Elem ve keder verici bir kayıp...
Hayatımın hiçbir aşamasında karşılaşmadım. Tokalaşmadım, bir cümle bile kuracak kadar zaman geçirmedim. Ancak vefatı haberini alınca, sanki tüm hayatımızda varmış iken kaybettiğimiz bir insanın aramızdan ayrılışının derin sızısını hissettim…
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Ailesinin, sevenlerinin ve aziz milletimizin başı sağ olsun…
Türkiye’nin terörle mücadelede bilgi açığını, istihbarat ihtiyacını karşılamak amacıyla İsrail yapımı Heron insansız hava araçları kullandığı, arıza yaptığı zamanlarda Türk-İsrail ilişkilerine bağlı olarak tamir ve bakımında sorunlar yaşayabildiği günlerden, dünyanın dört bir yanına insansız hava araçları ihraç ettiği günlere geldik.
Teröristlere göz açtırılmayan, sığındıkları mağaralardan, deliklerden kafalarını çıkaramadıkları bir ortama kavuştuk. Kahraman Mehmetçiğimizin, polisimizin, güvenlik güçlerimizin en az şehit ve gazi ile en yüksek mücadele imkân ve kabiliyetine ulaştığı bir döneme ulaştık…
Doğu ve güneydoğu bölgelerimizde insanlarımızın il ve ilçe merkezlerinde işlerinde güçlerinde normal bir hayat yaşadıkları, kimseden korkmadan özgür bir şekilde seyahat edebildikleri günlerdeyiz…
Hafta sonunda gezme, görebilme ve vatandaşlarımızla sohbet imkânı bulduğum Bitlis ve Muş illerimizdeki vatandaşlarımızın en büyük teşekkürü terörle mücadele konusunda gösterilen kararlılık ve alınmış olan mesafe konusunda idi…
Bazıları hala içeriği belirsiz bir “Kürt sorunu” çözeceği vaatlerinde bulunuyor olsa bile, vatandaşlarımız sorunun terör kaynaklı olduğunu bilip gören bir sağduyu ve basiret içinde…
Yaşanılan günlerin yıllardan beri aslında bölge insanlarının en büyük özlemini duyduğu güzel günler olduğunun farkında…
Kardeşliğin, barışın, huzurun kimler tarafından ve ne için torpillenmek istendiğini kesinlikle siyasettekilerden çok daha fazla idrak etmiş durumdalar…
Savunma sanayiinde yakalanan yerlilik oranı arttıkça, bize şartlı bir şekilde silah ve mühimmat veren ve ülkemizin huzur ve güvenliği için kullanmamıza mani olan ülkelere bağımlılığımız azaldıkça geldik bu günlere…
İşte bu günlerin en büyük mimarlarından birini yitirdik…
Özdemir Bayraktar, hayatını göklere adamış, Büyük Atatürk’ün “Hakimiyet göklerdedir” prensibinin anlamını kavramış değerli bir mühendis ve girişimci idi…
Evlatları ile sevdalısı olduğu bu ülkenin göklerinde milli İHA, SİHA, TİHA’ların uçmasının yolunu açmış bir büyük ufuklu insan idi…
İleri sayılmayacak bir yaşta kaybettik…
Ülkemiz ve insanlarımız için, bilim dünyamız için, milli savunma sanayiimiz için, gökler için ve yerlerde güven ve huzur içinde yaşayanlar için, hepimiz için çok ama çok büyük bir kayıptır…
Kuşkusuz ki, kendisini bilip tanıyanların arkasından edeceği çok daha yerinde, uygun cümleler olacaktır. Şahsiyeti, çalışkanlığı, vizyonu ile ilgili olarak mutlak surette insanlarımızı aydınlatacaklardır.
Buna da ihtiyaç vardır.
Özdemir Bayraktar bir rol model, örnek bir insan idi…
Kendi evlatları başta olmak üzere, bu ülkenin mühendisine, sanayicisine, işadamına isterlerse başaramayacakları hiçbir şey olmadığını tüm hayatı ile ispat etmiştir…
Açtığı ufuk yarınların büyük Türkiye’sini görebildiğimiz bir zaviyededir…
Dualarımızla, rahmet dileklerimizle…