Duha Suresi'nin anlamı nedir? Duha Suresi Meali ve Türkçe Okunuşu Duha Namazı nasıl kılınır?
Duha Suresi'nin anlamı nedir sorusu Diyanet'in bayram namazı yerine Duha namazı tavsiyesi sonrası vatandaşlara tarafından sorgulanmaya başlandı. Duha (Kuşluk) Namazı, evde bayram namazını ifa edecek müslümanları ilgilendiriyor. Peki Duha suresinin anlamı nedir, Duha suresi meali ve Türkçe okunuşu nedir? Duha namazı nasıl kılınır? Detaylar haberimizde...
Duha Suresinin anlamı nedir sorusu bayram namazı yerine duha namazının tavsiye edilmesiyle vatandaşlar tarafından arama motorlarında sorgulanmaya başlandı. Diyanet'ten son dakika bayram namazı açıklamasından sonra evde Duha (Kuşluk) namazı bayram namazı yerine kılınabilecek. Peki Duha suresinin anlamı nedir, Duha suresi meali ve Türkçe okunuşu nedir? Duha namazı nasıl kılınır? Detaylar haberimizde...
Duha Suresi Türkçe Okunuşu
(1) Vedduha. (2) Velleyli iza seca. (3) Ma vedde'ake rabbüke ve ma kala. (4) Ve lel'ahıretü hayrün leke minel'ula. (5) Ve lesevfe yu'tıyke rabbüke feterda. (6) Elem yecidke yetiymen feava. (7) Ve vecedeke dallen feheda. (8) Ve vecedeke 'ailen feağna. (9) Femmel yetiyme fela takher. (10) Ve emmessaile fela tenher. (11) Ve emma binı'meti rabbike fehaddis.
Duha Suresi Arapça Okunuşu
Duha Suresi Türkçe Diyanet Meali ve Anlamı
1. Yemin olsun, kuşluk vaktine; 2. Kararıp sakinleştiğinde geceye ki; 3. Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı. 4. Elbette işin sonu senin için öncesinden daha hayırlı olacaktır. 5. Rabbin sana mutlaka lutuflarda bulunacak, sen de memnun olacaksın. 6. O seni yetim bulup barındırmadı mı? 7. Seni yol bilmez halde bulup yol göstermedi mi? 8. Ve seni yoksul bulup zengin etmedi mi? 9. O halde sakın yetimi ezme! 10. El açıp isteyeni de sakın boş çevirme! 11. Rabbinin lutuflarını şükranla an.
Duha Suresi Tefsiri
Duhâ kelimesi “kuşluk” anlamına gelmekle birlikte çoğu müfessirler, 2. âyetteki “gece”nin alternatifi olarak burada bütünüyle gündüz vakti için kullanıldığı kanaatindedirler. İbn Âşûr’a göre ise kelime burada da kuşluk vaktini ifade etmekte olup bununla tıpkı kuşluk vakti güneş ışığının yeryüzünü bütünüyle kaplaması gibi vahiy ışığının da dünyaya inip aydınlatmaya başladığına imada bulunulmuştur. 2. âyetteki gece karanlığı da Hz. Peygamber’in bu vakitte evinde veya Kâbe çevresinde sesli olarak Kur’an’ı okuduğu, müşriklerin ise onu gizlice dinledikleri vakit olup bundan dolayı bu iki vakit üzerine yemin edilmiştir. Yeminin amacı putperestlerin artık Hz. Peygamber’e vahyin gelmez olduğu, Allah’ın onu terkettiği iddialarının gerçekle ilgisinin bulunmadığını kesin bir dille belirtmektir (XXX, 394-395).
“İşin sonu” diye çevirdiğimiz âhiret ile “öncesi” diye çevirdiğimiz ûlâ kelimelerinin buradaki anlamları konusunda iki yorum yapılmıştır: a) Senin bundan sonraki hayatın bundan önceki hayatından daha güzel ve başarılı olacak, özellikle peygamberlik görevinin sonu başlangıcından daha verimli olacak, b) Ebedî olan âhirette cennetteki hayatın geçici olan dünya hayatından daha güzel olacak. Bize göre, –bu âyetlerin inmesine sebep olan putperestlerin, “Artık Muhammed’e vahiy gelmiyor; Allah onu unuttu” gibi sözler söyleyerek (Buhârî, “Tefsîr”, 93) Peygamber’in sonunun geldiğini, davasının fiyasko ile biteceğini ummaları karşısında– Allah Teâlâ, resulünün sonunun gelmesi şöyle dursun, bundan sonraki hayatının, peygamberlik faaliyetlerinin ruhanî tekâmülünün öncekinden daha verimli, daha başarılı olacağını müjdelemiştir.
