Fenerbahçe'nin golcü futbolcusu Edin Dzeko, Milliyet'e özel bir röportaj verdi. İşte Dzeko'nun sözleri...
Dzeko açıkladı: 2 yıl önce Beşiktaş'tan teklif aldım
Fenerbahçe'nin 37 yaşındaki golcüsü Edin Dzeko, 2 yıl önce transfer teklifi aldığı Süper Lig kulübünü açıkladı ve "Kulüple görüştüğüm zaman beni ne kadar istediklerini gördüm. Bana bütün projeyi sundular" ifadelerini kullandı.
- Öncelikle başlangıç hikayeni öğrenmek istiyoruz. Çocukluğun nasıl geçti? Futbolla nasıl tanıştın?
"Saraybosna’da doğdum. Futbola Bosna-Hersek’te adım attım. Babam beni eljeznicar takımına götürdü. Aslında bugünkü çocuklara baktığınız zaman onlar 5-6 yaşlarında oynamaya başlıyorlar. Ama Bosna’da savaş olduğu için biraz daha geç başlamak durumunda kaldım. Ancak hiçbir zaman çok geç değildir. Babam da futbol oynadı. Profesyonel seviyede değil, ama onun biraz aşağısında. Muhtemelen futbol aşkı ondan geliyor..."
- Savaş zamanı zor zamanlardı. O zaman küçüktün. Senin üzerinde nasıl bir etkisi oldu?
"Tabii ki bizler çocuktuk. Ben ve kız kardeşim. O zaman çok küçüktük. Tabii ki olan şeyleri anlıyorsunuz ama her şeyi değil. Dışarıda ne olup bittiğini bilmenize rağmen yine de dışarı çıkıp diğer çocuklarla oyun oynamak istersiniz. O anlamda bizim için biraz daha kolaydı, her şeyi bilmiyorduk. Ama ailelerimiz için çok zordu. Tabii ki böyle şeyler yaşadıktan sonra insan daha güçlü hale geliyor. Savaş hayatımızdaki en kötü şey. Umarım kimsenin başına gelmez. Son zamanlardaki savaşlara baktığım zaman, umarım onlar da en kısa sürede son bulur. Çünkü ben de bunu yaşadım. Nasıl bir duygu olduğunu biliyorum. Evinizden çıkmamanız gerekiyor. Özellikle aileniz için endişeleniyorsunuz. Çünkü o zaman yiyecek ve benzeri şeyleri bizlere sağlayabilmek için evden çıkmaları gerekiyordu. Zor zamanlardı, ama bizleri daha güçlü yaptı..."
- Teplice kulübü seni nasıl keşfetti? Orada nasıl bir süreç geçirdin?
"Kariyerimin başlarında biraz sağ tarafta da oynadım. 7 numara gibi. Ama genelde takımlarımda en çok gol atan oyuncu ben olurdum. O yüzden en başından beri santrfordum diyebiliriz. Çek bir hocam vardı. Benim takımım Zeljeznicar’a gelmişti. 17-18 yaşlarındaydım. Orada 7-8 ay kaldı. Tam hatırlamıyorum. Gittikten yaklaşık 3 ay sonra beni aradı. Teplice takımına gidip gitmek istemediğimi sordu. Ama beni kendisinin hocalığını yaptığı ikinci lig takımına kiralayacaklardı. ‘Evet’ dedim, kulüple görüştük ve orta yolu bulduk. Oraya gittim. 6 ay boyunca 2. ligde oynadım. Sonra direkt olarak Teplice takımına gittim. Bence önemliydi. Bunu söylemeyi çok sevmesem de Bosna’dan ayrıldığım için şanslıydım. Çünkü Çek Cumhuriyeti’nde her anlamda daha iyi tesislere, daha iyi koşullara sahiptik. Yetenekliydim diyebiliriz. Ama yetenek sizi tek başına bir yere getirmez. Beni sürekli yukarı çekmeye çalışan bir hocaya sahiptim. Başta forvetin biraz arkasında 10 numara pozisyonunda oynadım. ‘Geriye daha çok koşman gerekiyor, buna alışman lazım’ dedi bana. Futbol oynamayı seviyordum. Tabii ki gol atmak en önemli ve en zor şey. Forvetler olarak gol atmayı severiz. Bunun için yaşamanız gerekiyor. Belirtmiş olduğum gibi insanlar sizi yargılarken kaç gol attığınıza bakarak yargılıyorlar. İyi oynayabilirsiniz ama gol atamadıysanız, kim gol atamadı derler. Ben ceza sahasının ortasında pasları ve ortaları bekleyip gol atınca mutlu olacak biri değilim. Geri gelip takım arkadaşlarıma yardım etmeyi, onlar için alan yaratmayı seviyorum. Bir forvetten fazlası olarak bu benim..."