Edip Cansever kimdir? Şiirleri nelerdir? Edebi kişiliği
Türk Edebiyatının önde gelen şairlerinden Edip Cansever'in, 89. doğum günü vesilesiyle anılıyor. Cansever'in edebi kişiliği, kim olduğu, şiirlerinin neler olduğu merak konusu. Peki, Edip Cansever kimdir? Edip Cansever'in hayat hikayesi ve eserleri nelerdir?
Türk Edebiyatının önde gelen şairlerinden olan Edip Cansever'in, 89. doğum gününde anılıyor olması ile Cansever'in edebi kişiliği, kim olduğu, şiirlerinin neler olduğu büyük merak konusu oldu. Peki, Edip Cansever kimdir? Edip Cansever'in hayat hikayesi ve eserleri nelerdir?
EDİP CANSEVER KİMDİR?
Edip Cansever, 8 Ağustos 1928 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Eğitim hayatını İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun olarak tamamladı ve bir süre boyunca Kapalıçarşı'da halı ticareti ve turistik eşya ticareti yaptı.
1976 yılından sonra yalnızca şiir ile uğraşan Edip Cansever'in ilk şiiri 1944'te İstanbul dergisinde yayımladı. Çeşitli dergilerde çıkan gençlik şiirlerini "İkindi Üstü" adını verdiği şiir kitabında topladı.
1951'de Nokta dergisini çıkardı ve bu dergi sayesinde genç yazarlarla ve şairlerle tanıştı. 1957 yılında Yerçekimli Karanfil adlı kitabıyla kendisine özgü bir şiir dünyası kurdu. İkinci Yeni akımının özgün örneklerini sunan Edip Cansever, dönemin sanat yayınlarında şiirsel canlılığı besleyen bir şair oldu.
"Dize işlevini yitirdi" sebebiyle, yeni bir arayışa yönlenen Edip Cansever, tiyatrodan esinlenen diyaloglara şiirlerinde yer vermeye başladı. Nerde Antigone, Tragedyalar ve Çağrılmayan Yakup gibi eserler bu döneme aittir.
Şiirinde düzyazı olanaklarını kullanmaktan da çekinmeyen Edip Cansever, yalnız şiirleriyle değil tepkileri ve yaşama biçimiyle de kendisinden söz ettirdi. Sürekli yazan, yayınlayan bir şair olarak ilgileri hep üstünde tuttu.
28 Mayıs 1986 tarihinde 57 yaşında iken Bodrum'da tatil yapan Edip Cansever, beyin kanaması geçirdi. Tedavisi için İstanbul'a getirilen Edip Cansever, 28 Mayıs 1986 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti.
ESERLERİ
-Dirlik Düzenlik
-Yerçekimli Karanfil
-Umutsuzlar Parkı
-Petrol
-Nerde Antigone
-Tragedyalar
-Çağrılmayan Yakup
-Kirli Ağustos
-Sonrası Kalır
-Ben Ruhi Bey Nasılım
-Sevda ile Sevgi
-Şairin Seyir Defteri
-Yeniden
-Bezik Oynayan Kadınlar
-İlkyaz Şikayetçileri
-Oteller Kenti
HİKAYE VE ROMAN
Gül Dönüyor Avucumda (Ölümünden sonra, 1987)
Şiiri Şiirle Ölçmek: Şiir Üzerine Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar. Hazırlayan: Devrim
Dirlikyapan. Yapı Kredi Yayınları, 2009.
ÖDÜLLER
1958 Yeditepe Şiir Armağanı: "Yerçekimli Karanfil"
1977 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü: "Ben Ruhi Bey Nasılım"
1982 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü: "Yeniden"
CUMHURİYET DEVRİ TÜRK EDEBİYATI
Cumhuriyetin ilk yıllarında ölen bazı sanatçılar dışında Milli Edebiyatçılar, Beş Hececiler ve Bağımsızlar olarak ele aldığımız şair ve yazarlar sanat hayatlarına Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında da devam etmişlerdir.
1923'ten 1940'a kadar devam eden dönemde Kurtuluş Savaşı'nın yarattığı birliğin, yapılan inkilaplar ve reformların etkisiyle sanatçılar "memleket edebiyatı" anlayışıyla Anadolu'ya yönelir.
Özellikle 1930'lu ve 1940'lı yıllarda yeni akımlar ve topluluklar oluşmuştur: Yedi Meşaleciler, Birinci Yeniciler (Garipçiler), Maviciler, İkinci Yeniciler, Toplumsal Gerçekçiler...
Cumhuriyet dönemi eselerlerinde öz Türkçecilik anlayışının da etkisiyle genel olarak açık ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
Anadolu, doğal güzellikleri, insanı, sosyal hayatı ve folkloruyla edebi eserlere yansımış, Türk tarihi ve Atatürk'le ilgili konular ağırlık kazanmış, 1940'lı yıllardan sonra ise bireysel duygu ve sorunlar da ele alınmıştır.
