Erkekler nafaka alır mı? Avukat Halide Gököz açıkladı!

Aile hukuku konusunda deneyimli Avukat Halide Gököz, toplumda yaygın olan bir yanılgıya dikkat çekiyor: "Erkekler nafaka alamaz" düşüncesi. Gököz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, yoksulluk ve tedbir nafakası hakkının yasal çerçevede cinsiyet ayrımı gözetmeden düzenlendiğini vurguluyor.

Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesine atıfta bulunan Gököz, "Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan taraf, eğer boşanma sebeplerinde daha ağır kusurlu değilse, diğer eşten nafaka talep etme hakkına sahiptir. Burada kadın veya erkek ayrımı yoktur" şeklinde konuşuyor.

Erkek bireylerin boşanma sürecinde maddi güçlük çekebilecekleri ve yoksulluğa düşebilecekleri durumlarda, kadınlar kadar nafaka talep etme haklarının olduğunu belirten Gököz, "Eğer erkek boşanmadan dolayı maddi zorluk yaşayacaksa ve kendi rızası dışında işsiz veya yoksul durumdaysa, hakimden nafaka talep edebilir" diyor.

Nafaka talebinin boşanma davası sırasında sözlü ya da yazılı olarak yapılabileceğini belirten Avukat Gököz, anlaşmalı boşanma durumunda ise bu talebin boşanma protokolüne dahil edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca, boşanmanın tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde bu talebin yapılmasının mümkün olduğunu, bu sürenin ardından hakkın düşeceğini vurguluyor.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ BAĞLAMI...

Avukat Gököz'ün açıklamaları, toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında da önemli bir adım olarak görülüyor. "Maddi durumu iyi olan kadınlardan, boşanma sonrası maddi zorluk yaşayacak erkekler nafaka alabilir" diyen Gököz, böylece yoksulluk nafakasının sadece kadınlara özgü bir hak olmadığını, her iki taraf için de geçerli olduğunu altını çiziyor.

Toplumda bu konuda yanlış bir algı olduğunu ve erkeklerin de bu haktan faydalanması gerektiğini savunan Gököz, "Hukukun eşitlikçi yapısı, her iki cinsiyet için de adil bir denge kurmayı amaçlamaktadır" diyerek sözlerini tamamlıyor.

Bu açıklamalarla birlikte, Avukat Halide Gököz, yoksulluk nafakası konusunda cinsiyet ayrımı olmadan, hakların eşit olarak kullanılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor ve konunun farkındalığını artırmayı hedefliyor.