14. yy'da yaşamış olan Mali kralının cömert hediyeleri ve serveti dudak uçuklatacak cinsten.
California Üniversitesi'nden tarih profesörü Rudolph Butch Ware BBC'ye konu hakkında açıklamalarda bulundu: ''Musa'nın zenginliği o kadar soluk kesici ki gerçekten ne kadar zengin olduğunu ölçmek neredeyse imkansız.''
Musa, 1280 yılında bir hükümdarlık ailesinin çocuğu olarak doğdu ve o sıralar kardeşi Mansa Abu-Bakr imparatorluğu yönetiyordu.
1312 yılında ise Abu-Bakr, bir okyanus seferinden geri dönemediği için Musa bu görevi kardeşinden devraldı.
Northwestern Üniversitesi Block Sanat Müzesi'nde Afrika sanatı üzerine uzmanlaşmış olan Kathleen Bickford Berzock'ta BBC'ye açıklama yapanlar arasındaydı: ''Mansa Musa, hükümdar olarak Orta Çağ dünyasındaki en değerli ve sınırsız zenginlik kaynağına ulaşmış oldu. Altın ve diğer değerli malzemeler ile işletilen büyük ticaret merkezleri kendi topraklarındaydı. Zenginliğinin kaynağı ticaretti.''
Musa, Timbuktu da dahil olmak üzere 24 şehri sınırlarına katarak Mali'yi büyüttü.
Mali, dönemin altınlarının neredeyse yarısını sahipti. Bu durum Mansa Musa'yı gelmiş geçmiş en zengin insan yapıyordu.
İktisat tarihçileri, servetin tam olarak karşılığını belirtmenin imkansız olduğunu söylüyorlar.
Musa, gerçek bir müslümandı. Sahra Çölü ve Mısır'dan geçerek Mekke'ye hac ibadetini gerçekleştirmeye gitmişti. Kahire'deki ziyareti çok unutulmaz bir izlenim bırakmıştı. Musa'dan 12 yıl sonra şehri ziyaret eden al-Umari de dahil olmak üzere birçok insan halkın zengin kraldan yüksek sesle bahsettiğini anlattı.
