"Fenerbahçe'ye marş yapabilirim"

Sinan Akçıl’ın sözlerinden öne çıkanlar:

‘’FORMA KOLEKESİYONUM VAR’’

‘’Aklınıza gelebilecek birçok Avrupa Kulübü’nün müzesini gezdim. Forma koleksiyonum var ve aldığım formaların mutlaka kendi şehrindeki mağazasından alınmış olması lazım. Mesela Manchester United’sa, Manchester’dan almış olmam lazım. Zlatan İbrahimovic milli takım formasını Stockholm’den almak gibi. Oradaki dokuyu hissederek, ortamı yaşayarak yapıyorum bunları’’

‘’JAMES RODRIGUEZ İLE YEMEK YEDİK’’

‘’ Son yıllarda birçok Real Madrid maçına gittim. Real Madrid’in de iyi bir taraftarıyım. James Rodriguez ile beraber yemek yedik. Birkaç futbolcuyla daha tanıştım. Seviyorum o kulübün tutkusunu. Türkiye’de Fenerbahçe; Dünya’da Real Madrid taraftarıyım. Premier League’de Mesut Özil’den dolayı Arsenal’i destekliyorum.’’

‘’BERNABEU’YA 10 KM KOŞARAK GİTTİM’’

‘’ Bir gün Madrid’e gittim ve sabah otelden çıktım ve sokaklarda koşarak sabah sporumu yapmayı planladım. Dedim ki Santiago Bernabeu Stadı’na gideyim ve ispanyollara sordum stadın nerede olduğunu. Yaklaşık 10 km’den fazla koşarak stada ulaştım. Orada stadın dışında Japonlar stat turu için kuyruk oluşturmuşlardı. Ben de müzesine girince; oradaki tarihi görünce o tutkudan çıkamadım ve Real Madrid taraftarı oldum. Turun sonu mağazaya çıkıyor; mağazada kendimi kaybettim ve battaniyeden, biberona kadar birçok ürün aldım. Biberon neden alırsın değil mi ? Ama aldım J ‘’

‘’FENERBAHÇE İLE BARIŞTIK’’

Soru: Fenerbahçe’ye bir ara küskünlüğün olduğunu açıklamıştın…

Sinan Akçıl: Onu hiç sormayın. ‘’Ben ne dedim ?’’ dedim. Tekrar barıştık. Bizimkisi bir karı-koca kavgası gibiydi. Vardar maçında Üsküp’teydim. Takımı biraz o gün ruhunu bırakmış gibi görmüştüm. Kalbim kırılmıştı ve artık ‘’sadece milli takımı tutacağım’’ demiştim ama tabi öyle olmadı. Acilen barıştık. Şu anda da çok mutluyum.

‘’ANNEANNEM ‘’8’’ NUMARALI RIDVAN DİLMEN FORMASI HEDİYE ETTİ’’

‘’Dedem Fenerbahçe’yi takip eden bir spor muhabiriymiş zamanında. Anneannemin Şarköy’de bir yazlığı vardı. Bana orada 8 numaralı bir Rıdvan Dilmen forması alması, sonra küçük yaşlardan itibaren St.Benois Lisesi’ne gitmem ki oranın renkleri de Sarı Lacivert. Birçok etkenle Fenerbahçeli oldum. Rıdvan Dilem hocama da bu hikayeyi anlattım ve onun da gözleri doldu. Babam beni hem Galatasaray, hem de Beşiktaş maçlarına götürdü ama annem beni son anda St.Benois Lisesi’ne yazdırarak Fenerbahçeli olmam konusunda golü attı.’’

‘’FENERBAHÇE İÇİN MARŞ YAPABİLİRİM’’

‘’Fenerbahçe Stadı’na gittiğimde taraftarlar bazen bana ‘’Sinan Akçıl beste yapsana…’’ diye tezahüratlar yapıyorlar. Yeni başkanımızla başlayan yeni dönemde daha fazla heyecanım olduğu için bir marş besteleme durumu olacaktır mutlaka.’’

‘’ADI KONMAMIŞ BİR FEDA DÖNEMİ YAŞIYORUZ’’

Malatya’ya kaybettiğimiz maç bile eskisi kadar demoralize etmiyor artık taraftarlarımızı çünkü aslında biz Fenerbahçe’nin adı konmamış FEDA dönemini yaşıyoruz. Başkanımız Ali Koç bir şirket gibi takımı toparlamaya çalışıyor. Bir yandan da sportif başarı beklentisi var; o da çok kolay değil ama önce başkanımız bir iş adamı olduğu için kulübün mali yapısında eksiden ‘’0’’a gelmesi lazım içinin rahat etmesi için. Eksileri sevmez başkanımız. Hem genç yeteneklerin takıma adapte olmasını hem de ekonomik durumun düzelmesini beklerken sabretmeyi öğreneceğiz. Fenerbahçeliler için şu anda zaman liderlik ve şampiyonluktan ziyade Sarı Lacivert Aşk zamanıdır.

‘’BEŞİKTAŞ’A DA ÇOK DEĞER VERİRİM’’

‘’Beşiktaş’a da çok değer veririm, çok severim çünkü babam Beşiktaşlı. Beşiktaş’a karşı hep bir sempatim de olmuştur. O kadar olmasa da yarı kartal sayılırım.’’