Erdoğan'dan Suudi yetkililere "Kaşıkçı" tepkisi!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere bulunduğu Arjantin'de, aralarında SuperHaber Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Er'in de yer aldığı gazetecilere önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan, Kaşıkçı soruşturmasını ağırdan alan Suudi yetkililere sert tepki göstererek, "İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar!" dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’ndeki temaslarını tamamladı. Erdoğan, Arjantin'in ardından, resmi ziyaret gerçekleştirmek üzere bir başka önemli Latin Amerika ülkesi Paraguay’a geçti.
Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te dün sona eren G20 Liderler Zirvesi birçok konuda uluslararası kamuoyunun gündemini belirledi.
G20 Liderler Zirvesi, Rusya-Ukrayna krizi, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, Suudi Veliaht Prens'in zirvedeki yeri ve sonuç bildirgesindeki iklim değişikliği ayrışması ile kayıtlara geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da zirve boyunca Rusya, ABD ve Çin'in de aralarında bulunduğu 8 devlet ve hükümet başkanı ile görüşme gerçekleştirdi.
Erdoğan ayrıca Buenos Aires’te, G20 toplantısı ve ikili görüşmeleri hakkında, aralarında SuperHaber Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Er'in de bulunduğu basın mensunlarına değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, gazetecilerle sohbette, Kaşıkçı cinayetinin ardından, soruşturmayı ağırdan alan ve işbirliğine yanaşmayan Suudi yetkililere sert tepki göstererek, "İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar!" dedi.
- İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları;
Değerli arkadaşlar, malum G-20 zirvesi ile ilgili olarak Buenos Aires’teyiz ve bugün (Pazar günü) kapanışı yapıldı. Zirveyi böylece bitirmiş olduk. 10 yıl geçmişe baktığımızda bu 13’üncüsü oldu. Bizler hamdolsun liderler arasında en kıdemlisiyiz. Zirvelerin hepsine katıldık. Önümüzdeki yıl da Japonya Osaka’da yapılacak. Bu şekilde bir devam söz konusu. Antalya’da 2015’de malum ev sahipliği yapmıştık. Diğerlerini gördükçe çok başarılı bir evsahipliği yaptığımızı anlıyorum. Çin’de de çok başarılı bir organizasyon olmuştu. Osaka’yı da merak ediyorum. Orası da bu işi başarılı bir şekilde gerçekleştirecektir diye düşünüyorum.
"ABD DIŞINDA DÜNYADA TAM MUTABAKAT VAR!"
Bu yılki zirvenin 3 ana teması vardı. Bunun birincisi ticaret, ikincisi iklim değişikliği, üçüncüsü göç ve mülteciler meselesiydi. Tabii bu üç konuda yoğun müzakereler yapıldı. Oturumlarda hemen hemen her lider kendi düşünce dünyasında neler varsa onları sundu. Biz de açık bir şekilde düşüncelerimizi ortaya koyduk. Ticaret başlığında biz özellikle serbest ticaretten yana olduğumuzu vurguladık. Korumacı, tek taraflı yaklaşımların dünya ekonomisine faydadan çok zararının olacağı üzerinde ısrarla durduk. Zaten Amerika Birleşik Devletleri dışında dünyada bu konuda tam bir mutabakat var. Herkes bu konuda aynı düşüncede, aynı istikamette açıklamalar yapıyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELE: FİNANSMAN SAĞLANIRSA EYVALLAH!
