Duygular vize tanımıyor, hayallerin hududu yok...
‘Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın’ demişti Kavafis o nefis şiirinde...
Şimdi İstanbul’dan uzak bir Avrupa kentinde, daha bir iyi anlıyorum şairin ne demek istediğini...
Hakikaten nereye giderse gitsin insan, yanında getiriyor tasalarını, endişelerini ve elbette memleketini...
Neye hasretsen ana yurdunda, hangi düşlere - hayallere dalıp gidiyorsan onlar da geliyor senle gittiğin yere...
Umutların, korkuların, her ne beklentin varsa gelecek günlere dair bir şekilde sızmışlar işte valize...
Sen sınırlarda kontrollerden geçerken hoyratça, duygular - düşünceler sınır tanımıyor; yok onlara pasaport soracak bir merci, makam, mecra...
Kendinle barışmamışsan, mutlu değilsen sen senle, nereye gitsen boş; o bin yıllık tanıdık huzursuzluk bak yine peşinde...
Değişen manzaralarla avunuyorsun, başka kokularla küçük kaçamak yolculuklara çıkıyorsun ama farkındasın nafile...
Biteceğini bildiğin ama sonunu merakla beklediğin bir film gibi...
Gideceğini bildiğin ama varlığına her an şükrettiğin sevgilin gibi...
Şu sıralar dilimden düşmeyen Yeni Türkü’nün o şarkısı gibi...
‘Dönmek, mümkün mü artık
Dönmek, onca yollardan sonra
Yeniden yollara düşmek.
Neresi sıla bize, neresi gurbet
Yollar bize memleket...’