FETÖ'cü subaydan Tuncay Opçin itirafları! Gazeteci kılıklı mahrem imam...
Çanakkale Boğaz Komutanlığı Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Mahmut Kemal Alhan’ın, Firari FETÖ'cü Tuncay Opçin hakkında çarpıcı itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı. Bu itirafları köşesine taşıyan Nedim Şener, Opçin’in “Zeyd” kod adını kullandığını ifade etti.
Nedim Şener’in Posta gazetesindeki yazısı şöyle:
“Türkiye onu, Balyoz belgelerini Taraf gazetesinden Mehmet Baransu’ya ulaştıran kişi olarak tanıdı. Adı Tuncay Opçin, halen görülmekte olan Balyoz kumpas davası sanıklarından. Firar ettiği Amerika’dan 14 Temmuz 2016’da twitter hesabında şunu yazmıştı: "Yatakta basıp, şafakta asacaklar."
Ne demek istediği 15 Temmuz gecesi 250 kişinin şehit olduğu darbe girişimiyle anlaşılabildi. Uzun yıllar subay olup olmadığı tartışıldı. Meğer o FETÖ’nün TSK içindeki kripto üyelerinden sorumlu “mahrem imamlardan” birisiymiş. Opçin’in, “mahrem imam” olduğunu açıklayan bir dönem ona bağlı olan FETÖ üyesi Çanakkale Boğaz Komutanlığı Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Mahmut Kemal Alhan.
Kurmay Albay Alhan 23 Kasım 2017 tarihinde Çanakkale Savcılığı’na verdiği ve 22 Şubat 2018 tarihli iddianamede (No:2018/156) yer alan ifadesinde, Tuncay Opçin’in örgütte “Zeyd” kod adını kullandığını söylemiş. “Zeyd” İslam tarihinde Hz. Muhammed’in evlatlığı olarak biliniyor. Opçin öyle bir kod adı seçmiş ki, kendisini “Zeyd”, Gülen’i peygamber olarak görüyor anlaşılan.
Gelelim, Çanakkale Boğaz Komutanlığı Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Mahmut Kemal Alhan’ın itiraflarına. FETÖ ile ilk irtibatının ortaokul üçüncü sınıfta başladığını anlatan Alhan, 1986 yılında Deniz Kuvvetleri Deniz Lise’ne girmiş, orada FETÖ’cü devre arkadaşları Cevdet Halaç, Süleyman Çelik ve Alim Akpınar bir FETÖ hücresine bağlanmış. Hücrenin başında “mahrem imam” Tuncay Opçin varmış.
“RÜTBELERİMİZİ GÜLEN TAKTI”
1994 yılında Harp Okulu’ndan mezun olan Alhan savcılıkla şok edici şu bilgileri paylaştı: “Mezun olmadan 2-3 gün önce ‘Zeyd’ kod adlı Tuncay Opçin bir sonraki hafta Fethullah Gülen’in bizzat bizim teğmen rütbelerimizi takacağını, geleceğimiz gün üniformalarımızı da yanımızda getirmemizi istedi. Belirtilen tarihte Altunizade’de bulunan özel bir okula götürüldük.
Burada bir odada üstümüzü değiştirdik sonra binanın beşince katına çıkarıldık. Girdiğimiz oda büyük bir odaydı, içeride hatırladığım kadarıyla Fetullah Gülen, ‘Zeyd’ kod adlı Tuncay Opçin, daha önce görmediğim 3-4 kişi, ben, Cevdet Halaç, Süleyman Çelik ve Alim Akpınar tek sıra halinde dizildik. Fethullah Gülen her birimize tek tek rütbelerimizi taktı sonra da dua etti.
Tuncay Opçin bize, “Size bir isim bulalım, böylesi daha güvenli olur” diyerek bana ismimin “Cem” olmasını söyledi. Ancak ben modern bir isim istedim. O zaman bana, “Senin adın ‘Kaan’ olsun dedi.” Sonrası malum, görev yerlerine dağılan subaylardan hangi eğitimleri gördüklerini, kimlerin kurslara katıldığını, kurstaki personelin zaafiyetlerini öğrenmeye çalışıp himmet toplamış.
Demem o ki, Opçin, “Yatakta basıp, şafakta asacaklar” twitini boşuna atmamış, “mahrem imam” olarak darbeden haberdar olmasından daha doğal ne olabilir.”