İklim değişikliği başlığına gelince biz Kyoto mutabakatına imza atmış ve Paris COP21 zirvesine katılmıştık. Tabii biz iklim değişikliğinin zararlarının önlenmesi konusunda üzerimize düşen sorumluluğu bugüne kadar hep yerine getirdik. Burada sorumluluğumuzu çok da fazlasıyla yerine getirdik ancak Türkiye’nin iklim değişikliğinin finansmanı konusunda gerekli finansal desteğe ihtiyacı olduğu da bir gerçek. Bunun da karşılanması gerekir. Bu desteği alması konusunda bu işi bir yerde karara bağladık ve bildirgeye de bunu bu şekilde yazdırdık. Eğer bu konuda bizi gelişmekte olan ülkeler statüsüne alır ve gerekli desteği de verirlerse eyvallah ama vermedikleri takdirde bu süreci devam ettirmeyiz. Kaldı ki Amerika biliyorsunuz iklim değişikliğine imza atmıyor. Durum böyle olduğuna göre biz de bu konuda gereği ne ise hakkımızı alarak yaparız ama hakkımız verilmediği takdirde bunu yapamayız. Onun için bugün gerek Guterres gerek Dünya Bankası’ndan arkadaşlar gerekse Macron, Merkel ısrarla, "Bunu artık bu şekilde sizler de imzayı koyun ve bitirelim" dediler. Dedik ki, "Eğer bunlar yazılı olarak kayda girerse tamam" ve sonunda yazılı olarak bunu kayda girdiler. Bildirgeye de gerek Guterres gerekse Dünya Bankası’nın temsilcisi olan hanımefendi, Bulgaristanlı imzayı attılar, biz de kabul ettik.
"AVRUPA BİRLİĞİ MÜLTECİLER KONUSUNDA SÖZLERİNİ YERİNE GETİRMEDİ"
Bir diğer başlık göç ve mülteciler başlığı. Türkiye’nin taşıdığı yük ortada. Bugün bu konuya da ısrarla vurgumuzu yaptık. Göç ve mülteciler konusunda Türkiye’ye verilen sözler bugüne kadar, Avrupa Birliği’nin verdiği 3.3 milyar avroluk söz var, yerine gelmedi.
Ayrıca Birleşmiş Milletler Mülteciler Komisyonu’ndan gelen rakamlar sembolik öyle ciddi rakamlar yok ama bizim yaptığımız harcama 33 milyar doları bulmuş vaziyette. Fazlası var azı yok. Bu konuda dünyada en önde olan bir ülke olarak gerekli desteği istiyoruz, bunun verilmesi lazım dedik. Bunu ikili görüşmelerde de özellikle vurguladık. AB ile yaptığımız görüşmelerde üye ülkeler -biz savunduk savunuyoruz, verdik veriyoruz- gibi ifadeler kullanıyorlar ancak henüz daha bu anlamda ciddi bir şey yok.
YUVARLAK MASA TOPLANTISINDA NEDEN KAŞIKÇI CİNAYETİ KONUŞULMADI?
Şu anda dünyada milli gelire oranla da en az gelişmiş ülkelere destekte, Türkiye bir numara. Bizim önümüzde ne ABD ne bir başkası. Biz birinci sıradayız. Dünyada nerede bir mazlum ve mağdur varsa hemen Türkiye olarak elimizi uzatıyoruz, böyle bir konumdayız. Allah da bereketini veriyor. Göçü ortaya çıkartan nedenlerin ortadan kaldırılması temel hedef olmalıdır, dedik ve bunun üzerinde de ısrarla durduk. Bu konuların dışında zirvede;
Terörle mücadele, yoksulluk, Suriye krizi, Yemen’de devam eden savaş ve insani dram ele alındı. Kaşıkçı cinayeti üzerinde, yuvarlak masada ciddi manada durulmadı. Biz de bunu basın toplantısında gündeme getirelim istedik ancak liderler zirvesinde Kanada Başbakanı Trudeau bunun üzerinde durdu, az da olsa durdu. Fakat Muhammed Bin Selman verdiği cevapta suç sabit olmadıkça kimse suçlanamaz gibi bir ifade kullandı. Ne yazık ki biz de fırsatı yakalayamadık çünkü başkan akabinde Macron’a söz verip ondan sonra, oturuma geçmemiz lazım, dedi. Bizler de konuşsaydık ben orada bütün bu delillerin neler olduğu konusu üzerinde ayrıca duracak ve gereğini ortaya koyacaktım. Bu olmayınca biz basın toplantısını ona ayırmış olduk ve bu konu ile ilgili cevabı vermiş olduk.