Hz. Peygamber, annesi ona hamile iken babasını, altı yaşında iken de annesini kaybetmiş; önce dedesi Abdülmuttalib’in, onun ölümünden sonra da amcası Ebû Tâlib’in himayesinde yetişmiştir. Ebû Tâlib, yeğeninin peygamberliğini kabul ettiğini açıkça ilân etmemekle birlikte düşmanlarına karşı onu korumuştur. Fakat Ebû Tâlib ve Hz. Peygamber’in eşi Hatice vefat edince müşrikler ona karşı saldırılarını arttırmışlardı. Bu sûrede Allah, o güne kadar peygamberine verdiklerini hatırlatarak teselli etmiş, geleceğinin daha iyi olacağını da müjdelemiştir.
“Seni yol bilmez halde bulup yol göstermedi mi?” diye çevirdiğimiz 7. âyeti bazı müfessirler, “Resûlullah küçük iken Mekke vadilerinden birinde yolunu şaşırıp kaybolmuştu. Allah onun dedesine gelmesini sağladı” şeklinde yorumlarken, bazıları da “Resûlullah amcası Ebû Tâlib’le birlikte Suriye’ye giderken yolda kaybolmuştu, Allah’ın yardımıyla amcasını buldu” demişlerdir (Ebû Hayyân, el-Bahru’l-muhît, VIII, 486, Beyrut 1983). Buna benzer başka yorumlar da olmakla birlikte bunlar âyetin amacına açıklık getirici nitelikte görünmemektedir. Bizim de katıldığımız müfessirlerin çoğunluğunun yorumuna göre ise bu âyette Hz. Muhammed’in peygamberlikten sonraki dönemiyle önceki dönemi arasında bir karşılaştırma yapılmaktadır. Nitekim o peygamber olmadan önce de başta putperestlik olmak üzere kendi toplumunda hâkim olan inanç ve yaşayışın yanlışlığını, insanın varlık amacına yakışmadığını görüyor, bu gidişi asla beğenmiyordu; ama onların bundan nasıl kurtulacaklarını da bilmiyordu. Âyetteki deyimiyle bu konuda “yol bilmez bir halde” idi. İşte yüce Allah Kur’an’ı göndererek onu bu durumdan kurtarıp yolunu aydınlattı; ona hem varacağı hedefi hem de o hedefe nasıl varacağını öğretti (Râzî, XXXI, 215-216; Elmalılı, VIII, 5900-5901).
Hz. Peygamber Kureyş’in soylu bir ailesine mensup olmakla birlikte yetim ve himayeye muhtaç olarak büyümüştü; çocukluğu ve gençliğinin ilk yılları yoksulluk içerisinde geçmiş, daha sonra gerek kendisinin ticarî faaliyetleri gerekse zengin bir tüccar olan Hz. Hatice ile evlenmesi ve eşinin tüm servetini onun yönetimine bırakması neticesinde fakirlikten kurtulmuştur. Ancak buradaki zenginleştirmeyi, Allah Teâlâ’nın resulüne gönderdiği vahiy ile onun ruh ve kalp dünyasını zenginleştirmesi, onu hem kendisini hem insanlığı aydınlatabilecek zenginlikte hakikatlere mazhar kılması şeklinde anlamak da mümkündür. Bazı müfessirlere göre 8. âyette, onun hayatındaki bu gelişme hatırlatılarak kendisine bu imkânları sağlayan Allah’ın ona darılmasının, kendisini terketmesinin söz konusu olamayacağı bildirilmiştir (bk. Abduh, s. 112; Elmalılı, VIII, 5902).
DUHA NAMAZI NASIL KILINIR?
2 Rekatlık Duhâ Namazı
1. Rekat
"Niyet ettim Allah rızası için iki rekat Duha namazı kılmaya" diye niyet ederiz
"Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alır ve namaza başlarız
Sübhaneke'yi okuruz
Euzü-besmele çekeriz
Fatiha Suresini okuruz
Kur'an'dan bir sure okuruz
Rüku'ya gideriz
Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
2. Rekat
Ayağa kalkarak Kıyama dururuz
Besmele çekeriz
Fatiha Suresini okuruz
Kur'an'dan bir sure okuruz
Rüku'ya gideriz
Secde'ye gideriz. Doğruluruz, tekrar Secde'ye gideriz
Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ dualarını okuruz
"Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namazı tamamlarız