"Erdoğan'ın ilk somut Kemalist hamlesi!"

Suriye’nin Afrin bölgesine yönelik operasyon önceki gün akşam saatlerinde TSK tarafından düzenlenen hava harekatı ile başladı.

Zeytin Dalı Harekatı'yla ilk etapta PYD’nin Afrin ve çevresindeki bölgelerinde bulunan 100'ün üzerinde mevzi, karargah ve deposu hava saldırıları ile imha edildi, çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi.

Daha sonra Türk ordusuna bağlı kara birlikleri, Özgür Suriye Ordusu güçleri ile eş güdümlü olarak bölgede ilerleyişe geçti.

Günlerdir Türkiye operasyonun nasıl sonuçlar doğuracağını tartışırken, Habertürk yazarı Oray Eğin'den ilginç yorumlar geldi.

Operasyona itiraz eden çevrelere dikkat çeken Eğin, "Türkiye’de operasyona itiraz eden küçük bir kesimin bir dönem kendilerini İkinci Cumhuriyetçi olarak tanımlayıp Kemalizm’i reddeden ve kısa süre önce sistemin dışına itilen liberaller olması da tesadüf değil." notunu düştü.

Oray Eğin, yazısında, "Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu operasyon bir kafa tutmanın ötesinde, devletin çıkarlarının her şeyin üstünde tutulduğu bir tarihi sorumluluk. Erdoğan’ın ilk somut Kemalist hamlesi belki de." diye yazdı.

İşte o köşe yazısı;

- İlk Kemalist harekât

BÜTÜN ülkelerde hükümetler gündelik işleyişte kendilerine göre birtakım değişiklikler yapsa da kritik anlarda kurucu ideolojinin dayatması devreye girer ve farklı siyasi kampların aynı tepkiyi verdiğine tanık oluruz. Türk Ordusu’nun Afrin operasyonunu da kurucu ideolojinin dayattığı devletin bütünlüğü, bölünmezliği ve ülkenin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma ilkesi bağlamında yorumlamak doğru. Tarihi şartlar oluştuğunda görevde bir başka hükümet de olsa bu operasyonun yapılması kaçınılmaz olacaktı, ama tabii her yönetim bu cesur adımı atmaya yeltenemezdi.

Sınırda istikrar sağlanması ve Türkiye’nin (ve ABD’nin) terör örgütü olarak tanımladığı PKK destekli bir Kürt devleti kurulmasının engellenmesine yönelik yaptığı bu operasyon, sarsıntılara ve değişimlere rağmen kurucu ideolojinin hâlâ ne kadar baskın olduğunu gösteriyor. Kemalizm sınırlı bir şekilde devletin bekası, dolayısıyla da Misak-ı Milli sınırlarının korunması olarak tanımlandığında Afrin operasyonu daha da anlam kazanıyor.

MUHALİF BASINA DAVET

Bu gibi kritik dönemeçlerde geçmişteki ve gelecekteki anlaşılabilir ideolojik farklılıklara rağmen yönetimde olan siyasi partinin önceliği devletin çıkarları. Başbakan Binali Yıldırım’ın Afrin operasyonuyla ilgili yaptığı toplantıya Odatv, Sözcü ve Aydınlık gibi muhalif (ve Kemalist) yayın organlarını davet etmesi bu yüzden de önemli. Sadece bir jest değil, aynı zamanda operasyonun ideolojik altyapısına yönelik de bir vurgu bu. Erdoğan’ın liderliğindeki ekip uzun süredir sistemin bir parçası olmanın sonucu olarak yukarıda bahsettiğim tanım kapsamındaki Kemalizm’in de uygulayıcısı ve sahiplenicisi konumuna geldiler.

Toplumun çeşitli kesimlerinden, farklı siyasi partilerden “Zeytin Dalı Operasyonu”na yönelik adeta Yenikapı ruhunu andırır bir mutabakata varılması da kurucu ideolojinin etkinliğiyle açıklanabilir. Bir süredir siyasete hâkim olan “Eski Türkiye”nin reflekslerinin önümüzdeki dönemde daha belirleyici olacağı öngörülebilir. (Mehmetçik’in burnunun bile kanamaması, kara harekâtının yerel enstrümanlarla birlikte yapılması da kamuoyunun geniş çaplı desteğini sağlamak açısından olumlu.) Türkiye’de operasyona itiraz eden küçük bir kesimin bir dönem kendilerini İkinci Cumhuriyetçi olarak tanımlayıp Kemalizm’i reddeden ve kısa süre önce sistemin dışına itilen liberaller olması da tesadüf değil.

TÜRKLERİN CÜRETİ

Asıl büyük itiraz makamı ABD’ye rağmen Afrin operasyonu aslında Türkiye’nin cüretidir. Tıpkı Kıbrıs’a çıkarma yapılması, İkinci Dünya Savaşı’nın dışında kalınması, hatta Kurtuluş Savaşı gibi. Türkler zaman zaman böyle cüretlerde bulunuyor, karşılığında kısa dönemli bedel ödüyor ama sonunda tarih hep bizi haklı çıkarıyor.

Bu operasyonu, “ABD’ye başka kim kafa tutabilirdi” diye yüzeysel bir slogana hapsetme kolaycılığından kaçınılması gerekiyor. Kuşkusuz, tarihi şartların bu operasyonun yapılmasını gerektirdiği bir dönemeçte Türkiye’nin yönetiminde tecrübeli ve yıllar içinde özgüveni oluşmuş bir yönetimin olması büyük bir fırsat. Devlet tecrübesi sınırlı bir yönetim dünya devlerine itiraz edemez, haklılığını savunamaz ve geride durmak zorunda kalırdı. Geçmişteki pasif hükümetler yıllarında bunun örneklerini çok gördük. Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu operasyon bir kafa tutmanın ötesinde, devletin çıkarlarının her şeyin üstünde tutulduğu bir tarihi sorumluluk. Erdoğan’ın ilk somut Kemalist hamlesi belki de.

"Erdoğan'ın ilk somut Kemalist hamlesi!" ile ilgili etiketler Oray Eğin
GÜNÜN VİDEOSU

Diyarbakır'da üzücü olay: Yolda yürürken bir anda yere yığıldı! Gerçek sonradan ortaya çıktı...

Diyarbakır'da bir vatandaş, kaldırımda yürüdüğü sırada kalp krizi geçirerek yola yığıldı. Hastaneye kaldırılan vatandaş, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.