Bütün bunlarla beraber terörle mücadele, yoksulluk, Suriye krizi, Yemen’de devam eden savaş ve insani dram, küresel adalet, gençlik, kadın ve diğer konuları ikili görüşmelerde ve oturumlarda ele aldık. Zirve esnasında yapmış olduğum ikili görüşmeler Hollanda Başbakanı Rutte ile görüşmem oldu. Malum onlarla sıkıntılı zamanlar geçirmiştik şimdi çok daha farklı bir konumdayız. Çin Devlet Başkanı Şi ile ikili bir görüşmemiz oldu. Şili Devlet Başkanı Pinera ile bir ikİli görüşmem oldu. Japonya Başbakanı Abe ile heyetlerarası bir görüşmemiz oldu. Trump ile görüşmemizi çok dar kapsamlı yaptık. Mevlüt Bey ve Berat Bey ile birlikte kendisi de yanına Pompeo ile Bolton’u almış oldu. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile ikili heyetlerarası bir görüşmeyi gerçekleştirdik. Arjantin Cumhurbaşkanı Başkanı Macri ile aynı şekilde bir görüşmemiz oldu ve İngiltere Başbakanı Sayın May ile bir görüşmemiz oldu. Heyetlararası olarak bunlardı. Yoksa tümüyle tek tek görüşme imkanımız oldu. Avustralya’dan tutun tümüyle ayaküstü görüşmelerimiz oldu.
TİKA ARJANTİN MÜSLÜMANLARINA CAMİ VE SPOR SALONU YAPACAK
Arjantin Müslüman topluluğunun temsilcilerini kabul ettik, başkan ve heyet olarak.
Kendileri ile burada neler yapılabilir ve biz onlara nasıl yardımcı olabiliriz diye görüştük. Değişik ülkelerden yaklaşık 1 milyon kadar Müslüman Arjantin’de var. Tabii bunlar Suriye, Lübnan’dan var. Bizden çok çok daha az, ağırlıklı olarak bu bölgelerden. Çok samimi insanlar, Türkiye’ye olan sadaketleri bağlılıkları üst düzeyde. Kendilerine inşallah burada gerek okul noktasında gerekse camii noktasında TİKA ile destek vereceğiz, yardımcı olacağız. Kendilerinin bir camisi var 500 kişilik. Suudilerin yaptığı bir camii var bin kişilik bir de İranlıların yapmış olduğu bir camii var o da 300-400 kişilik. Burada bu kardeşlerimize daha büyük bir camii yapmakta fayda var.
Bir okul müjdesi verdik aynı şekilde, arsaları varmış, o arsa üzerinde altında kapalı spor salonu, üstünde de sınıfları olan bir okul müjdesi verdik. İnşallah onu da süratle yapıp onların emrine vereceğiz.
"ÇİN İLE İLİŞKİLERİMİZ STRATEJİK ORTAK GİBİ"
Hollanda ile yeni bir sayfa açma konusunda mutabık kaldık. Çin ile ilişkilerimizi adeta iki stratejik ortak gibi geliştirerek sürdürüyoruz. Çin Devlet Başkanı Şi 2019 yılında Türkiye’ye bir devlet ziyaretinde bulunma noktasında bize bir sinyal verdi. Temenni ediyorum ki bu ziyaret gerçekleşirse adımları atmak daha da hızlanacaktır.
Japonya ile ekonomik ve kültürel ilişkilerimizi sürdürüyoruz. 2019’u karşılıklı kültür yılı olarak kutlayacağız.
Sayın Putin ile ikili ticaret, vizelerin kaldırılması, S-400’lerin teslimi -ki biliyorsunuz bunu yaklaşık 6 ay kadar öne aldık. Daha önce teslim edilecek. Türk Akımı ve Kırım konularını ele aldık. Ayrıca Suriye, İdlib, Anayasa Komisyonu ve Kerç Boğazı'ndaki durumları görüştük. Bu tehlikeli gerilimi ele alıp bu konuda sükunetin sağlanması için bu konuda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz, göstereceğiz. Rusya, Ukrayna, Fransa, Almanya bir 4’lü arabuluculuk da yaparak bu işi çözme yoluna gideceklerini söylediler.
