Ferdi Tayfur'dan Afrin'e destek, Erdoğan'a övgü

Arabeskin efsane sesi Ferdi Tayfur, “Kimse Türkiye’nin sınırına terör devleti kuramaz. Kanımızın son damlasına kadar vatanımız için mücadele ederiz” diyerek ekledi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi tarihin en büyük liderlerinden biri. Çok mücadeleci. Milletini, kültürünü çok iyi tanıyor, ülkesi için sürekli çalışıyor. Çok zor günler geçirdik ama Erdoğan tüm bu zorluklar karşısında Türkiye’yi bir arada tutmayı, vatanın bütünlüğünü korumayı başardı.

Arabeskin usta ismi Ferdi Tayfur, kariyerinden Afrin operasyonuna kadar pek çok konuda Günaydın'dan Tuba Kalçık'a önemli açıklamalarda bulundu. Amerika'nın terör örgütleriyle iş birliği yapıp sınırımıza terör devleti kurdurmak istediğini belirten sanatçı; Türk askerinin canavar gibi görev yaptığını belirterek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da övdü...

Türkiye, terör örgütleriyle kararlı bir mücadele yürütüyor. Afrin operasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Amerika hiçbir zaman rahat durmadı. Nerede bir kargaşa, kaos var; arkasından Amerika çıkıyor. Silah satmak için, petrol için yapamayacağı şey yok Amerika'nın. Amerika, bizim hiçbir zaman dostumuz olmadı. Kimse Türkiye'nin sınırına terör devleti kuramaz. Amerika terör örgütleriyle işbirliği yapıp sınırımızda terör devleti kurdurmak istiyor. Kanımızın son damlasına kadar mücadele ederiz vatanımız için. Türk askeri canavar gibi, vatan aşkıyla görevlerini yapıyorlar. Çanakkale'de büyük bir zafere imza atmış bir milletiz biz. Genlerinde kahramanlık olan bir halkız. Batı zaten hep aynı oyunları oynuyor. Amerika, mazlumların vebalini almış, çok günahkar bir ülke. En son işte gördük; Kudüs'ü, İsrail'in başkenti ilan ederek bölgede kaos yaratmak istedi. Her zaman mazlumun yanında olan Türkiye sahip çıktı Filistin halkına. Bağımsız bir ülkeyiz, kimseye ihtiyacımız yok bizim. Türkiye, stratejik olarak çok önemli bir yerde. Bu yüzden sürekli ülkemiz üzerine oyunlar oynanıyor. Türk'ün kendinden başka dostu yok. Osmanlı'dan beri cephedeki Allah Allah sesleriyle yeri titreten bir toplumuz. Allah Allah sesleriyle yeri göğü inleten, vatan aşkıyla dolu askerlerimizin karşısında kimse duramaz.

