Ermenistan saldırısı Şangay'a suikast mı?
Özbekistan’ın Semerkant şehrinde Şangay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi bugün başlayacak. İki gün sürecek zirvede alınacak kararlar sadece Asya dünyasını değil, tüm dünyayı ilgilendirecek.
ABD’nin tek kutuplu dünya hamlelerine karşı çok kutuplu dünya amacıyla Rusya ve Çin’in öncülüğünde kurulan örgüte üye devletlerin başkanları Rusya-Ukrayna savaşı ve Çin-Tayvan geriliminden sonra ilk kez bir araya gelecek.
Zirveye Türkiye de davetli. Zaten diyalog ortağı olarak 2017’den itibaren ŞİÖ’ye müdahil olan Türkiye’nin, örgütlenmeyle daha derin bağ kurmasını bizzat ŞİÖ liderliği dile getiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirveye bizzat Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından davet edildi. Asya dünyasını yakından takip eden gazeteci Gökhun Göçmen’e göre, Rusya, Türkiye ile ilişkilerine çok önem veriyor. Göçmen’in sosyal medyadan yaptığı analize göre; “Putin'in Türkiye'yi Büyük Avrasya Ortaklığı'nda görmek istediği aşikar. Putin, önce BRICS sinyali verdi, ardından ŞİÖ Zirvesi'ne özel olarak davet etti. Putin açık ki Türkiye ile gündelik sorunları aşan kurumsal bir birliktelik istiyor.”
(Bkz. https://twitter.com/GokhunGocmen/status/1570111183444758529 )
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Semerkant’ta Rus lider Putin ile ikili bir görüşme yapacak. Bu görüşme, iki liderin son 3 aydaki üçüncü yüz yüze görüşmesi olacak.
Çin’den yansıyan haberlerde, Pekin’in Türkiye’nin katılımına önem verdiğini gösteriyor. BBC Türkçe’nin Çin basınından aktardığı bilgiye göre, Türkiye’nin diyalog ortağı ülke statüsünün gözlemci ülke statüsüne yükseltilmesi kararının zirvede alınabileceği bilgileri aktarıldı. Zaten Cumhurbaşkanı’nın, Çin Devlet Başkanı Jinping ile de ikili bir görüşme yapması da bekleniyor.
Elbette üyelik konusu daha derin bağların kurulmasına bağlı. Çünkü Türkiye bir NATO üyesi. Aynı zamanda gerek Rusya gerekse de Çin ile ihtilaflı olduğu konular mevcut. Ancak Batı dünyası ile de ilişkilerimizde yüksek gerilim olduğunu hatırlamak lazım. Hatta müttefiki olduğumuz ülkelerle yaşadığımız problemlerin çözümünün, Rusya ve Çin ile yaşadığımız problemlerin çözümünden şu aşamada daha zor olduğunu söylemek mümkün… Örneğin Yunanistan’ın haydutvari eylemlerinin ve terör örgütlerinin desteklenmesi konusunda ciddi gerilim yaşıyoruz. Bu nedenle Şangay İşbirliği Örgütü toplantısına davet, dikkatleri üyelik sürecine çevirdi. Ancak henüz üyelik aşamasında olmadığımızı tekrar vurgulamak gerekir.
Türkiye’nin üst düzey isimlerin ifadesiyle Asya çağı başlarken, buna göre mevzilendiği gerçeğini de görmekteyiz. Bu konuda atılan önemli adımların başında, Azerbaycan ile birlikte Güney Kafkasya’da oluşturulan etki. Bu etki sayesinde Karabağ, yeniden vatan topraklarına, yani Azerbaycan’a katıldı. 44 gün süren savaş sonucunda Ermeni kuvvetleri bozguna uğratıldı. Bu durumun stratejik avantajları var. Örneğin;
Güney Kafkasya’da ABD-Fransa’nın Ermenistan üzerinden kurduğu statüko dağıtıldı. Ayrıca, kendi stratejik çıkarları çerçevesinde Erivan yönetimine destek veren İran da devre dışı kaldı. Yeni dönemde Türkiye, Azerbaycan ve Rusya’dan oluşan bir denge var.
Enerji savaşlarının yaşandığı bu dönemde, Azerbaycan’ın etkisi daha da arttı.
Bir diğer ve belki de en kritik sonuç, Türkiye ile başta Azerbaycan olmak üzere Türk dünyasının karayolu bağlantısını kuracak Zengezur Koridoru’nun önündeki engeller bir bir temizlenmekte. Böylece Türkiye, Asya’nın derinliklerine kadar olumlu etki yapacak bir konuma gelecek.
