Fatih Terim: Bir daha olsa bir daha yaparım!
Fatih Terim, geçtiğimiz hafta Alaçatı'da damatları ve korumalarıyla kebapçı basmıştı. Bu olay sonrası sessizliğini bozmayan Terim bugün ilk defa kameralar karşısında basın toplantısı düzenledi...
Fatih Terim, bugün 17:00'de düzenlediği basın toplantısı ile Alaçatı Arbedesi'nden sonra ilk kez medya karşısına çıkıp açıklama yaptı.
İstanbul Levent'te bulunan bir otelde basının karşısına çıkan Terim, şu ifadeleri kullandı:
"Son günlerde gazeteler, televizyonlar birçok şey yazıp, çiziyor. Neden hemen konuşmadım? Bir defa 15-16 Temmuz hepimiz için çok önemli. Şehitlerimize saygımdan dolayı başta açıklama yapmadım. Daha sonra hiç konuşmama kararı almıştım. Ancak baktım bu ucuzluk ve iftiralar arasında susmak yanlış anlaşılırdı. Ben konuşmayınca gerçekleri bükmeye başladılar. Bugün benden doğruları duyacaksınız."
"Benim için bayrağım önemli bir değerdir. Vatanım, Ay Yıldız, ülkem, vazgeçilmez bir değerdir. Galatasaray benim için çok değerlidir. Hepsinden önce ailem değerlidir. Herhangi birine laf söyletmeyeceğimi iyi bilirsiniz. Laf söyletmem. Beni rahatlıkla tanıyorsunuz. Ben her zaman doğruları söyledim. Bu değerlerin herhangi birine laf söylediğinde gereğini yapmadığım olmamıştır."
BİR BABANIN AİLESİNİ KORUMASI
"Türkiye Futbol Direktörü bunu yapmamalıydı. Arkadaşlar, inanın bu konularda ben çok hassasım. Sabah Yıldırım Demirören ve Ali Dürüst ile görüştüm. Ben bu olayı bir babanın ailesini koruması gibi görüyorum. Terim ailesinin büyüğü benim. Ahmet'in (Fatih Terim'in damadı) ablasına hakaret ve taciz var. Uzun zamandır da varmış. Keşke daha önce söyleselerdi. Akşam yemeğine oturduk. Bu konu konuşuldu. Konu geçince, tanıdığım bu zatı aradım. Pardon, tanıdığımı sandığım. Telefonda bana edepsiz bir teklif yaptı, ben de kalkıp gittim. Gereğini yaptım ve işim bitince de ayrıldım. Bütün mevzu bu. Yaşananların Türkiye Futbol Federasyonu ile ilgisi yoktur."
"BURNUM KIRILIRSA BEN SÖYLERİM"
"2 yıl önce babasını kaybetmiş, babası ölürken bana emanet edilmiş bir kadından bahsediyoruz. Damadımın ablası. O benim canım. Eğer burnum kırılırsa merak etmeyin ben herkese söylerim. Allah'a şükür 63 senedir denk gelmedik. Ben söylerim. Karşınızda şu an bir aile babasıyım. Bu durumlarda söylenen klasik bir söz vardır, yine olsa yine yaparım! O kadıncağıza ben yaşadığım sürece kimse dokunamaz."
"KİMSE TACİZ EDEMEZ"
"Ben her aileye saygı duyarım. Hele hele bu yalnız bir kadın ise; onu kimse taciz edemez. Bu olayın TFF ile hiçbir ilgisi yoktur. Ben bu olayı otelde, kampta, sahada veya ofisimde yapmadım. Dolayısıyla, burada yapmayı uygun gördüm. Yolda hiç tanımadığım bir kadına hakaret ve taciz olsa yine aynı şeyi yaparım. İnanıyorum herkes böyle davranır."
"Ben tek başıma gittim. Sadece 2 evladım benimle gelmek istedi. Bir yeri basmanın ne demek olduğunu bilmeyen yoktur. Ali Dürüst bana, 'Orayı 20 kişiyle bastın sanıyordum' dedi. Korumalar deniyor. Hayatım boyunca yanımda koruma gördünüz mü? Bu ailenin reisi, 2 evladıyla, kaç kişi olmadığını bilmeden gitti. Gider, gidecektir de. Ne basması? Sorunu çözmeye gittim. Edepsiz teklife icabet etmeye gittim. Sorunu çözdüm, ayrıldım. Kaçtı diyorlar. Nereye kaçtım? Erkeklerle halledilmesi gereken mevzular ne zamandan beri kadınlarla hallediliyor?"
"Yazmışlar korumalarıyla gitti falan diye. O yazıları yazanlar, oradaki her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenecek güçteler. Toplantıyı burada yapmamın sebebi TFF başkanı ve yönetim kuruluna saygımdandır. Ne Riva'da yapıyorum bu toplantıyı ne Levent'te. Ben bunu kampta, otelde, sahada yapmadım."
"ŞİKAYETÇİ BİLE OLMADIM"
"Bu olaydan şikayetçi bile olmadım. Ama sonraki gün 6 tane dava açtım çünkü bazıları mikrofonu görünce bazen değişik tezahürler görüyorum. Başka yalanlar da var... Çeşme'ye uçak var mı gece ya? İnsanın coğrafi bilgisi olmaz mı? Çitten atladı diyorlar. Hangi çitten atladım? Ben mekanı bilmiyorum."
"ÇOK ÜZGÜNÜM"
"Çok samimiyetle söylüyorum; adımın böyle bir olayla, böyle bir kişiyle anılmasından hiç memnun değilim. Ben o telefonu sorunu çözmek için açtım. Tanıdığım için açtım. Meğer tanımamışım. Fevkalade rahatsızım. Yapılan haksızlığı gördükten sonra kayıtsız kalamazdım. Kalmadım da. Bir aile babası olarak, Fatih Terim olarak, Futbol Direktörü olarak çok üzgünüm. Ama maalesef böyle bir durum oldu. Ben ailemi, sevdiklerimi hep korudum, korumaya da devam edeceğim. Ben masanın başından evlatlarıma, 'Futbol direktörüyüm, lütfen...' diyecek bir adam değilim. Yaşadığımız ülke de bu değil."
"Ben evden, her gün 'Allah'ım şeytana uymama engel ol' diye çıkarım. Ne yapalım? İstemesem de bu oldu. Çok üzgünüm. (Öte yandan Terim, 'Çok üzgünüm, özür diliyorum manasına geliyor, Özür diliyor musunuz?' şeklindeki soruya, 'Ne anlama geliyorsa, onu ifade ediyorum' diye cevap verdi.) Ben çözüm için aradım. Telefonda beklemediğim sözler olunca edepsizden, artık o noktadan sonra beni kimse ikna edemezdi. Hatırlı kişiler onu, 'Kaç oradan, çocuğun başını belaya sokma' diye aramıştır herhalde... Ne kadar üzgün olduğumu anlatamam. Değecek bir şey olsaydı neyse. Hayat sizi maalesef bu noktalara çekiyor."
"HUKUKA BAŞVURULUR MU?"
Son olarak Terim, 'Hukuk yolunu düşünmeyip, gitmeniz yanlış değil mi' sorusuna "Büyük ihtimalle beni dinlememişsiniz. Ben, tanıdığım birini arıyorum. Kavgaya değil çözüme gittim. Olayı siz farklılaştırıyorsunuz. Bunun için hukuka başvurulur mu?" diye cevap verdi.