FETÖ, yandaşlarını doçent yapmak için hangi yolu izledi...
Denizli'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Pamukkale Üniversitesindeki (PAÜ) yapılanmasına yönelik, 60'ı tutuklu 115 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Denizli Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Tanık ifadelerinin dinlenildiği duruşmada, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yardımıyla ifade veren "Kırmızı" kod adlı gizli tanık, örgüt mensuplarının toplantılar yaptıklarını gördüğünü, Fetullah Gülen'i öven konuşmalarını işittiğini belirtti.
PAÜ'ye alınacak personelin listesinin temizlik işçilerine kadar toplantıda konuşulduğunu vurgulayan gizli tanık, Denizli Teleferik ve Bağbaşı Yaylası'ndaki bungalov evlerde PAÜ'ye alınacak personel hakkında toplantı yapıldığını, Karahayıt'taki otelde yemekli toplantı düzenlendiğini, 'Kenan Çoyan'ın (tutuksuz sanık) kendisini gizliyor, herhangi bir şey olursa sahip çıkar, yardım eder' dediklerini duyduğunu aktardı.
"MAKALELERE KATKISI OLMAYANLARIN İMZALARI ATILDI"
Tanıklardan PAÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Nur İnci Kenar, ifadesinde, 2006'da asistan olarak PAÜ'de göreve başladığını belirterek tutuklu sanık Hasan Herken'in hazırladığı öğretim üyelerinin çalışma programı çizelgesinde sanık öğretim görevlisi Hüseyin Alaçam'ın olmadığını gördüğünü aktardı. Kenar, şunları söyledi:
"Hocam Hüseyin'i unuttunuz herhalde', dedim. 'Hayır unutmadım, ben böyle uygun gördüm.' dedi. Hazırlanan makalelerde hiçbir emeği olmayan kişilerin isimleri makalelere yazılıyordu. 'G.A.Ü'yü çıkartacaksın yerine Hüseyin Alaçam'ı Y.K'yi çıkartacaksın yerine Kadir Ağladıoğlu'u ekleyeceksin' dedi. 'Hocam, bunların hiçbir emekleri yok, makalenin adını sorsam bilmezler.' dedim. Çalışmanın radyolojik verileri yapıldığında Kadir Ağladıoğlu, PAÜ'de çalışmıyordu. Yayın sayısını çoğaltıyor ve hızlıca doçent oluyorlardı. Makaleye katkısı olmayan ve kendilerine yakın gördükleri kişilerin isimlerini makaleye ekleyerek yayın sayılarını artırmak, doçent olmalarını kolaylaştırmak ve hızlandırmak istiyorlardı."
"ATAMA HAKKI OLMAYAN ATANDI"
Hüseyin Alaçam'ın eşi Zahide Alaçam'ın tayin için ağır özürlü olmayan çocuğuna özürlü raporu almak istediğini dile getiren Kenar, şunları kaydetti:
"Hüseyin Alaçam'ın çocuğu ağır özürlü değildi. Bunu heyette de dile getirdim. Heyettekiler ısrarla ağır özürlü olduğunu meslektaşımız için inisiyatif kullanmamızı istediler. Heyet raporuna şerh düştüm. Bir hafta sonra Hasan Herken'in yanına gitmiştim. Hüseyin Alaçam'ın çocuğuna rapor vermediğimi belirterek 'İnisiyatif kullanacaktın ya da heyetten çekilecektin ben imzalardım, şimdi bir annenin öfkesini ve düşmanlığını kazandın' dedi. Eşinin sağlık mazereti ile değil eş durumu nedeniyle atamasının yapıldığını gördüm. 'Eşi araştırma görevlisi kabul' yazıyordu. Hüseyin Alaçam araştırma görevlisi değil öğretim görevlisiydi. Öğretim görevlilerinin eş durumundan tayin hakkı yoktur.
PAÜ'de FETÖ'den olmayan birinin önemli makamlara gelmesi mümkün değildi. 17-25 Aralık'dan sonra kendilerini gizleseler de komisyonlarda kurullarda FETÖ'den olmayanlar yer alamazdı."
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde çoğu üniversiteden ihraç edilen öğretim üyesi olan sanıklar "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak", "Türkiye Cumhuriyeti'ni ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından yargılanıyor.