BİRLİĞİMİZİ KİMSE BOZAMAZ

Böyle bir dönemde birlik içinde hareket etmemiz çok önemli değil mi?
Bizim birliğimizi kimse bozamaz. Kimsenin gücü yetmez buna. Zor dönemlerde birbirine kenetlenen, tek yürek olan bir halkız. Milli mücadele ruhumuz var. Atatürk ve silah arkadaşları çok büyük bir mücadele vererek kurdu bu ülkeyi. Çarıklarıyla cepheye gitmiş, vatanı için tüm zorluklara göğüs germiş bir milletiz. Ülkemizin tek karış toprağı için canını feda eden, vatan sevgisi, vatan bilinci çok yüksek bir toplumuz. Kurtuluş Savaşı'nda da, 15 Temmuz'da da tüm dünyaya gösterdik bunu. Bu ülkenin genlerinde saygı, sevgi ve birbirine kenetlenmişlik var. Halk olarak birbirimize yeteriz zaten. Kendimizden başkasına da ihtiyacımız yok bizim. Başka bir Türkiye de yok. Gidecek başka vatanımız da yok. Bu yüzden yaşadığımız toprakların kıymetini bilelim ve birbirimizle daha çok kucaklaşalım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı lider olarak nasıl buluyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın içinden gelmiş bir lider. Fakirlik de çekti, haksızlığa uğrayıp cezaevine de girdi ama yılmadı, hep mücadele etti. Çok mücadeleci bir insan. En sevdiğim yanlarından biri de çok vefalı olması. Kendine yapılan iyiliği asla unutmuyor. Milletini çok iyi tanıyan bir lider aynı zamanda. Bence siyasi tarihimizdeki en büyük liderlerden biri. Allah yardımcısı olsun. 80 milyon insana hizmet vermeye çalışıyor. Ülkesi için sürekli çalışan, kafa yoran bir lider; bu çok önemli. Bazen görüyorum; bir günde Türkiye'nin dört bir tarafına gidiyor, halkıyla buluşuyor. Tarihimizi, kültürümüzü iyi biliyor ve ona sahip çıkıyor. Allah'ın yarattığı özel kullardan biri bence. Son yıllarda ülke olarak çok zor günler geçirdik ama bakın Erdoğan; tüm bu zorluklar karşısında Türkiye'yi bir arada tutmayı, vatanımızın bütünlüğünü korumayı başardı. Bu bile onun ne kadar özel bir lider olduğunu gösteriyor.

KÜÇÜKKEN SİNEMACI OLMAK İSTEMİŞTİM

Sanat yaşamınıza 50'nin üzerinde albüm, 34'ten fazla film sığdırmış bir isimsiniz. Bu üretkenliği neye borçlusunuz?
Aslında sinemacı olmak istemiştim ama Adana'da fakir bir ailenin çocuğuydum ve sektörde tanıdığım kimse yoktu. Çocukken sesimin güzel olduğunu keşfetti çevremdekiler. Hatta bunu askerdeyken de fark ettiler ve müzikle iç içe olabileceğim bando bölümünde görevlendirdiler beni. Vatani görevimi yaptığım süre boyunca zaten içimde var olan müzisyen yanımı daha da geliştirdim. Yedek subay olarak görev yapan Muammer Sun'dan dersler aldım. İlk bestelerimi de askerdeyken yaptım. Askerlikten sonra ilk plağımı çıkardım. Ben sesimi geniş kitlelere duyuracak besteler yapmayı ve iyi bir müzisyen olmayı hedefledim. Çok çalıştım. Allah'ın yardımı ve annemin de dualarıyla bugünlere geldim.

Dolu dolu bir kariyerin ardından İstanbul'dan taşınıp sessiz, sakin bir yaşam sürüyorsunuz Marmaris'te. Neden böyle bir yaşamı tercih ettiniz?
İstanbul hem trafik, hem yoğunluk açısından stresli gelmeye başlamıştı bana. Ben sakinliği, doğal yaşamı seviyorum. Bu yüzden Marmaris gibi doğa harikası bir yere yerleşmeyi tercih ettim.

Kızınız Tuğçe de sizin yolunuzdan gidiyor. Nasıl buluyorsunuz kızınızı?
Tuğçe çok terbiyeli ve çalışkan bir kız. Eğitimini aldı bu işin. Benim şarkılarımı söylemek zordur ama üstesinden geliyor. Kendi isteğiyle seçti müziği, ona hiç karışmadım. Kendi ayakları üzerinde durmasını istiyordum her zaman, bunu da başarıyor.

MÜZİSYEN OLMASAYDIM ASKER OLURDUM

Müzisyen olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Asker olurdum büyük ihtimalle. Babam hep asker olmamı isterdi. "Ceketimi satacağım, onu okutup paşa yapacağım" dermiş rahmetli. Vatanını çok seven biriyim ve seçme şansım olsaydı, şanlı ordumuzda asker olarak görev yapmak isterdim.

