Doğu cephesinde değişen bir şey yok
Fırat’ın doğusu ile ilgili onlarca şey yazılıp söylendi. Ben de bundan tam üç yıl önce Al Jazeera için "Fırat’ın batısı çocuklarımız için neden önemli" diye bir yazı kaleme almıştım. İçinde “Herkesin ilgilendiği ama bizim yüz vermediğimiz toprakların önümüzdeki dönemin anahtarı ve hatta yaşam kilidi olduğu geç anlaşılacak ancak o zaman da yeni Lawrence’ların hikâyesini yazacağız” şeklinde bir cümle kurmuştum.
Neyseki 15 Temmuz sonrası devletin iç temİzliği ile beraber bu konular acil olarak devreye sokuldu. Darbe girişiminin bütün yıkıcı etkilerine rağmen terör koridoru projelerine neşter atıldı.
Ancak bugün maalesef yeni Lawrence’lerin yaptıklarını Fırat’ın doğusunda ve batısında temizlemek zorundayız .
Geçmişte sahada İngiltere vardı. Şimdi ABD ve İsrail var. O nedenle de Lawrence yerine isimler ya İbranice ya da ABD menşeli.
İsimler farklı olsa da kullanılan yöntem hep aynı. Karşımıza yine farklı etnik gruplar şeklinde organize edilmiş yeni kıtalar çıkarılacak.
İdlip’te organize edilmiş gruplar, Mümbiç’te PYD/PKK ve Fırat’ın doğusunda derinlikte Körfez Koalisyonu.
Birinci dünya savaşı sırasında ve sonrasında yaşanan durumlarla birebir benzer şekilde bir dönemi yaşayacağız. Onların senaryosu aynı olabilir ancak bugün bir fark var; biz yıkılmış bir imparatorluk değil, artık yükselen bir cumhuriyetiz.
Yaşanacakları topluma anlatmada zorlandığımız yerde Trump, Körfez ülkeleri ve Yunanistan devreye girerek bizlere gerçeği haykırıyorlar.
''Ekonomik saldırılar örgütlü" dediğimizde, bazı kesimler söylediklerimizle dalga geçerken, Trump "dediğimizi yapmazsanız sizi ekonomik olarak çökertiriz" diyor .
"Körfez ülkeleri ve İsrail Türkiye aleyhine organize bir hamle hazırlıyorlar" dediğimizde bazıları fazla komplo teorisi odaklı olduğumuzu öne sürüyor. Neyse ki İsrail İstihbarat Servisi Başkanı, Körfez ülkeleri ve Mısır ile beraber yaptıkları bir toplantı sonrasında “ İran zaten kırılgan, asıl tehdit Türkiye“ diyor. Sağolsunlar biz de konuşmaktan kurtuluyoruz.
"Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan; Akdeniz’de enerji için bir konsorsiyum yapıyorlar" dediğimizde “öf” diyenler, bu kez Yunanistan Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın “güç birliğimiz haklarımızı koruyacaktır “ sözünü duyduklarında ortadan sıvışıyorlar.
Evet ülkemiz önümüzdeki onlarca yılın yol haritasını bugünlerde çiziyor. Onların karşısına kaypak casusları gibi değil geçmişte olduğu gibi mertçe çıkıyoruz.
Ama nedense içimizdeki Lawrence’lardan bir türlü kurtulamıyoruz. Onların gerçekleri yok etme gayretlerine yüksek sesle cevap veremiyoruz. Dışardaki casuslarla uğraşmayı beceriyoruz ancak içimizdekileri deşifre bile edemiyoruz. Edemeyince de işi en başta zora sokuyoruz.
Neyse Fırat’ın doğusuna harekat başlayınca nasıl sesler çıkacak hep beraber ibretle izleyeceğiz .
Fırat’ın doğusunda değişen çok şey var ama bizdeki Lawrence’larda asla bir değişiklik yok .