Dünyaya açılma ve çağdaşlaşma çabaları edebiyatı da etkilemiş; Dünya edebiyatı daha yakından takip edilmiştir: Dünya edebiyatıyla kurulan bağlar sonucunda; toplumsal gerçekçilik, varoluşçuluk, dışavurumculuk, gerçeküstücülük, gelecekçilik gibi akımların etkisinde ürünler verilmiştir.
İlk yıllarda genellikle Halk edebiyatı nazım şekilleri ve hece ölçüsü kullanılmış; 1940'lı yıllardan sonra ise serbest şiir yaygınlaşmış, aruzu sürdürenler oldukça azalmıştır.
Roman ve hikayelerde toplumsal ve kültürel farklılıklar, ülke ve toplum sorunları, Kurtuluş Savaşı, eski-yeni çatışması, köy ve kasaba insanın çelişkileri, tarihi konular, yanlış Batılılaşma konuları ağırlıkla işlenmiştir.
Tiyatro, yeni Cumhuriyetin ilkelerini halka aktarmada bir araç olarak hızla yaygınlaşmaya başlamıştır; çocuk tiyatrosu çalışmaları yapılmış, kadınlar sahnede daha çok yer almaya başlamış, Devlet Konservatuarı açılmıştır.
Deneme, eleştiri, edebiyat tarihi alanlarında Cumhuriyet döneminde büyük ilerlemeler kaydedilir, önemli eserler verilir.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATINDA TOPLULUKLAR
YEDİ MEŞALECİLER
Kenan Hulisi Koray (Öykücü), Cevdet Kudret Solok, Muammer Lütfi Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Ziya Osman Saba.
1928'de "Yedi Meşale" adlı ortak bir kitap yayımlayan biri öykücü, altısı şair yedi kişinin oluşturduğu bir topluluktur.
Sanat için sanat anlayışını savunmuşlar, samimiyeti ve içtenliği öne çıkaran bir sanat istemişlerdir.
Beş Hececilerin sürdürdüğü memleketçi edebiyat anlayışına tepki duymuşlar, sanatta Batılı ilkelerin savunucusu olmuşlardır.
Hece ölçüsüyle özellikle Fransız sembolistlerini örnek alarak şiirler yazmışlardır.
Yedi Meş'aleciler de Fecr-i Aticiler gibi etkin olamamışlar; "Meşale" adlı dergiyi sekiz sayı yayımladıktan sonra dağılmışlardır.
BİRİNCİ YENİ (GARİPÇİLER)
Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat Harozcu.
Akım, üç şairin 1941'de ortak yayımladıkları Garip adlı şiir kitabıyla başlamıştır.
Şiir ve edebiyat hakkındaki düşüncelerini kitabın girişinde Orhan Veli tarafından (imzası olmamakla birlikte) yazıldığı düşünülen Garip Bildirgesi ile ortaya koymuşlardır. Sürrealizmden etkilendikleri yönler vardır. Şiirimizde en köklü değişimleri yapmışlardır. Şiirde ölçü ve uyağı gereksiz görmüşler, serbest şiir örnekleri vermişlerdir.Süslü ve sanatlı şiire, şairaneliğe tepki göstermişlerdir. Sokaktaki insanın, halkın konuştuğu dille şiirler yazdılar.
Şiirde espriyi, nükteyi kullandılar ve şaşırtmaya dayalı şiirler yazdılar. Günlük hayattaki her konunun şiirde yer alması gerektiğini savundular. Şiiri duygudan çok akla yakın bir sanat olarak gördüler. Toplumsal aksaklıkları şiirin doğal akışını bozmadan ve bir mesaj iletme kaygısı duymadan yansıttılar. 1950'de Orhan Veli'nin ölümüyle akımın diğer sanatçıları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet zamanla farklı şiirlere yöneldiler.
İKİNCİ YENİ
Cemal Süreya, İlhan Berk, Edip Cansever, Ece Ayhan, Turgut Uyar, Sezai Karakoç...
1950'den sonra Garip akımını takip eden gençlerin özentili, kötü örneklerinin hakim olduğu bir ortamda, Garip'e karşı doğmuş bir harekettir.
195O'lerin başlarında "Yeditepe" ve "Pazar Postası" gibi dergilerde birbirinden habersizce şiir yayımlayan şairler arasında görülen ortaklık İkinci Yeni adını almıştır.
Oktay Rıfat, Perçemli Sokak kitabıyla İkinci Yeni hareketine uygun şiirler yazmıştır.
İmgeli, sanatlı bir şiir dilinden yana olmuşlardır.
Anlamın kapalı olduğu soyut bir şiiri savunmuşlardır.
Sürrealizm, Dada gibi akımlardan etkilenmişlerdir.
Günlük konuşma dilinden farklı bir şiir diliyle yazmışlardır.
Sözcük ve cümle yapısının bozulduğu, yeni sözcüklerin türetildiği şiirleri vardır.
Ahlaki değerleri, folkloru, şiirde bir hikaye anlatmayı, konuyu dışlamışlardır.