Ekrem İmamoğlu'ndan sonra 89 şüpheliye de tutuklama talebi!
Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, çarpıcı iddialarla dolu bir sevk yazısıyla 92 kişiyi Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdi ve İmamoğlu’nun tutuklanmasını talep etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Şok Tutuklama Talebi: İmamoğlu Örgüt Lideri İddiasıyla Hedefte!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve çevresindeki isimlere yönelik yürütülen yolsuzluk ve terör soruşturması, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü.
Aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, çarpıcı iddialarla dolu bir sevk yazısıyla 90 kişiyi Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdi ve İmamoğlu’nun tutuklanmasını talep etti.
Ekrem İmamoğlu İçin Tutuklama Talebi: Örgüt Liderliği Suçlaması
Adliyede savcıya ifade veren isimler arasında Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan gibi üst düzey isimler yer alıyor. Savcılık, İmamoğlu’nu “örgüt lideri” olarak tanımlarken, suçlamalar arasında rüşvet, ihaleye fesat karıştırma ve kişisel zenginleşme iddiaları dikkat çekiyor. Bu talep, soruşturmanın boyutlarını ve siyasi etkisini gözler önüne seriyor.
İmamoğlu ve 90 Şüpheli İçin Tutuklama Talebi
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 90 kişi de tutuklama talebiyle hakim karşısına çıkacak. Adem Soytekin, Fatih Keleş, Murat Kapki, Özge Bağdatlı, Serhat Kapki, Hakan Karamis, Göksu Bayraktaroğlu ve Uğurhan Atma gibi isimler, savcılığın hazırladığı dosyada öne çıkan şüpheliler arasında. Bu isimlerin, İBB bünyesindeki usulsüzlüklerde kilit roller oynadığı iddia ediliyor.
Sevk Yazısında Bomba İddialar: Örgütlü Suç Ağı
Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderilen sevk yazısı, skandalın detaylarını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Fatih Keleş ve Ertan Yıldız hakkında daha önce usulsüz bağış toplama suçundan dava açıldığı belirtilirken, tanık ifadeleri İmamoğlu ve ekibini suçun merkezine yerleştiriyor. Rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma ve haksız mal edinimi gibi ağır ithamlar, soruşturmanın temelini oluşturuyor. MASAK raporları, İçişleri Bakanlığı tevdi raporu ve HTS incelemeleriyle desteklenen iddialar, suçların “örgütlü” bir yapıyla işlendiğini öne sürüyor.
İmamoğlu’nun “Kişisel Krallığı” mı Kuruldu?
Sevk yazısına göre, Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında olan ekibi, İBB’de stratejik noktalara yerleştirildi. Belediyenin iştiraklerinde usulsüz ihaleler, hayali hizmet alımları ve naylon faturalarla kamu kaynaklarının hortumlandığı iddia ediliyor. Yazıda, İmamoğlu’nun “örgüt lideri”, Murat Ongun’un ise “yönetici” olarak bu yapıyı koordine ettiği belirtiliyor. İhalelerde iş adamlarına ayrıcalık tanındığı, rüşvetle elde edilen gayrimenkullerin bu kişiler adına kaydedildiği ve İmamoğlu’nun ortak olduğu şirketler üzerinden kişisel servetini büyüttüğü öne sürülüyor.
Kamu Zararı ve Naylon Faturalar: İBB’de Neler Oluyor?
Medya A.Ş. ve Kültür A.Ş. gibi iştiraklerin, İmamoğlu’nun yakın çevresi tarafından adeta “suç merkezi” haline getirildiği iddiası, sevk yazısının en çarpıcı bölümlerinden biri. Hayali ihalelerle kamu kurumunun zarara uğratıldığı, naylon faturalarla milyonlarca liranın buharlaştırıldığı belirtiliyor. İş adamlarından alınan menfaatlerin ise İmamoğlu’nun kontrolündeki şirketlere aktarılarak “kişisel zenginleşme” sağladığı savunuluyor.
Bu gelişmeler, İstanbul’un yönetiminde uzun süredir tartışma konusu olan şeffaflık ve hesap verebilirlik sorularını yeniden gündeme taşırken, soruşturmanın sonucu merakla bekleniyor. Türkiye, İBB’deki bu büyük skandalın yankılarını konuşmaya devam edecek gibi görünüyor.