Ejderha nedir?
Ejderha nedir, gerçekten var mıydı? Yarasa kanatl, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele, dikenli kuyruklu olan efsanevi canavar merak ediliyor. Ejderhanın Türkçesi Evren'dir. Tasviri ise, çoğunlukla ruhani güçlere, kuvvetli, büyük bir kertenkele ve dev bir sürüngendir. Avrupa'da uğursuzluk getirdiklerine inanılırken, Uzak Doğu'da ejderhalar uğur anlamına gelmektedir. Pek çok insan tarafından ejderhaların gerçekte yaşayıp yaşamadığı konusunda tartışmalar yapılmıştır, ve hala yapılmaktadır. Peki, Ejderha nedir, gerçekten yaşadı mı? Tarihte var mıydı? Detayları haberimizde bulabilirsiniz...
Ejderha Avrupa'da pek çok efsanede kötü bir karakterken Uzak Doğu'da ejdarhanın sonsuz iyilik ve bilgelik getirdiklerine inanılır.Hatta ejderhalar hakkında belgeseller bile yapılmaktadır. Şüphesiz ki geçmişte bulunan(bazı istisnalar hariç)ve ejderha iskeleti sanılan iskeletler dinozor iskeletleridir. Peki, Ejderha nedir, gerçekten yaşadı mı? Tarihte var mıydı? Detayları haberimizde bulabilirsiniz...
EJDERHA NEDİR?
Ejderha, ejder olarak da bilinir, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavar.
Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.
Efsanevi bir yaratık olan ejderha (Türkçesi Evren) çoğunlukla büyüsel veya ruhani güçlere, özelliklere sahip, kuvvetli ve büyük bir kertenkele veya başka bir sürüngen olarak tasvir edilmiş, tanımlanmıştır. Genellikle ağızlarından ateş çıkardıkları da söylenmektedir. Batı tasvirleri genellikle kanatlıyken, Doğu'daki tasvirlerde genellikle kanat bulunmaz. Ejderhalarınkine benzer özellikler içeren efsanevi yaratıklar neredeyse her kültürde mevcuttur. Hatta ejderha Çin ve diğer Uzak Doğu ülkelerinin simgesidir. Ve çoğu zaman iki yüzlü düşmanları belirtmek için 2 başlı ejderha deyimi kullanılır.
Avrupa'da uğursuzluk getirdiklerine inanılır; fakat uzak doğuda uğur ejderha ile bir tutulur. Çin'de on iki burçtan biri ejderhadır. Avrupa'da pek çok efsanede kötü karakterdir; fakat uzak doğuda ejderhaların sonsuz iyilik ve bilgelik getirdiklerine inanılır. Pek çok insan tarafından ejderhaların gerçekte yaşayıp yaşamadığı konusunda tartışmalar yapılmıştır, ve hala yapılmaktadır. Hatta ejderhalar hakkında belgeseller bile yapılmaktadır. Şüphesiz ki geçmişte bulunan(bazı istisnalar hariç)ve ejderha iskeleti sanılan iskeletler dinozor iskeletleridir. Efsanelere göre yumurtlarlar. Bazı mitlere göre yavrularına karşı şaşırtıcı derecede iyi anne olabilirler. Hazine biriktirirler ve onları korurlar. Dünyanın hemen her yerinde ejderha efsanelerine rastlamak mümkündür.
TÜRK KÜLTÜRÜNDE "EVREN"
“Evren” olarak da ifade edilir. Söylencesel dev sürüngendir. Kanatlıdır, korkunç bir görünümü vardır. Bazen devasa bir yılandır. Yeraltındaki mağarada yaşar ve orada bulunan hazineyi korur. Sularda veya ormanda yaşadığı da anlatılır. Bazen ateşin içinde barınır. Ağzından ateş saçar. Kuraklığın ve ölümün simgesidir. Masallarda suyun önünü keser ve bırakmak için karşılığında kurban ister. Su yaşam demektir, dolayısıyla onu kendi denetimine alarak yaşama sahip olacaktır. Bir başka açıdan bakıldığında susuz bıraktığı yeryüzüne ölüm ve kaos getirir. Öteki taraftan bunları elinde bulundurduğu için aynı zamanda bereketi refah ve güç simgesidir. Altay inanışlarında Bükrek (Bukra) adlı iyicil bir ejderha ile Sangal adlı kötücül bir ejderin birbirleriyle yaptıkları savaşlar anlatılır.
"Kainat, acun, var olan her şeyin tümü" gibi anlamlarda kullandığımız evren sözcüğü de etimolojik olarak kökenini ejderha figüründen almaktadır. Türk mitolojisinde dünyanın bir ya da daha fazla ejderha tarafından döndürüldüğü yani "evrildiği" düşünülürdü. Bu ejderhaya da "eviren" denirdi. Daha sonra "i" harfi düşmüş ve sözcük "evren" halini almıştır.
