Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, daveti üzerine 'Barış Konseri' vermek üzere Türkiye’ye gelen Filistin Gençlik Orkestrası ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) sanatçıları ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Devlet Konukevi’nde bir araya geldi. İki orkestranın dinletide bulunduğu programa Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve programın mimarlarından Filistin asıllı sanatçı ve aktivist Meryem Afifi de katıldı.
Emine Erdoğan: Nerede insan, kadın ve çocuk hakları ihlal ediliyorsa kalbimiz orada atmalıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye’ye gelen Filistin Gençlik Orkestrası ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) sanatçıları ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Devlet Konukevi’nde bir araya geldi. Erdoğan, 'Nerede insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ihlal ediliyorsa, hepimizin kalbi orada atmalıdır. Çünkü gerçek vicdan, dökülen tüm gözyaşlarına eşit yakınlıktadır' dedi.
Katılımcılara yönelik bir konuşma yapan Emine Erdoğan, dünyada yaşanan zulümlerin görmezden gelinerek tarih sayfalarına eklendiğini söyledi. Dünyanın zor sınamalarından çıkış yolunun medeniyet reçetelerine müracaat etmek olduğunu aktaran Erdoğan, “Dünya toprakları her an masum insanların döktüğü gözyaşlarıyla ıslanıyor. Bu zulümler çoğu zaman sessizliğe gömülüp görmezden gelinerek tarih sayfalarına ekleniyor. Oysa tarih savaşla yazılmak zorunda değildir. Barış, hoşgörü ve merhamet de tarih yazabileceğimiz kalemlerdir. Bugün hala Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler bu topraklarda birlikte dostça yaşar, komşuluk yapar, özgürce ibadet eder. Oysa günümüzde tüm dünyada insanları inançları üzerinden birbirine düşman etmek için büyük bir gayret ortaya konuyor. Bunun yanında ırkçılık, maalesef ki tedavi edilememiş bir hastalık olarak kalplerimize bulaşıyor. Dünyamızın bu zor sınamalarına ve dertlerine bir şifa arıyorsak, medeniyet reçetelerine müracaat etmeliyiz. Hoşgörü kültürünü ihya etmeli, ona bir can simidi gibi tutunmalıyız. Bunun için en başta tüm insanları bir kardeşlik halkasının parçaları olarak kabul etmemiz lazım” dedi.
Emine Erdoğan, “İnsanlığa karşı işlenen suçlar müşterek derdimiz olmalıdır. İstisnasız her biri uluslararası toplumun gündemine girmelidir. Nerede insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ihlal ediliyorsa, hepimizin kalbi orada atmalıdır. Çünkü gerçek vicdan, dökülen tüm gözyaşlarına eşit yakınlıktadır. Bu noktada sanatın insanlara en hızlı ulaşan, fikirleri ve duyguları en rafine haliyle taşıyan bir araç olduğuna inanıyorum. Zira sanat, birleştirici güçler arasında en ön sırada yer alır. Çünkü sanat, tüm önyargıların arasından sızarak kalbin en hassas, en masum ve hakikate en yakın mevkiine varır. İnsana huzuru ve birliği hatırlatır. O yüzden insana kaybettiği duyarlılığı kazandıracak bir ilaç varsa o da sanattır.” şeklinde konuştu.
Dünyanın birçok yerinde sıcak savaşlar ve çatışmaların var olduğunu söyleyen Emine Erdoğan, Ukrayna-Rusya savaşının yaşanmasıyla birlikte zorla yerlerinden edilen insanların sayısının rekor bir düzeye erişerek 100 milyon olduğunu kaydetti. Emine Erdoğan, “Dile söylemesi kolay olan bu rakamın ardında insan hayatları, dağılan aileler, korku içinde çocuklar var. Bu insanlar, savaştan, zulümden kaçıyorlar ve gittikleri her yerde yabancı oluyorlar. Birleşmiş Milletler, mülteci sayısının 100 milyona ulaşmasının alarm verici olduğunu söylüyor. Dünya bir savaş ve yıkım yeri olmamalı. Zorla yerinden edilmiş 100 milyon insan, dünya nüfusunun yüzde 1’ini temsil ediyor. Bu rakam, dünyanın en kalabalık 14’üncü ülkesine denk. Ancak bizim rakamlara değil, bu yıkımın ardındaki insanların hikayelerine vakıf olmaya ihtiyacımız var. Sanatın her dalıyla, savaşların beşeriyete verdiği zararı anlatmamız ve yine sanatın eliyle bu zararı tamir etmemiz lazım. Halihazırda bu küresel krizlerin üstesinden insani yardımlarla gelmeye çalışıyoruz” diye konuştu.