkarak, doğum tarihi 1718 olarak tahmin edilmektedir.

Dedesi Maraş'ın ünlü müftülerinden Mehmet Efendi, babası ise kendisi gibi şair olan Reşit Efendi'dir. Şairin doğduğu tahmin edilen yıllarda, yine dönemin ünlü bir başka şairi Seyyit Vehbî, Halep'te kadı vekilliği yapmaktadır ve şairin babası Reşit Efendi'de onun yanında görevlidir. Seyyit Vehbî'nin isteği ile Reşit Efendi oğluna "Vehbî "adını vermiş, şair de zaman içinde bu adla ünlenmiş ve bu adı mahlas olarak kullanmıştır.

ÇOCUKLUĞU VE GENÇLİĞİ MARAŞ'TA GEÇTİ

Tam bir bilgi olmamakla birlikte Vehbî'nin çocukluk ve gençliği Maraş'ta geçmiş, medrese eğitiminden sonra İstanbul'a gitmiştir. İstanbul'da devrin ileri gelen kişilerine kasideler ve tarih düşürerek yazdığı dizeleri sunarak ünlenmeye başlamış ve Rumeli kaleminde çalışırken kadılık görevine getirilmiştir. Dönemin şairlerinden arkadaşı Sürurî'nin "Hezeliyyât" adlı yapıtında yazdığına göre Vehbî, Yaş, Bükreş, Eflâk, Boğdan ve Siroz gibi yerlerde uzunca bir süre kadılıklarda bulunmuştur.

Güzel yazı yazma ve anlatımdaki becerisi dikkate alınarak, kendisine devletin resmi yazışmalarını düzenleme görevi verilmiş, bu görevindeki başarısı sonrasında da, 1768 Rus seferi sırasında mali işler sınıfına atanmıştır.

Divan şairi Sünbülzade Vehbi'nin mezarı artık kayıp değil! - Resim : 4

1. ABDÜLHAMİD TARAFINDAN İRAN'A ELÇİ OLARAK ATANDI

Bu görevdeki yedi yılın ardından ve iyi derecede Farsça bilmesi nedeniyle 1775 yılında I. Abdülhamid tarafından İran'a elçi olarak gönderilmiştir. Buradaki görevi sırasında Bağdat Valisi Ömer Paşa ile aralarındaki anlaşmazlık I. Abdülhamid'e ulaşır.

İDAM CEZASI ALDI İSTANBUL'A KAÇTI

Ömer Paşa'nın Padişaha ulaştırdığı olumsuz rapor üzerine Vehbî'nin idamına karar kılınır. Ancak çok yakın dostlarının kendisine önceden ulaştırdığı haber üzerine Vehbî, gizlice Bağdat'tan İstanbul'a gider. Yine yakın dostlarının yardımlarıyla Padişaha kendisini affettirir ama uzun bir süre işsiz kalır. Sonunda dönemin Sadrazamı Halil Hamit Paşa'nın yardımıyla tekrar kadılık görevine döner.


3. SELİM TARAFINDAN DİVAN SOFRASI İLE AFFEDİLDİ

Vehbî, bir süre Rodos kadılığı yapar, sonra Avusturya seferi sırasında ordunun kadı vekilliğine atanır. Ordu ile birlikte Edirne, Sofya ve Niş bölgelerinde dolaşır ve ardından 1788'de Eski Zağra kadılığı görevini üstlenir. Burada şair arkadaşı Sürurî'de kendisine kâhyalık görevinde bulunur. Eski Zağra'da görevli olduğu sırada çok kötü olaylar yaşamış, hatta bir süre tutuklu kalmıştır. Bu arada Sürurî ile arası açılır ve onun yazdığı bir hiciv sonrasında Vehbî görevinden alınır. Ancak dönemin Padişahı III. Selim'e sunduğu dîvan sonrası ile affedilir, önce Manisa'ya sonra Siroz'a kadı olarak atanır.

İSTANBUL'DA 80 YAŞINDA YAŞAMINI YİTİRDİ

Sünbülzade Vehbî'nin son kadılık görevleri Manastır ve Bolu'dadır. Bolu'dan sonra İstanbul'a dönen, ancak seksen yaşını da geçen şair, nikris (mafsal romatizması) hastalığına yakalanır, yatağa düşer, gözleri görmez olur ve bilincini kaybeder. 29 Nisan 1809 tarihinde de bu dünyadan göçer. Tarihi kaynaklar, mezarının İstanbul Edirnekapı dışında olduğu üzerinde birleşirler, ancak yeri belli değildir.

Divan şairi Sünbülzade Vehbi'nin mezarı artık kayıp değil! ile ilgili etiketler Sünbülzade Vehbi kayıp mezar divan şairi Fatih Çavuş

Sitene Ekle