Yazar kimliği de olan bir sanatçısınız. Yeni bir kitap çalışmanız var mı?
Yazmayı çok seviyorum. Bu açıdan da üretken biriyim. Bugüne kadar 'Bir Zamanlar Ağaçtım', 'Şekerci Çırağı', 'Yağmur Durunca' ve 'Paraşütteki Çocuk' kitaplarını okuyucularımla buluşturdum. Yeni bir kitap yazdım ama henüz yayınlamayı düşünmüyorum. Aradan biraz zaman geçtikten sonra okuyucularla buluşturacağım.

ÇALIŞMAYA 6 YAŞINDA PAMUK TOPLAYARAK BAŞLADIM

Babanızın öldürülmesi sizin yaşamınızdaki en büyük kırılma noktalarından biri olmuş. Hayatınızı nasıl değiştirdi bu olay?
Çok küçüktüm öldüğünde. Annem dört çocukla tek başına kaldı. Babam biraz da körü körüne öldü. Arkadaşlarıyla gece kulübündeyken bıçaklanarak öldürüldü. Ölümünü düşündükçe zaman zaman kızıyorum onun bizi böyle bırakıp gitmesine. Babamı kaybettikten sonra çok büyük zorluklar çektik. Ailenin ikinci çocuğuydum ama ailenin en sorumluluk sahibi, akıllı çocuğu bendim. Babam bendeki ışığı gördüğü için dönemin ünlü sesi olan Ferdi Tayfur ismini koymuş. Ailemin tüm sorumluluğunu aldım. 6 yaşında pamuk toplayarak başladım çalışmaya. Hayatım boyunca da çalıştım. Kazandığım parayı ailemle paylaştım hep. Onlar daha iyi yaşasınlar diye. Zaten paylaşmadıktan sonra çalışmanın ne anlamı var ki.

EN SADIK DİNLEYİCİ KİTLESİNE SAHİP SANATÇIYIM

Sanat yaşamınızdaki en büyük keşkeniz neydi?
Hiç pişmanlığım olmadı. Çok güzel yaşadım. Hayal edemeyeceğim kadar büyük bir dinleyici kitlesine sahip oldum. Çok özel ve sadık bir dinleyici kitlem var. Beni seven, dinleyen ve takip eden herkese bir kere daha teşekkür etmek istiyorum buradan. Almanya'da yapılan bir araştırmada; en sadık dinleyici kitlesi olan sanatçı olarak seçilmişim. Böyle bir kitleye sahip olmayı Allah herkese nasip etmez. Allah'a şükrediyorum bunun için. Sanatsal açıdan eğer sizde bir ışık yoksa kimse size yardımcı olamaz. Yeteneğiniz varsa zaten kimse de engelleyemez sizi. Güzel besteler de öyledir. Allah bana yardım etti, hem sesimi, hem de bestelerimi dinleyicilere sundum.

YENİ DÖNEMDE ARABESK YAPAN YOK!

Yeni jenerasyondaki arabesk sanatçılarının büyük bölümünün şarkılarını ve tarzlarını beğenmediğinizi söylemiştiniz. Neden?
Yeni dönemde arabesk yapan yok ki! Arabesk yapanlar olarak ben, Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses'in dışında hayatta kalan kimse yok. Bakın, eski şarkıları yeniden düzenleyip okuyorlar. Arabesk müziğe yeni bir şey katmıyor yeni jenerasyon. Biz arabesk müziği kalbimizi, duygularımızı koyarak yapıyorduk. Hayatımız müzikti bizim. Şimdikiler bir klip çekerken bile 80 kişi çalışıyor. Biz bir filmi bile en fazla 10 kişiyle çekiyorduk. Albümlerimin milyonlar sattığı yıllarda bile, sette yeri geliyordu akü taşıyor, hem kamera önünde, hem de arkasında çalışıyordum. Gönlümüzü vermiştik bu işe. Ben zaten hiçbir zaman starım diyerek kasıntı kasıntı dolaşmadım. Halkın içinden geldim ve ün beni hiç değiştirmedi.

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.