Günlük yaşantımızda sıkça başvurduğumuz kahve ritüelimiz, bazen bize enerji sağlayan bir alışkanlık haline gelebilir. Ancak, bu alışkanlık zamanla kontrolden çıkabilir ve kafeine karşı bağımlılık oluşturabilir.
“Bağımlılık potansiyeli olan çoğu madde, doğrudan dopamin reseptörlerine bağlanır veya dopamin geri alımını engeller. Bunlar doğrudan beyin ödül merkezlerine etki eder, ancak kafein böyle çalışmaz” diyor Temple.
New York Buffalo Üniversitesi'nden Profesör Jennifer Temple, “Bağımlılık veya madde kullanım bozukluğu tanısının çoğu, bununla ilgili yasadışı olmasıyla ilgili kriterlere dayanıyor” diyor.
Profesör Jennifer Temple, "Bu maddeyi iş veya ailenizle geçirdiğiniz zamanın maliyetine mi kullanıyorsunuz, ve bu maddeyi elde etmek için büyük çabalar sarf ediyor musunuz?" diyor ve kafeinin beyin üzerindeki etkilerinin, genellikle bağımlılıkla ilişkilendirdiğimiz diğer maddelerden farklı olduğunu belirtiyor.
Temple, kafeini alışkanlık yapıcı, bağımlılık yapıcı değil olarak tanımlıyor. “Bilimsel ödül ve güçlendirme alanlarını inceleyen bir bilim insanı olmayan biri için, kafeini, onu içmeleri gerektiği hissiyle bağdaştırılan, içmediklerinde kötü hisseden bir bağımlılık olarak düşünebilir. Bunun bir kısmı, kafeinin oldukça kısa bir yarı ömre sahip olmasından kaynaklanır, bu nedenle ertesi gün uyanırsınız ve vücudunuzdan atılmıştır” diyor.
