Eylül'ün babasından son isteği yürek sızlattı!
Türkiye, kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan talihsiz Eylül’e ağlıyor. Cinayetin nedeni araştırılırken, ortaya çıkan bir ayrıntı yürekleri sızlattı. Küçük kız kaybolduğu gün, babasından çok sevdiği kavun getirmesini istemiş.
Ankara’da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki kızı Eylül’ü önceki gün toprağa veren İbrahim Yağlıkara çiftçilik yaparak geçimini sağlıyor. Yağlıkara, yaz aylarında geldiği ve kasıma kadar kaldığı Polatlı’da topladığı hasadı Bursa’da satarak Eylül ile birlikte 3 kız çocuğunun eğitim masraflarını karşılıyor. Yaz tatilini genellikle ailesiyle beraber Polatlı Uzunbeyli Köyü’nde geçiren küçük Eylül ile kız kardeşleri ise burada kuzenleri ve akrabalarıyla hasret giderirken, kış döneminin gelmesinin ardından anne Şerife Yağlıkara’yla eğitimleri için Bursa’ya geri dönüyordu. Evin en küçüğü Eylül’ün, olayın yaşandığı gün babasından son isteği kavun oldu.
DAHA SONRA SÖYLEMİŞLER
Eylül’ün cansız bedenine ulaşılmasından son ana kadar haberi olmayan baba Yağlıkara, “Onu önlükle, doktor olarak görmeyi çok istiyordum” dedi. Cinayet zanlısının telefonunda cinsel içerikli görüntülerin çıkması soruşturma birimlerini harekete geçirdi. Zanlının, küçük çocuklara cinsel istismar dürtüsünü barındıran pedofil olup olmadığı araştırılıyor.
Cuma günü saat 18.00-19.00 sıralarında zanlı Uğur Koçyiğit’in çalıştığı çiftliğin karşısında ihbar üzerine yapılan çalışmalarda küçük Eylül’ün cansız bedenine ulaşılmıştı. Ancak ekipler, cesedin Eylül’e ait olduğuna dair kesin tespite kadar Yağlıkara ailesine bilgi vermedi.
Yağlıkara, “Ekipler arazide arama kurtarma çalışmalarına devam ediyorlar, bize olumlu ya da olumsuz hiçbir bilgi verilmedi. Çalışmalarla ilgili haber verecekler” demişti. Tek hayalinin kızına sağ kavuşmak olduğunu belirten Yağlıkara, bir an önce olayın aydınlanmasını istediğini ifade etmiş, Eylül’e canlı kavuşma umudunu yitirmemişti.
Yağlıkara ailesi, kızlarından gelen kötü haberle yıkıldı. Küçük Eylül’ün cinayete kurban gittiği açıklandı. Cezaevinde olan ve olayı halen itiraf etmeyen zanlı Uğur Koçyiğit’in, Eylül’ü öldürdükten sonra bir elektrik direği dikip, cenazesini de bu direğin hemen altına açtığı çukura gömdüğü ortaya çıktı. Koçyiğit’in cep telefonunda yapılan incelemede çocuk pornosu görüntülerinin bulunduğu iddia edildi.
TEK KİŞİLİK HÜCREDE
Bu gelişme, soruşturma birimlerini harekete geçirdi. Zanlının, küçük çocuklara cinsel istismar dürtüsünü barındıran pedofil olup olmadığı araştırılıyor. Koçyiğit’in karısının vereceği bilgilerin de soruşturmayı şekillendirmesi bekleniyor. Zanlı Koçyiğit, tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nde tek kişilik hücreye konuldu.
Yağlıkara ailesinin, kışın genellikle Bursa’da yaşadığı öğrenildi. Baba Yağlıkara kasım ayına kadar köydeki işleriyle ilgileniyordu. Kış aylarında 5-10 haneye kadar düşen köyde hasadı toplayarak ürünlerini satan İbrahim Yağlıkara, 3 kız çocuğunun da okul masraflarını buradan kazandığı parayla karşılıyordu. Küçük Eylül’ün eğitimi tamamlayarak doktor olmasını çok isteyen İbrahim Yağlıkara ailesini 3 aylık yaz tatilinin ardından Bursa’ya gönderiyor, kendisi ise kasım ayına kadar Polatlı’daki köyünde kalıyordu.
“BABA GELİRKEN KAVUN GETİR”
Yaz tatillerini genellikle ailesiyle birlikte Uzunbeyli Köyü’nde geçiren küçük Eylül de hayata veda etmeden önce burada kuzenleriyle, akrabalarıyla hasret gideriyordu. Eylül, olayın yaşandığı gün de 11 yaşındaki akrabasıyla köy meydanında ve evinin çevresinde bisiklete biniyordu. Küçük Eylül’ün, 22 Haziran’da saat 11.00’de evden çıkan İbrahim Yağlıkara’ya son sözleri ise, “Baba gelirken kavun getir” oldu.
KÖYLÜLER ŞAŞKIN
Köy halkından bazı vatandaşlar zanlı Uğur Koçyiğit’in sessiz, kendi halinde birisi olduğunu belirterek, “Hepimiz çok şaşkınız. Yıllardır Yağlıkara ailesinin ekmeğini yedi. Yalan söylemeyi severdi ancak böyle olaylara karışacak bir hali hiç olmadı. Sesini biraz yükselttiğinde ‘vur ekmeğini al’ birisiydi. Açıkçası bu olayı tek başına işlemediğini düşünüyoruz. Bu olaylarda birileriyle birlikte hareket etmiş ihtimali olabilir. Dünyalar güzeli yavrumuza yazık oldu. Çok üzgünüz başımız sağ olsun” dedi.