Faiz indirimini fiyatlayan borsa yatırımcıyı şaşırttı
Türk piyasalarındaki hareketi mantıklı nedenlerle açıklamak zorlaştı. Sürekli değişen jeopolitik etkenler ve kar satışları borsada beklentilerin aksine düşüş getirdi. İşte detaylar...
Son dönemlerde yaşanan iyimser havanın aksine Türk mali piyasaları dün keyifsiz bir günü geride bıraktı. Her ne kadar elle tutulur somut bir neden göremesek de, jeopolitik anlamda tırmanan risklerin ön planda olduğu akıllara geldi. Kıbrıs İktisat Bankası analizinde, “Bu bağlamda, bir önceki gün Suriye'nin yeniden inşası veya yapılandırılmasını fiyatlayan borsa istanbul, özelinde de çimento, demir-çelik, taş toprak endeksi dün kazanımlarını geri vermek suretiyle günü düşüşle tamamladı. Ana endeks dokuz günlük kesintisiz yükseliş ardından %1,5 gerilerken, son dönemlerin lokomotif endeksi bankacılık hisseleri %2,7 düştü” denildi.
Hazine'nin dün düzenlendiği iki tahvil ihracından dokuz ay vadeli olan kısa vadeli tahvilde ortalama yıllık bileşik faiz %45,25 seviyesine gerçekleşerek beklentilerin üzerinde yer aldı. SPK'nın geçen ay yatırım fonlarına ilişkin rehberliğini değiştirmesi ve Şubat 2025'ten itibaren Para Piyasası Fonları'na (toplam büyüklüğü 1 trilyon TL'den fazla) portföyün en az %10'unu devlet tahvillerine yatırma zorunluluğu getirmesi sonrasında dünkü ihaleye talep gelmesini bekliyorduk. Dün ihalede oluşan faizin beklentinin biraz üzerinde gelmesi ardından ikincil piyasada da faizleri yükseldiğini gördük. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi dün tam bir puandan fazla yükselirken, SPK açıklamasının geldiği 22 Kasım tarihine göre bakılırsa, faiz neredeyse üç tam puan yükseldi!
Analiz şöyle devam etti:
“Dün yaşanan olumsuz seyrin Suriye ekseninde artan jeopolitik risklere yönelik olduğunun düşünmekle birlikte, sene sonu nedeniyle kâr realizasyonu ihtimâlini de göz ardı etmiyoruz. Önümüzdeki günlerde gidişatı daha sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye çalışacağız. CDS risk primi neredeyse önemli bir değişim göstermeden 244 baz puandan ve pandemi döneminden bu yana en düşük seviyede salınırken, TCMB'nin olağan PPK toplantısının 26 Aralık tarihinde olduğunu not edelim. Görüşümüzde pek de bir değişiklik yok: TCMB'nin bebek adımları ile faiz indirimine başlayacağını daha doğrusu başlaması gerektiğini düşünüyoruz.
Görüşümüz hemen kuvvetlendirelim: Sanayi cephesinde çarkların durma noktasına doğru gittiğini gösteren verisi dün TÜİK tarafından açıklandı. Ekim ayında sanayi üretimi yıllık bazda %3,1 aylık bazda ise %0,9 azaldı. Daha geniş bir açıdan bakarsak, yıllık değişimin art arda beş aydır ekside olduğunu görüyoruz. Öte yandan dün yine TÜİK tarafından açıklanan Ekim ayı işsizlik oranı 0,1 puan artarak %8,8 seviyesinde gerçekleşmek suretiyle iyi bir noktada olsa da, atıl işsizlik oranının Haziran ayından bu yana zirvede olması kafaları karıştırdı. Türkiye'de asgari ücret maratonunun da başladığını hazır yeri gelmişken not edelim. Asgari ücret artışının işverene yük olacağına kesin gözüyle baksak da, ya da enflasyonla mücadele kapsamında etkisi olacağını göz ardı etmesek de, enflasyona ezilen kesimlerin kayıplarının da telafi edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yaşamak için zorlanan asgari ücretli kesime faturanın kesilmemesi gerektiğini peşinen not etmek isteriz. Neresinden bakarsak bakalım zor bir süreç!”