Trump ile PYD-YPG, Suriye, FETÖ, Halkbank, Kerç Boğazı krizi, terörle mücadele bütün bu konuları ele aldık. Yaklaşık bir 45 dakika bu konuları görüştük. Dar katılımlı bir görüşmeydi.
İngiltere ile ekonomik ve savunma sanayii konularında özellikle işbirliğimizi güçlendiriyoruz. TF-X projesine önem veriyoruz. İngiltere Başbakanı Theresa May ile ayrıca Kaşıkçı cinayetini de etraflıca ele aldık.
SUUDİ YETKİLİLERE SERT "KAŞIKÇI" TEPKİSİ: İNSANLARI ENAYİ, AHMAK ZANNEDİYORLAR!
Kaşıkçı cinayeti konusunda bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu şu. Suudi üst yönetimine Kaşıkçı’nın cesedi nerededir? Bunu bir defa sizin 20 kişilik ekibiniz biliyor. Burada hiç sağa sola kıvırmayın. Dışişleri Bakanları açıklama yaptı. Ne dedi? "Yerel işbirlikçi" dedi. Bu işbirlikçi kim? Burada yerel işbirlikçi ile çalıştık diyorsanız, o zaman bunu açıklayacaksınız. Bunu da biliyorsunuz. Bilmiyoruz demeleri inandırıcı değil. Bir diğer konu da özellikle Kaşıkçı’nın cesedinden kurtulmak için bu ölüm mangasına yardım ettiği iddia edilen yerel işbirlikçi Türk mü yoksa başka birisi mi? Bizim emniyet Yalova’ya gitti geldi. Bu gerçek mi hakikaten? Şu anda bir netice alınamadığı söyleniyor ama belki de oradan bir şey çıkacak veya daha farklı yerlerden bir şey çıkacak. Bunun bilgisi bu 22 kişinin içinde. Zira başa geçirilen torba ve başa geçirildikten sonra Kaşıkçı’nın çektiği o andaki sıkıntıları vs. bunları zaten kendileri biliyor. Hepsine bunları dinlettik. Size daha önce de anlattım. Dinlediklerinde “Eroin almış olmalı” dediler.
Hatırlayın, Kaşıkçı muameleleri bittikten sonra konsolosluktan ayrıldı, demişlerdi ilk açıklamalarında. Bu adam sıradan bir adam değil ki, dışarıda nişanlısı bekliyor ve nişanlısını almadan ayrılıp gidiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Kime ne anlatıyorsunuz? İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar. Kamuoyunu kandıracaklarını zannettiler. Ne oldu? Aradan bir iki gün geçti farklı açıklamalar yapmaya başladılar. Bana heyetler gönderdi bu heyetlere bunları anlattık hepsi şok oldu.
"ULUSLARARASI YARGIYI AYAĞA KALDIRIRIZ!"
En sonunda bana bizzat kendisi telefonda “Peki ben başsavcımı gönderebilir miyim?” dedi. Gönder, dedik. Başsavcı başsavcımızla görüştü ama o herhangi bir belge, bilgi getirmedi. Bizim başsavcımız kendilerine gerekli olan bilgi ve belgeleri verdi. O da buradan dönerken 5 sandık kuruyemişle döndü gitti. Bu tür olayları yaşadık. Washington Post köşe yazarını öldürmek amacıyla Suudi istihbaratının görevlilerine Türkiye’ye gitme talimatını kim verdi, diye soruyor. Bu önemli bir soru. Bu hususta muhtemelen korkuyorlar, çekiniyorlar. Bu işlerle meşgul olanlar bunu gayet iyi biliyorlar. Biz kararlılığımızı, takipçiliğimizi bundan sonra da devam ettireceğiz. Gerekirse bu işi uluslararası yargıyı ayağa kaldırmak için Birleşmiş Milletler’i de devreye sokarak bu işin takipçisi olduğumuzu da özellikle gündeme getireceğiz.
