FETÖ'nün işkenceleri
3 saniyede 1,5 litre su içirme,
Suyu içirdikten sonra etrafında döndürme veya taklalar attırma,
Birbirlerinin kusmuğunda süründürme,
Sıcak asfaltta saatlerce süründürme,
13 gün boyunca günde sadece 45 dakika uyutma,
Sırtını duvara yaslayıp göğse yumruk darbesi,
Hakaret,
Psikolojik baskı,
İftira.
Bu yazdıklarım, FETÖ militanlarının, kendilerinden olmayan Harp Okulu öğrencilerine uyguladıkları işkence yöntemlerinden sadece birkaçı. Amaçları bu öğrencilerin okuldan ayrılmalarını sağlamak ve okulları beyinlerini yıkadıkları FETÖ’cü öğrencilerle doldurmak. Yani bunlar askeri bir eğitimin parçası değil. Açık açık yıldırma ve Harbiye’den uzaklaştırma.
Bu casusluk ve terör örgütlenmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ele geçirmenin yolunun en temel, yani askeri liseler veya Harp Okulları olduğunu biliyorlardı. Bu çerçevede 2000’li yıllarla beraber Harbiye’ye yüklenmeye başladılar. Askeri Lise’den gelen FETÖ’cü öğrenci azdı. Bu nedenle Harp Okulları’na ağırlık verdiler. Burada Askeri Lise kökenli öğrencileri baskıyla uzaklaştırıp, doğrudan Harbiye’ye girenleri öne çıkardılar. Yukarıda saydıklarımı FETÖ’cü öğrencilerin hiçbirine yapmadılar. FETÖ’cü olmayan öğrenciler ise adeta işkencelerden geçirildi. Adına “Şok Mangası” dendi. Bunun neticesinde de 2014 yılına kadar Harp Okulları’nda ciddi bir hakimiyet kurdular. Ondan sonrası da kontrol 15 Temmuz’a kadar onlardaydı.
Bu baskılara dayanamayıp okuldan ayrılmak zorunda kalan öğrenciler psikolojik sorunların yanı sıra aileleriyle de mücadele vermek zorunda kaldı. Çok zor zamanlardan geçtiler, geçmeye de devam ediyorlar.
Sözünü ettiğim işkenceler artık dava konusu. Bugün Ankara’da bir duruşma var. Bu duruşmada bu vatana millete bağlı oldukları için işkence gören öğrencilere, bu alçaklığı yapanlar yargılanıyor. Bu davayı sizler de takip edin, o çocuklara sahip çıkın. Sahip çıkın ki, bir daha hiç kimse insanlık düşmanı bu eylemlere girmemesi gerektiğini anlasın. Girerlerse sonunun ne olacağını da…
İnsanlık tarihinin en aşağılık örgütlenmelerinden biri olan FETÖ militanları da, hangi alanda bulunurlarsa bulunsunlar yaptıklarının hesabını er ya da geç vereceklerini bilsinler.