Faruk Bildirici'nin maskesi de düştü!
Yılların medya ombudsmanı Faruk Bildirici bir kalemde oldu Fonbudsman!.. Bildirici, ABD fonlarından maddi destek alan muhalif medya kuruluşlarını aklamak için akla mantığa sığmayan açıklamalarda bulundu... Yıllarca savunur gibi göründüğü medya etiğini ayaklar altına alan Bildirici, "muhaliflerse, doğru yoldalar" şeklinde sığ bir yorum yaptı!
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli bir vakıf olan Chrest Foundation’ın Türkiye'deki muhalif medya kuruluşlarına yaptığı hibe yardımlarını açıklaması büyük bir medya etiği tartışmasına neden oldu.
Vakfın yüksek meblağlarda fon sağladığı kurumlar arasında, AK Parti iktidarına muhalif yayınlar yapan Ruşen Çakır'ın sahibi olduğu Medyascope, muhalif liderlerin imaj çalışmalarına destek mahiyetinde mini belgeseller hazırlayan 140Journos, Serbestiyet ve P24 gibi platformları bulunuyor.
YASAL DÜZENLEME SİNYALİ
Söz konusu medya kuruluşlarının ABD'den fon aldığına dair iddiaların ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'dan da önemli bir açıklama geldi.
Altun, uluslararası kuruluşlardan destek alan medya kuruluşlarına yasal düzenleme yapılacağının sinyalini verdi.
MEDYA OMBUDSMANINDAN SKANDAL YORUM!
ABD fonlarından muhalif medya organlarına yapılan maddi destek kamuoyunda "medya etiği" tartışmasının da fitilini ateşledi.
ABD fonlarından maddi destek alınarak "tarafsız" yayıncılık yapılamayacağına dair görüşler ağırlık kazansa da bu konuda hiç beklenmedik bir çıkış geldi.
Yıllarca "medya etiği" konusunda işgal ettiği gazete köşelerinden tavsiye ve görüşlerini açıklayan ve bu konuda zaman zaman kendi çalıştığı kurumlarla bile karşı karşıya gelen ombudsman Faruk Bildirici ABD fonları konusunda ilginç ifadeler kullandı.
"İktidara sırtını dayamayan, bağımsız ve eleştirel gazetecilik yapmak isteyenler nasıl ayakta kalabilir?" sorusuna yanıt arayan bir yazı kaleme alan Bildirici, muhalif medyanın okurları üzerinden gelir elde edemediğini, iktidarın kontrolündeki kaynaklardan da yararlanamadığını dile getirdi.
Dijital mecralarda reklam geliriyle ayakta durabilen bağımsız medya kuruluşunun da çok az olduğunu belirten Bildirici sözlerini şöyle sürdürdü; "Oysa habercilik maliyeti yüksek bir iş. Haber pahalı bir ürün. Okur/izleyici desteklemiyor, yeterli reklam gelmiyorsa, sırtını güçlü bir sermayeye de dayamamışsa bağımsız medya kuruluşları ve gazeteciler ya bir sponsor bulmak ya da bir fondan kaynak sağlamak zorunda.
Kuşkusuz sponsorluk yapan ya da fon aktaran şirket, vakıf ya da kurumun kimliği, amacı önemli. Ama daha önemlisi, şeffaflık ve editoryal bağımsızlık. Yurt içinden ya da dışından fon alan bağımsız ve eleştirel gazeteciler, nereden ne kadar fon aldıklarını okuruna/izleyicisine duyurmalı. Fon aldıkları vakıf ya da kurumun içeriğe müdahale etmemesini teminat altına almalı. Okura/izleyiciye açık biçimde duyurulması ve editoryal bağımsızlığın sağlanması halinde fon almakta sakınca olmaz."
"MUHALİFLERSE, DOĞRU YOLDALAR"
Faruk Bildirici "tarafsızlık" konusunda da oldukça ilginç ifadeler kullandı. ABD'nin fonladığı medya organlarının "editoryal bağımsızlığını" kaybetmeyeceğine dair görüşlerini paylaşan medya ombudsmanı, "Fon alan bağımsız medya kuruluşlarının yayınları, gazetecilik kriterlerine uygunsa, siyasi iktidarı ve güç odaklarını rahatsız ediyorsa bu medya kuruluşu doğru yolda demektir…" dedi.
Bildirici'nin "muhalif" olmak ile "tarafsız" olmak arasında bu şekilde bir korelasyon kurmasının medya etiği ile ne kadar bağdaştığı ise bu tartışmadaki "tarafsızlığı" konusunda soru işaretlerine neden oldu.