- SORU CEVAP
SORU: Genel izlenim, Kaşıkçı konusunda Türkiye adına dünya liderleri arasında en başından beri en net tavrı koyan siz oldunuz. Hatta duruşunuz ve tutumunuz fotoğraflara yansıdı. Biz de gazetelerimizde kullandık, çok dikkat çekici fotoğraflar vardı Selman’ın yanından geçerken. Diğer taraftan Suudi yönetimi, Selman yönetimi bu işi soğutturma, unutturma bir dizi de PR faaliyetine dönüştürme eğiliminde olduğunu gördük bu zirvede. Bazı dünya liderleri de çoğunlukla kısa dönemli çıkarları ve ekonomik beklentileri uğruna bu konuda Selman’la hiç olmayacak şekilde bir takım şakalaşmalar, gülüşmeleri oldu. Bir taraftan da uluslararası kamuoyu ve medyanın yakından takip ettiği bir konu. Selman’ın geleceği konusunda ve Kaşıkçı hadisesinin seyri konusunda acaba nasıl bir süreç gelişecek olabilir bütün bu gerçekler ortada dururken?
Türkiye olarak biz bu hadisenin başından beri şeffaf bir tavır sergiledik. Ama cinayetin aydınlatılması için Suudi yetkililerden gerekli desteği maalesef alamadık. Biz, doğru olanı yapmayı esas aldık. Adaleti esas almanın, adaletli olmanın en doğu tavır olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede, üzerimize düşen ne ise yapma konusunda kararlıyız. Biz tespitlerimizi yaparken şunu düşünüyoruz: Önce Hak, sonra halk ne der? Biz buna bakacağız. Biz Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkileri bu cinayetle karıştırmamaya da özen gösterdik, gösteriyoruz. İkisi farklı şeyler. Biz, cinayet emrini verenin kimliği dahil, olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılmasını istiyoruz.
TÜRKİYE "AVRUPA ORDUSU"NA NASIL BAKIYOR?
SORU: Macron ve Merkel "AB ordusu"nu son günlerde öne çıkardı. Rusya hemen destek verdi. ABD çok sıcak bakmadığını söyledi. Eğer PESCO hayata geçerse sanirim 20 ülke imza vermiş durumda. Türkiye’nin NATO ve PESCO arasında bir tercihi söz konusu olabilir mi?
Bu tür bir soruyu cevaplamak için şu an erken. Şu anda NATO’dayız. Onlar da NATO’da.
SORU: "Sarı Yelekliler" meselesi var Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Gezi kalkışmasını da andırdığı için... Bir de Osman Kavala meselesi var. Acaba buradan bir şey çıkar mı?
ÇARPICI "OSMAN KAVALA" AÇIKLAMASI: İŞ ADAMLIĞI DEĞİL, BAŞKA ŞEYLER...
Gezi’nin arkasında kimler olduğunu açıkladım. "Dış ayağı Soros, iç ayağı Kavala’dır" dedim. Kavala’ya para gönderenler belli. Şimdi vakfı kapatma kararı almışlar. Türkiye’den ayrılma filan bu tür şeyler geldi, gündeme böylece oturdu. Almanya’ya gidiyorum, Merkel ve Steinmeier olsun bana Kavala’yı soruyor. Kendilerine anlattım. Neden bu adamı bu kadar seviyorsunuz, hukukunuz nereden geliyor diye sordum...
SORU: TSK’dan 1990’ların başında F-16 modernizasyonu ihalesi de aldı Osman Kavala bir konsorsiyum içerisinde. METEKSAN üzerinden bir ortaklığı varmış... Bir yandan PKK hareketlerine yakın diğer yandan da F-16 modernizasyon ihalesi alan bir iş adamı...
Orada iş adamlığı değil, başka şeyler vardır.
SORU: "Sarı Yelekliler" olayları… Fransa, Hollanda, Belçika... Endişeli misiniz? Macron ile Fransa’daki durumu görüştünüz mü?
Ben neden endişeli olayım? Biz Gezi’de bedelini ödedik zaten. Macron bir defa bu konuda kararlıyım, gereğini yapacağım, diyor. Önümde 3,5 senem var diyor. Benden öncekiler gereğini yapmadığı için bugüne geldik diyor ama ben üzerine üzerine gideceğim bu işin diyor. Ben bu reformu yapacağım, bu bir reformist harekettir, diyor. Onlar da bunu yaptırtmak istemiyorlar.
