FETÖ VE PEKER, ALEVİLERİ NEDEN AYNI ANDA DİLİNE DOLADI?

İki usta isim SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ile SuperHaber programcısı - Hürriyet Gazetesi yazarı Nedim Şener, “Memleket Aşkına” programının yeni bölümünde, darbeci Tuğamiral Tuğamiral Sinan Süer’in çekmecesinden çıkan kaos planını deşifre etti.

ŞENER: KARŞIMIZDA HER YÖNÜ BELLİ OLAN ABD’NİN TÜRKİYE’Yİ İSTİKRARSIZLAŞTIRMA STRATEJİSİ VAR!

Nedim Şener, “2015 seçim süreci malum Türkiye’nin de gördüğü gibi açılım süreci denilen PKK’nın Hendek-Çukur eylemiyle ve 800’e yakın şehidimizle biten bir süreçti. Seçimler o atmosferde yapıldı. Genelkurmay Başkanlığı’nda görev yapan Tuğamiral Sinan Süer’in çekmecesinden çıkan 19 sayfalık gizli bir evrak. Bu evrağın yabancı istihbaratçılar tarafından hazırlandığı, içerideki iş birlikçilerle ortaklaşa çalışıldığı çok açık. Süer’in yakını bununla ilgili bir açıklama göndermişti. Bu evrakın MİT Genel Kurmay Başkanlığı’na ulaştığını, MİT’ten geldiğini, bir istihbarat raporu olarak yabancı dilde hazırlandığını ve bunun Genelkurmay Başkanı’nın da bilgisine sunulduğunu, dolayısıyla kendisinde olmasının normal olduğunu çünkü istihbarat konularına baktığını söylüyor. Bulunan tek yer bu adamın çekmecesi. Nasıl hazırlanmış olursa olsun. Türkiye’de evrak bir FETÖ, bir istihbarat operasyonu, bir algı operasyonu yapacaksa bunu doğrudan gerçekleştirmiyor. Böyle bir rapor yabancı dilde hazırlanır, ilgili devlet kurumlarına yönlendirilir, çeviri yapılır ve işlem takip edilir. Bahsettiği derecede önemliyse, MİT’ten geldiyse böyle bir belgeyi çekmeceye koymazsınız. Yabancı istihbaratçılar tarafınan yabancı dilde hazırlanmış, çeviri olduğunu okuduğunuzda da anlayabiliyorsunuz. Önemli olan şu, 2015 konjönktüründe Türkiye’de bir kaos planı nasıl yürütülür? Aynen bu olmuş. Semt semt, hatta semtlerdeki kahvehane adlarına kadar nasıl bir saldırı yapılabileceği ve maalesef özellikle Aleviler’i kışkırtacak eylemlerin ve saldırıların nasıl yapılabileceğine dair bir rapor. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. 80’li yıllardan beri Çorum ve Kahramanmaraş olaylarını biliyoruz. Aleviler’e yönelik provokatif saldırılar ve sonunda yüzlerce insanın ölümüyle gerçekleşen bu olayların bir benzerinin günümüzde tezgahlandığının belgesini okuyoruz. Elimizde bugün kötü niyetli insanların, istihbaratçıların hazırladığı Türkiye’yi kana bulayacak planları dolaşıyor. Bu gözler bu provokatif eylemlerin her an yapılmaya hazır planları olduğunu gösteriyor. Ben Aleviler’in gittiği kahvehaneyi gibi bir şey düşünemem hayatımda. Bu adamlar Aleviler’in hangi kahvehaneye gittiğini, orada yapılacak eylemin nasıl kışkırtıcı sonuçlar yaratacağını ince ince hesaplamışlar. Hatta bu çatışma doğduğunda çıkacak eylemler sırasındaki ihtiyaç olan gaz maskesi, sağlık teçhizatları nelerdir? Bunların onlara temin edilmesi, çatışmayı daim kılacak bütün unsurlar, askeri plan gibi birkaç adım sonrası hesaplanmış. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Birileri bazı semtlerde Aleviler’in evlerine çarpı işaretleri koydu. Kötü niyetliler, emperyalistler, ülkeyi gerçekten kaosa sürüklemek isteyenler bir plan yapıyorlar, imkan varsa uyguluyorlar yoksa bunu iptal etmiyorlar, sadece erteliyorlar. İçimizde FETÖ’nün etkisi hala devam ettiğini gördükçe onları da ajan olarak kullanmaya devam ediyor. Karşımızda her yönü belli olan bir ABD’nin Türkiye’yi istikrarsızlaştırma stratejisi var. Satın aldıkları medya kuruluşları, para vererek fonladıkları besleme basını, içerideki etki ajanları, siyasi kolu, içerideki terör unsurları FETÖ ve PKK dahil olmak üzere ona müdahil tüm kuruluşlar bütünüyle Türkiye’nin üzerine geliyorlar. Bunun üzerine bir de mafya eklendi. Tuncay Opçin, örgüt içinde tarihi camilerden çaldığı hat eserleri satmasıyla bilinir. Örgüt içinde mahrem imam yapılanmasında kod adı kullanan subaylardan sorumlu imamlardan biriydi. Yıllarca Türkiye’de kendine ‘gazeteciyim’ diyen insanları koyun gibi gütmüş birisidir. Her cenahtan insanlarla görüşmüştü. Türkiye’de ‘gazeteci’ sıfatı taşırdı, kaçmadan önce. Şimdi açık açık kendisini deşifre ediyor. O zamanlarda FETÖ’cü olmadığını söyleyen ve buna da inanan insanlar vardı. Bu kişi Balyoz, Ergenekon kumpaslarındaki akıl hocalarından biriydi. O polislerle cemaat içinde o süreci yöneten dünyada görebileceğiniz en yalancı, iftiracı insandı.” sözlerini kullandı.

