Dördüncü kuvvet de pedofili olursa…
Herkesin kendi medyasına sahip olduğu, vatandaş gazeteciliğin doğduğu bu dönemde medyanın hâlâ dördüncü kuvvet olduğunu söyleyebilir miyiz?
Pek âlâ söyleyebiliriz.
Zor bir meslek bizimkisi. Zorluğunu da tam olarak gücünden alıyor. Önce kuvvet sahibinin dürüst, ahlaklı ve adil olması gerekiyor ki adalet ve ahlak talep edebilsin, kuvvet sahibi
olmayanlara örnek olabilsin.
O zaman bir medya patronunun pedofili olmasını, kendi öz kızına yıllarca cinsel saldırıda bulunmasını nasıl konuşacağız, nereye koyacağız?
Ensest ve pedofili gelir, eğitim, kültür seviyesi fark etmeksizin toplumun hemen her kesiminde görülebiliyor.
Fatih Oflaz’ın 7 yaşından 15 yaşına kadar kızı Ş. Oflaz’a 8 yıl boyunca cinsel saldırıda bulunduğunu öğrendik. Midemiz bulanarak haberleri okuduk.
18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan baba, karardan hemen önce İspanya’ya yerleşmiş. 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını temyize götüreceğini de öğrendik.
Mahkemede tanık olarak dinlenen Ş. Oflaz’ın psikiyatristi Turgut Kundakçı’nın anlattıkları karşısında tek hissedebildiğim mide bulantısı oldu. Baba Fatih Oflaz, Ş. Oflaz’ın 30’uncu seansında kızıyla yüzleşmeyi kabul edip, itiraf etmiş. Ancak mahkemede inkâra gitmiş.
Psikiyatrist Kundakçı’nın ifadesinden, Fatih Oflaz’ın da tacize uğramış bir çocuk olduğu izlenimi çıkıyor. En çok bunu anlayamıyorum. Bir acıyı çeken, bunu bilen kişi nasıl olur da aynı acıyı başkalarına, en yakınına çektirir?
Küçücük bir kız, kendini en güvende hissetmesi gereken yerde, evinde, en çok güven duyması gereken kişi, babası, tarafından yıllarca tecavüze uğramıştı.
Ş. Oflaz’ın mahkemede söylediği “Babamdan, beni babamın evine gönderen annemden, buna engel olmadığı için ağabeyimden ve karşı koymadığım için kendimden nefret ettim” sözlerini ağlayarak okudum.
Bir yazı yazmak için oturdum ama saatlerdir ekrana bakıyorum. Ne yazayım? Ne söyleyeyim? Ne desem az kalacak. Ne söylesem yeterince ifade edemeyeceğim. Ben yazı yazmaya utanıyorum.
Namussuz edepsizliğini yapıyor, biz utanıyoruz! Benim yazmaya mecal bulamadığım bu korkunç olayı, küçücük bir kız çocuğu yıllarca yaşadı. YA-ŞA-DI! Ona bunu yaşattılar!
Bir çocuğun, genç bir kızın kendinden nefret etmesine neden olanlar, onu bu kadar hırpalayanlar, talan ve tarumar edenler dilerim bu dünyada da ahirette de cezalarını çeksinler.
Çocuklara yönelen cinsel saldırı ve şiddete karşı yapılacak düzenlemeler için daha ne bekliyoruz? Bundan daha önemli hangi meselemiz olabilir ki?