Türk mitolojisi ve sanatında da büyük yer tutmuştur. Bu efsanevi hayvan, gök ve yer-su unsurlarına bağlı olarak geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Türklerde özellikle erken dönemlerde bereket, refah, güç ve kuvvet simgesi olarak kabul edilmiş bu efsanevi yaratık, Ön Asya kültürleriyle ilişkiye geçildiğinde bu anlamları zayıflamış ve daha çok alt edilen kötülüğün simgesi olmuştur. Çin kaynaklarından Shih-chi ve Hou-han-shu' da gök ve yer ibadetlerinden bahsedilirken hunların bir ejder festivali düzenlediğinden söz edilir. Hsiung-nu'ların merkezlerinin ejder şehri olarak anılışı da belki eskiden bazı Türk toplulukları arasında ejder kültünün varlığını ortaya koyuyor. Türk kozmolojisinde yer ejderi ve gök ejderinden söz edilir. İnanışa göre yer altında ya da derin sularda bulunan yer ejderi bahar dönümünde yerin altından çıkıyor, pullar ve boynuzları oluşarak gökyüzüne yükseliyor, bulutların arasına karışıyordu. Böylece yağmur yağmasını sağlayarak bereket ve refahın oluşmasına katkıda bulunuyordu.
Evren kelimesi, "evrilmek" sözcüğüyle bağlantılıdır. Döndürmek, çevirmek, kıvranmak gibi anlamlar içerir. Evren (kainat) aslında bir ejderhadır, tıpkı ejderha gibi evren de büyük ve insanüstüdür. İnsan aklıyla bütün niteliklerini anlamak mümkün değildir. Tıpkı kainat gibi evrilmekte (dönüşüm geçirmekte) ve büyüyüp genişlemektedir. Ever (Eski Moğolcada Ebher), Moğolcada boynuz demektir ve ejderhaların boynuzlarının olduğu yaygın bir inanıştır. Tunguz dilinde Üre sözcüğü yılan veya ejderha anlamı taşır. Tunguzcanın Ulça lehçesinde ise Vere sözcüğü aynı anlama gelir.
EJDERHALAR SON OLARAK GAME OF THRONES'TA İŞLENMİŞTİ
Ejderhalar, Essos kıtası içinde bulunan Valyrian Yarımadası’nda yaklaşık beş bin yıl önce önemli sayıda bulunuyordu. Valyria halkı evcilleştirilmiş ejderhaları savaş atı ve silah olarak kullanıyorlardı. Valyria’nın Kıyameti denilen ve Aegon’un karaya ayak basışından yaklaşık 100 yıl önce yaşanan bu olay, Valyria şehrinin tamamen tahrip olmasına, Valyrian özgürhalkının çökmesine ve de ejderhaların soylarının tükenme tehlikesi altında kalmasına sebebiyet verdi. Hayatta olduğu bilinen tek ejderhalar, Yedi Krallığı fethetmek için kullanılan Targaryen evine ait üç ejderha idi.
Ejderhalar, yaklaşık 150 yıl boyunca Targaryen’ler de tutuldu ve bir çok sayıda ejderhaları vardı, en az dokuz tane (Red Keep’de saklanan ejderha kafatası sayısı da bu kadardı zaten). Çoğu Ejderhaların Dansı olarak bilinen Targaryen iç savaşında öldürüldü. Hayatta kalan ejderhalar zayıf ve hastalıklı idi. Kral Üçüncü Aegon Targaryen döneminde ölen ejderhalardan sonra Aegon III Targaryen ‘Dragonbane’ (Ejderhafelaketi) olarak anılmaya başlandı. Son ejderhadan kalan yumurtalar, asla büyümedi. Bu yumurtalar daha sonra imha edildi ya da tarihin kaprisli davranışlarıyla kayboldu. Sonuç olarak, ejderhaların soyu tükenmiş olarak kabul edildi.
Valyrian kayıtlarına göre, Ejderhalar ilk doğduğunda yumurtadan küçüklerdi, daha sonra ortalama bir köpek büyüklüğünde oluyorlardı ve onların iştahını genişlettiğiniz de gittikçe büyüyorlardı. Bir ejderhanın büyümesi asla durmazdi ve 200 yaşına kadar yaşayabilirlerdi. Ki Aegon I’ın ejderhası Balerion adında ki Kara Korku 200 yaşına kadar yaşayan ilk ejderhadır. O kadar büyüktü ki ölü bir yaban öküzünü bile yutabilirdi. Ejderhaların nefesindeki ateş ve gaddarlığı güçlüydü. Onlara binmek için yeterli evcilleştirme ve komuta sanatı nadir kitaplardan yana bilinmiyordu. Ejderhalar, kertenkele ile belirli ortak özelliklere sahipti, cinsiyet değiştirebilir ya da sabit cinsiyetlilerdi ancak genelde erkek olarak adlandırılırlardı.
Ejderhalar Targaryen ailesinin mührü olarak kabul edilir, yaratıklar ile özel bir bağlantısı olduğu bilinen kişilerdir. Daenerys gibi Targaryenler eski hayvan kalıntıları ile kendileri ve ejderhalar arasında bir bağlantı olduğunu hissediyorlar.
Kitaba göre Daenerys’in doğan üç ejderhasının adı:
Drogon: Khal Drogo’dan adını alan ejderha
Viserion: Ölen kardeşi Viserys Targaryen’den adını alan ejderha
Rhaegal: Ölen en büyük kardeşi Rhaegar Targaryen’den adını alan ejderha