"AK PARTİ'YE BUGÜNE KADAR SÖYLENENLERİ TEKRAR ETMEK YAKIŞMAZ"
SORU: Sizin belediye başkanlığınızın üzerinden 25 sene geçti...Önümüz belediye seçimleri, AK Parti 16 yıllık bir parti olsa bile çeyrek asırlık bir belediye tecrübesi var. Türkiye’ye dönüşte de muhtemelen seçim manifestonuzu açıklayacaksınız. Halk tarafından en çekici partisiniz 25 seneye rağmen. Bu yeni manifestoda farklı olan ne olacak?
Arkadaşlarım çalışmaları yapıyor. Bugüne kadar söylenenleri tekrar etmek bize yakışmaz. Bugüne kadar yapılanlardan gündemde tutulması gerekenler örneğin altyapı vazgeçilmezimizdir. Bunun dışında belediyeciliğe neler getireceğiz. İki önemli açıklama yaptım. Bunun biri malum Millet Bahçeleri, diğeri ise Millet Kıraathaneleri. Bunlar benim üzerinde hassasiyetle durduklarım. Çünkü Millet Kıraathanesinde gençlik var. Orayı gençlik için ileri sürdüm. Zira gençlik ülkenin neresinde, bir oturayım arkadaşlarımla, dersimi çalışayım, kitabımı okuyayım bu arada kahvemi, çayımı, kekimi yiyeyim diye düşüneceği bir yer olsun. Kıraathane bu. Adam kıraathane deyince sanki okey taşlarının kullanıldığı yer zannetti. Öyle açıklamalar yaptılar. Bunlara bunu öğreteceğiz.
ERDOĞAN YEREL SEÇİM İÇİN 10 MADDELİK MANİFESTO AÇIKLAYACAK!
Bir diğeri de bahçeler. Millet Bahçeleri de ailenin bulunacağı yer. Ailelere bir zemin hazırlıyoruz. Anne, baba alacak çocuğunu getirecek bu Millet bahçelerinde yatacak yuvarlanacak vs. Hep söylerim Central Park, peki bizim neresi? Bizim piknik alanları açılır ama bu tür Millet bahçelerimiz yok. Şimdi bunlara yönelmek için sinyali verdik ve AK Parti'li belediyelerde bu işler başladı. Yoğun bir şekilde de bu çalışmalar gelişiyor. Halk bizden somut şeyler bekliyor, yoksa soyut şeylerle ilgisi yok. Üzerinde ısrarla durmamız gereken konu malum. Belediyecilik deyince akla AK parti geliyor. Bizim bu manifestomuzda açıklayacağımız maddeler var. Aklımda kaldığı kadarıyla arkadaşlar 10 maddelik bir hazırlık yapıyorlar. Bunun bizzat lansmanında ben bulunacağım ve açılışını belediye başkanlarımızla, adaylarımızla beraber olduğumuz toplantıda ki büyük ihtimalle bunu Ankara ATO salonunda yapmak suretiyle adaylarımızla yola koyulacağız.
Şu anda zaten açıkladığımız yerlerde adaylarımız peyderpey çalışmalara başladılar. Bu arada ilçe adaylarımızı belirleme çalışmaları devam ediyor. Döner dönmez kalan ilçeleri de hızla belirleyeceğiz. Büyükşehir noktasında zaten fazla kalan bir yerimiz yok. Onları da açıklayarak inşallah yola devam edeceğiz. Burada geri kalmak istemiyoruz. Cumhur ittifakını da burada herhangi bir yara almadan korumak, ittifakla yola güçlü bir şekilde devam etmenin kararlılığı içerisindeyiz.
