"Babacan ve Davutoğlu beni partilerine davet etmek istedi"

Bir dönem AK Parti'de de siyaset yapan, eski Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun FETÖ tehdidini ilk fark eden siyasetçiler arasında yer aldığı biliniyor.

Erkan Mumcu 2007 yılında o dönem genel başkanı olduğu ANAP'ın Meclis grup toplantısında kürsüye çıkarak FETÖ tehdidine net mesajlarla dikkat çekmiş ve “Kendince din saydığı şeylerle devlet kudretini ele geçirmeye çalışanlara söylüyorum; hiç kimse durduk yerde, oturduğu yerden Kabakçı Mustafa hezeyanlarına falan kapılmasın. Kimse de Osmanlı'ya oyun oynamasın. Osmanlı, oyunu affetmez” diye konuşmuştu.

İşte bu mesajın yer aldığı bir videoyu kısa süre önce sosyal medyada paylaşan Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül ise, Erkan Mumcu'ya tekrar AK Parti çatısı altında siyaset yapma fırsatı verilmesi önerisi yapmış ve tecrübelerinden faydalanılması gerektiğini belirtmişti.

BABACAN VE DAVUTOĞLU, ERKAN MUMCU'YU "YOKLADI"

İbrahim Karagül'ün bu önerisi, Haber Global ekranlarında yayınlanan "Jülide Ateş ile 40" programında Erkan Mumcu'ya hatırlatıldı. Mumcu bu konuda ilginç açıklamalar yaptı ve güncel siyaset konusunda da dikkat çeken bazı bilgiler paylaştı.

Daha önce kendisinin yaptığı gibi AK Parti'den ayrılarak parti kuran Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu tarafından yeni siyasi oluşumlara katılması konusunda "yoklandığını" itiraf eden Mumcu, "Ben bu tür yoklamalara karşı net bir tutum takındığım için yoklamadan davet düzeyine geçilmesine izin vermiyorum. Bu yüzden kimse beni davet etmedi. Etmeyi düşündüler mi? Zannımca evet. Etmek istediler. Ama ben duruşumla bunu imkansızlaştırdım." ifadelerini kullandı.

Mumcu ayrıca, "Ali Babacan ve Davutoğlu davet ederse kabul etmem muhalifim ama onlar gibi değil." diyerek bu isimlerle siyaset yapmayacağının da altını çizdi.

Mumcu, AK Parti çatısı altında siyasete dönme konusunda da olumlu mesajlar vermedi ancak "Ama kabalık da yapmak istemem" diyerek kapıları da kapatmadı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A KAPIYI KAPATMADI!

Erkan Mumcu'nun "Cumhurbaşkanı'ndan davet gelirse kendisiyle yeniden çalışır mısınız? sorusuna verdiği yanıt şu şekilde;

"Hayır. Ama şu kabalığı da yapmak istemem. Böyle bir davet gelir ben de onu kabul etmem gibi bir kabalığı da yapmak istemem. Dünya görüşlerimiz uyuşmuyor. Bakanken hem bakanlıktan hem partisinden istifa ederek ayrıldım. Benim buna inancım tam ama milletin kanaatine bakarsanız toplumun tercihi Erdoğan'ın yanında. Ben öyle düşünmüyorum. Sonunda bu tercihler Türkiye'yi nereye getirdi, bundan sonra nereye götürecek bekleyip göreceğiz.

Böyle bir şey mümkün değil. Çünkü dünya görüşlerimiz uyuşmuyor. Ülkeye bakışımız hayata bakışımız uyuşmuyor.

Bahsettiğiniz cümleleri ben hakkaniyet namına söyledim. Karşılaştırma icab edecek ise... Yoksa ben kendisinin siyasetinden, partisinden istifa ederek ayrıldım. Bakan iken hem partisinden hem bakanlıktan istifa ederek ayrıldım.

Bu benim illa doğru bir çizgide olduğum anlamına gelmez. Benim buna inancım tam. Ama milletin kanaatine bakarsanız, toplumun tercihine bakarsanız, toplumun tercihi Erdoğan'ın yanında. Ben öyle düşünmüyorum. Ama toplumun tercihi Erdoğan'ın yanında gerçekleşti bu güne kadar.

Sonunda bu tercihler Türkiye'yi nereye getirdi. Bundan sonra nereye götürecek hep beraber göreceğiz. Karagül'ün bahsettiği (İbrahim Karagül) bu bilinçten yararlanma meselesi: Bu bilinç açık, apaçık.

Kim ne konuda fikrimi analizimi etüdümü soruyorsa bütün varımla yoğumla zihnimde ne varsa arkada hiçbir şey bırakmaksızın ve hiçbir karşılık beklemeksizin vermeye hazırım. Bunu bir vicdan ödevi olarak gördüğüm için. Bir karşılık teklif edilirse de asla kabul etmem. Bunu aslında beni tanıyan herkes biliyor. Bu güne kadarki duruşumda bu.

Erkan Mumcu'dan Fazıl Say'a uygulanan Madımak Katliamı sansürü hakkında dikkat çeken iddiaErkan Mumcu'dan Fazıl Say'a uygulanan Madımak Katliamı sansürü hakkında dikkat çeken iddia

Dolayısıyla 2007'de ben onları söylerken niye susuyorlardı? Bugün niye bunu yeni fark etmiş gibi yapıyorlar. Mesele bu. Ve fark edilmesi gereken meseleler benim 2007'de söylediğim sözlerden mi ibaret? Ben aynı konuşmada bütün bunları bir tek ben mi görüyorum ey millet, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, siz niye susuyorsunuz diye bas bas bağırıyordum.

Adeta kendimi yırtacak durumdaydım. Kimsenin kılı kıpırdamıyordu. Buradaki kimseye reşit ve gündemi izleyen siyasete ilgi duyan herkesi katıyorum. Dolayısıyla hiç kimsenin takdirine tenezzül etmiyorum. Kimseden bir şey beklemiyorum. Buradaki sözlerim sadece tarihe doğru bilgilerin geçmesi adınadır.

Böyle bir beklentim de yok. Böyle bir ihtimal böyle bir imkan da görmüyorum."