İşte bu durum birilerini rahatsız etti.
Ermenistan’ın son saldırganlığı, bu rahatsızlığın sonuçlarından biri. Erivan yönetimi, her ne kadar Türkiye ve Azerbaycan’ın çağrıları neticesinde normalleşme görüşmelerine oturmuş olsa bile homojen bir yapıda değil. Halen içeride Taşnak çete geleneğinden gelen yapıların unsurları mevcut. Bu unsurlar, askeriye içinde de var. Provokasyon yaparak, bir taşla birden fazla kuş vurmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüldü, belki de bizzat o provokasyonu bu yapıları destekleyen güçler yaptırdı. Madde madde aktaralım:
44 gün süren ve zaferle sonuçlanan Karabağ Vatan Savaşı, Ermenistan yönetimi üzerindeki diasporanın etkisi kırdı. Türkiye ve Azerbaycan’ın gücüne Moskova’nın da bölgede yeni denge kurma isteği eklenince, ABD ve Fransa devre dışı kaldı. Dolayısıyla bu ülkelerdeki diaspora da… “Azerbaycan, Erivan Yönetimini Yola Getirdi: Diasporaya Savaş Açtılar” başlıklı yazımda Paris’teki diasporanın önde gelen isimlerinden Taşnakçı Murat Papazyan’ın Ermenistan’a sokulmadığını yazmıştım. (Bkz. https://www.superhaber.com/61-masasinin-aciklamalarinda-gormediklerim-makale-412483 ) Ancak Taşnakçı yapıların halen etkileri bulunuyor. Provokasyonu da bu yapıların yapma ihtimali yüksek.
Saldırı, Ermenistan topraklarından yapıldı. Azerbaycan da haklı olarak, ateş açılan pozisyonları imha etmeye yönelik “sınırlı ve hedefi belli” saldırılar düzenlediğini açıkladı. Saldırganlar ve destekçileri, daha sonra başta sosyal medya olmak üzere birçok mecrada gürültü koparmaya başladı. İddialarına göre, Azerbaycan Ermenistan topraklarını hedef almıştı. Oysa Azerbaycan, (yineleyecek olursak) açıkladığı gibi, ateş açılan pozisyonları imha etmeye yönelik “sınırlı ve hedefi belli” saldırılar düzenledi. Peki saldırganlar neden bu şekilde bir yaygara kopardı? İşin püf noktası da bu:
Böylece Azerbaycan’a karşı, Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nü harekete geçirmek istediler. Örgütün NATO’nun 5’inci maddesi gibi, bir üyeye yapılan saldırı diğer üyelere yapılmış sayılır şeklinde maddesi var. Yani bu çağrı kabul görse, başta Rusya olmak üzere diğer üyeler Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, üye olan Ermenistan’a desteğe gidecek. Benzer bir hamle, Karabağ Vatan Savaşı’nda da yapılmış, ancak çatışmalar Azerbaycan toprağı sayılan Karabağ’da yaşandığı için, bu hamle itibar görmemişti. Ancak Erivan’ın son iddiaları üzerine, örgüt iki ülke sınırındaki durumu değerlendirmek üzere Genel Sekreter Stanislav Zas başkanlığındaki bir heyeti Ermenistan’a göndereceğini açıkladı. Türk Devletleri Teşkilatı’nın da Azerbaycan’a destek mesajı verdiğini de hatırlatalım.
Ermenileri üzecek iddia ise şu: Yardım taleplerini Rus lider Putin reddetti. Kremlin’den henüz bunu doğrulayacak bir bilgi paylaşılmadı. Ancak askeri bir hareketlilik olmaması, bu iddiayı doğrular nitelikte.
Peki diyelim ki, Ruslar Ermenilerin taleplerine olumlu yaklaştı, o zaman ne olacak? Olacağı net: Türkiye de, Azerbaycan’a desteğe gidecek. Yani Güney Kafkasya’da, Ermenistan’ın provokasyonu neticesinde Türkiye ile Rusya karşı karşıya gelecek. Hem de Şangay İşbirliği Örgütü toplantısı öncesinde…
İnsanın aklına şu soru geliyor: Ermeni sivil ve askeri yönetiminde unsurları bulunan gerek ABD ve Fransa gerekse de diaspora, Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirerek, bir kaos oluşturmak ve eski dengeyi yeniden kurmak mı istiyor?
Ayrıca Şangay İşbirliği Örgütü toplantısında kurulacak iletişim, olası işbirliği adımları sabote mi edilmek istendi?