FETULLAH GÜLEN SONRASI ÖRGÜTTE NE OLACAK?

Fetullah Gülen isimli teröristbaşı, namı diğer Pensilvanya’daki şeytan öldü.

Aylardır, öldü ölecek diye haberler, duyumlar, iddialar havada uçuşuyordu. Zaten hastalıkları da ilerlemişti. Örgüt içinde de sıkıntılar yaşıyordu. O haber Türkiye’de 21 Ekim, ABD’de 20 Ekim’de geldi. Teröristbaşı öldü.

Keşke Türkiye’de hesap verdikten sonra cezaevinde sürünerek bu sonu yaşasaydı. Allah’ın huzurunda zaten gerekenle karşı karşıya kalacaktır. Ama beşeri hayatta da o cezayı çekmesini görmeyi temenni ederdim. Ama sözde müttefikimiz, özde düşmanımız ABD, teröristbaşını korumayı sürdürdüğü için ABD’de öldü.

Peki şimdi ne olacak?

Örgütte zaten uzun diyebileceğimiz bir süredir alttan alta POST kavgası sürüyordu. Hatta örgütün inlerinden bu kavgada teröristbaşının, en yakınındaki Cevdet Türkyolu’dan dayak yediği, bütün malları devretmesi için imza atmaya zorlandığı vb. bilgiler sızıyordu.

Herkesin merak ettiği sorular, teröristbaşı öldüğüne göre bundan sonra örgütte neler olacak ve örgütün başına kim(ler) geçecek.

Görünen şu: milyarlarca dolarlık fonları kullanmak için güç mücadelesi bir süre daha devam edecek. Bu nedenle bir süre liderlik dövüşünü izleyeceğiz. Amerikan istihbaratı CIA ve Siyonist odaklar, kendilerine en fazla kimin/kimlerin yararlı olacağına kanaat getirdiği ismi ve çevreyi destekleyecek ve bu elebaşların fonları kullanmalarının önünü açacak. Bu arada çürük elmaları da ayıklayacak.

“Bu işler böyle mi yürüyor” diye sormayın. Bu örgüte kol kanat gerenler, FETÖ sonrasını düşünüp planlamamış olamazlar. Ancak bir gurubun liderliğini görebilmeleri için bu sürecin yaşanması gerekiyor. Zaten bir süredir örgütün inlerini sıklıkla ziyaret ediyorlarmış. Bütün incelemeleri sonrasında örgütü yönetmeye yetkin olan kişi veya kişilerin/grubun örgütü çekip çevirebileceğini pratikte görmeleri gerekiyor. Sonuçta 60 yılın üzerinde bir süre yatırım yaptıkları bir terör ve casusluk şebekesi/örgütünden bahsediyoruz.

TÜRKİYE NE YAPMALI?

Önümüzdeki günlerde, önceki satırlarda aktardığım gerilimler, çatışmalar ve hatta olası saldırılar sonrası örgüt içinde doğacak hayal kırıklığından ve oluşma ihtimali yüksek kaostan faydalanmak gerekir. Örneğin bu süreçte savrulan bazı örgüt mensuplarının örgütün gücünü kırmaya yönelik aktarabilecekleri bilgilerinden istifade etmek çok önemli.

Bu suretle, örgütün bilmediğimiz zayıf ve kuvvetli yönlerini tanıyıp stratejimizi belirlememiz gerekiyor. Bu birinci gerçeklik.

İkincisi, ülkemizde bu örgütün verdiği tahribatı tekrar Türk kamuoyunun gözü önüne sererek halkımızı FETÖ konusunda tekrar bilgilendirip aydınlatmalıyız. Bunun için devletin ilgili birimlerinin, enformasyon bağlamında Türk milletini bilgilendirici bilgi paylaşımları son derece önemli.

Üçüncüsü, Fetullah Gülen'in ölümüyle birlikte panikleyerek pişman olanları tekrar itirafçı olmaya davet edip, halen kendilerini gizlemeye devam eden, ancak ülkemiz aleyhine sinsi sinsi çalışan kripto FETÖ'cüleri deşifre edip etkisiz hale getirmeliyiz.

Dördüncü olarak da senelerce FETÖ'ye karşı olduğunu söyleyen muhalefetimizin 2013 yılındaki FETÖ'nün Yargı-Polis darbesinden sonra iktidarla açıktan çatışmaya girince FETÖ'ye müzahir bir tutum aldıklarını  gördük. Yine, 15 Temmuz 2016 akşamı itibariyle başlayan darbe/işgal girişimini gördükleri halde 251 şehidin, 3 bine yakın gazinin olduğu direnişe ve mücadeleye “tiyatro” demeye devam eden, gözleri ve kulakları nefret ile kör ve sağır olmuş, beyni kirletilip ele geçirilmiş bazı muhalifler hariç (çünkü onlar umutsuz vaka), ülke birlik ve bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutan muhalefetin de FETÖ konusunda devletin aldığı pozisyona destek vermesi gerekiyor. Ancak bu suretle İÇ CEPHE'de sağlam durabiliriz, bu suretle arka planda örgütü sevk ve idare eden odakların moral motivasyonunun kırılmasına ve örgüte olan inançlarının azalmasına neden olup, örgüte olan  desteklerinin zayıflamasını sağlayabiliriz.

Diğer Yazıları