SORU: Son grup toplantısı sonrasında MHP ile Cumhur ittifakını yerel seçimlere yansıtma konusunda jestler olabileceğini ifade ettiniz. Bugün yine MHP lideri Bahçeli'nin de benzer yönde açıklaması oldu. AK Parti açısından bu jesti nasıl tanımlamak mümkün? Örneğin Sayın Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’den aday çıkarmamak gibi ya da MHP’lilerin ısrarlı bir şekilde söylediği Mersin, Adana, Balıkesir, Manisa, Isparta gibi şehirler konusunda AK Parti'nin bir açılım olacak mı? Bir de özellikle İstanbul Büyükşehir ve ilçelerle beraber bir 40 ismi ayrı bir lansmanla mı düşünüyorsunuz? İstanbul konusu çok tartışılır bir halde ve özellikle Binali Bey’in ismi gündemde olduğu için acaba ipucu verebilir misiniz?
Bu konu ile ilgili olarak şu anda iki arkadaşımız çalışıyor. MHP’den ve bizden de bir arkadaşımız şu anda tüm teknik çalışmaları birlikte yürütüyorlar. Onlar çalışmaları bitirme aşamasında getirince, o zaman biz de sayın Genel Başkan ile bir araya gelip inşallah nihai kararı o şekilde vereceğiz...
SORU: Jest yapmadınız bize bu soruda ama...
"Jestimiz var" dedik, Sayın Devlet Bahçeli de aynı şeyi söyledi sağolsun. Teknik çalışmayı yapan arkadaşlar bize onun da altyapısını hazırlayacaklar. Biz zaten onlara bazı ipuçlarını da verdik.
SORU: İstanbul’a özel bir lansman düşünüyor musunuz?
Olabilir.
SORU: S-400’lerin ödemesinin milli para ile yapılacağını söylediniz, Sayın Putin de söyledi. Dünyanın sadece 5’ten değil dolardan da büyük olduğunu gösterdik. Dünya ekonomisi bu kadar ısınırken dolar dışı hayat hep söyleniyor. Bu modelin diğer G-20 ülkeleri için nereye gider, bu konuda müttefikler bulabilir miyiz?
Yeni müttefikler yok değil. Konuştuğumuz liderler bunu kabul diyor ama eyleme geçmiyor. Hatta bazılarını Merkez Bankası başkanları ile görüştürüyoruz, görüşmeler de başlıyor. Ama süreç gerektiği kadar hızlı ilerlemiyor. Yetkililer karşılıklı olarak bir an önce gerekli altyapıyı oluşturacak ki liderler olarak biz de işi bitirelim. Bu konuda en hassas olan liderlerden bir tanesi Sayın Putin’dir. Onla bu konuyu sık konuşuyoruz. Kendisi ile bugün de konuştuk. Yerli ve milli para ile bu adımı atmak. Onun da gündeminde bu konu ve can alıcı olarak bakıyor. Aynı şeyi Çin ile İran ile yapmak istiyoruz. Hepsi ile de bu konuları yapalım geliştirelim istiyoruz.
BRICS YERİNE TRICS
SORU: Güney Afrika’da geçen aylarda BRICS zirvesi oldu. Brezilya, yeni Amerikan yanlısı yönetimi ile galiba çıkacak gruptan. BRICS’in B’si yerine T koyarak TRICS olabilir mi?
Bize orada yaptığımız toplantıda, olabilir, dediler. Sayın Putin de aynı şeyi söyledi. Hatta Şi de aynı şeyi söyledi.
SORU: Piyasalarda son 1-2 aydır bir rahatlama var, özellikle döviz kurlarında. Vergi indirimleri de rahatlattı bazı sektörleri. Kalıcı bir rahatlama için atılacak adımlar var mı? Ayrıca istihdam ile ilgili yeni bir paket gündemde mi?
İstihdamın tırmanmaya başlayacağına inanıyorum. Mesela turizmdeki güzel gelişmeler son derece önemli. Bu yıl itibarıyla şu an, 40 milyonu aştık. Yıl sonuna kadar hedefimiz 50 milyon turisti çekmek. Bir defa 50 milyon turist dediğimiz zaman turizme yönelik yatırımlar artmış olacak. Sanayi de ciddi manada artışımız var. İhracatta iyi bir konuma geldik. 168 milyara ulaştık. Yıl sonunda hedefimiz 170 milyar inşallah. Bunlar istihdam açısından da önemli.
SuperHaber