YARAR: BU TAM TABİRİYLE İSTİHBARAT GÖREVLİSİNİN AŞAĞIYA GÖNDERDİĞİ EYLEM TALİMATI!

Mete Yarar, “Bu adamların oyunlarının ne olduğunu biliyoruz. Önce psikolojik harekat olarak mevzuyu hazırlıyorlar, sokakları hazırlıyorlar. Arkasından da bunu provoke edecek eylemlere başlıyorlar. 1960’dan beri başlayan bir süreç bu. Yazık ki aynı tuzağa defalarca düşmüşüz. Birçok vatan evladı bu şekilde hayatını kaybetmiş. Bu evrak Genelkurmay’da hazırlanan bir evrak değil. FETÖ’cüler kendi aralarında gizli bir evrak hazırlıyorlar ve bu evrak böyle bulunuyor. Bizde gizli evrak hazırlandıktan sonra, belgeler yurt dışına sızmaya başladıktan sonra bir evrak hazırlama yöntemi ortaya çıkartıldı. Üzerine paralelinde bir yazı vuruluyor. Nereden çıktığının, nereden kopya edildiğinin, kaçıncı kopyası olduğunun anlaşılması için ortasından şeritle bir numara veriliyor. O kodlama yok. Genelkurmay’ın içinde kendisi kodlanarak gelen bir yazı olmadığını söyleyebilirim. Bazen Rant Corporation raporları tercüme ediliyor. Ancak bu bir analiz değil, eylem planı. Nerede terör eylemi yapılacak, hangi kodla gelecek… Tam tabiriyle bir istihbarat görevlisinin aşağıya gönderdiği eylem talimatı. Kodlar, girişler, mahallenin içine hangi kodlarla girileceğine kadar geniş bir durum. Bunun Türkiye’deki herhangi bir bölgede bulunan ajan tarafından hazırlanması tek başına mümkün değil. Birilerinden içeriden ciddi destek alındığının göstergesi var. ‘Araştırmamızın sonucunda, görüşmemizin sonucunda’ deyimleri geçiyor. Bu eylem planları maalesef hayata geçirildi.” dedi.

Mete Yarar ve Nedim Şener ile “Memleket Aşkına”nın tamamını SuperHaber YouTube kanalında izleyebilirsiniz...

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN