FETÖ'cü hainden mahkeme başkanını çileden çıkartan çirkin itham!
Cumhurbaşkanına suikast girişimi davasında esasa ilişkin savunmasını yapan eski Kurmay Albay Osman Kılıç’ın 'mahkeme heyetinin müşteki avukatları ile birlikte yemek yediği iddiaları var' sözü üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Bu iddia ispatlansın bugün istifa ederim. Bu iddiayı ortaya atanlar özür dileyerek söylüyorum şerefsizdir" dedi
Muğla'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, 3'ü firari, 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada, Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, sanık Osman Kılıç'ın mahkeme heyetinin müşteki avukatlarıyla yemek yediği iddiasına tepki gösterdi.
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı özel kalem müdürlüğünde görevli eski kurmay albay Osman Kılıç'ın esas hakkındaki savunmasında, bazı dedikoduların kulaklarına geldiğini belirterek, "Mahkeme heyetinizin müşteki avukatlarıyla yemek yediğine yönelik dedikodular var." dedi.
Kılıç'ın sözünü kesen Mahkeme Başkanı Baştoğ, "Biz mi yemek yemişiz? Bu ispatlansın bugün istifa ederim. Bu iddiayı ortaya atanlar, özür dileyerek söylüyorum, şerefsizdir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından Halit Çokan da söz alıp, "Yemin ederiz böyle bir yemek yenmedi." sözleriyle dedikoduyu yalanladı.
Sanığın savunmasını tamamlamasından sonra tekrar konuşan Baştoğ, "Savunman sırasında bize yönelik bazı ithamların oldu, bunlarını hepsini de reddediyorum." diye konuştu.
- "MARMARİS’TE OLDUĞUMA DAİR HİÇBİR MADDİ DELİL YOK"
Kılıç'ın ardından Özel Kuvvetler üyesi eski yüzbaşı Ergün Şahin, esas hakkında savunmasını yaptı.
Darbe girişimi gecesi üniformayla bir askeri üsten başka bir askeri üsse gittiğini belirten Şahin, "Bir general gelerek (eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş) sıkıyönetim ilan edildiği söyleyip, TRT'deki bildirgeyi gösterdi. Bir asker olarak sıkıyönetim ilanından sonra verilen emirlere uymam gerekiyor. Sıkıyönetim ilan edildiğini öğrendikten sonra Anayasa'nın hala yürürlükte mi yoksa askıda mı olduğu muhakemesini yapamadım." dedi.
"Aldığım görev, Cumhurbaşkanı'nın kaos ortamında emniyetli bir şekilde tahliyesini yapmaktı." iddiasında bulunan Şahin, şiddet içeren bir görev almadığını öne sürdü.
Darbe gerçekleşmiş olsaydı 1980 darbesinde üsteğmen ve yüzbaşı rütbesinde olanlarla aynı durumda olacağını savunan Şahin, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Darbe başarılı olsaydı ve emirlere karşı çıkmış olsaydım yine yargılanıyor olacaktım. Emirlerin Genelkurmay Başkanından geldiği söylendi. 15 Temmuz gecesinin öncesi ve sonrasına bakıldığında bunun bir suikast girişimi olmadığı görülecektir. Ülkenin laik nefeslerini Ergenekon ve Balyoz'daki gibi kesmeye çalışıyorlar. Benim Marmaris'te olduğuma dair hiçbir maddi delil yok. Benim hiçbir helikopterde ne bir parmak izim ne de bir görüntüm var ancak 13 ayrı suçla yargılanıyorum. Biz bölgeye saat 03.20'de Cumhurbaşkanı'nın güvenliğinin alınması ve tahliyesi için geldik. O gece biz Marmaris'e Cumhurbaşkanı oradan ayrıldıktan 3-4 saat sonra ulaştık. Marmaris'e gelmeden önce bir hazırlığım söz konusu değil. Diğer sanıkların bir çoğunu ben orada gördüm. Bu nedenle tüm suçlamaları reddediyorum."