“TURGUT ÖZAL’LA İLK RÖPORTAJI BEN YAPTIM”
Mesleğin alaylı denilen isimlerindensin. Tarihe tanıklık serüvenin nasıl ve nerede başladı?
1980 yılı Ekim ayında babamın işi dolayısıyla İstanbul’dan memleketimize, Malatya’ya dönmüştük. Lise ikinci sınıf öğrencisiydim ve Fatih Lisesi’nde öğrenimime devam ettim. Sınıf arkadaşım Ali Aladağ aylık bir gazete çıkardıklarını söyledi ve benim de aralarına katılmamı istedi...
Amatörce bir girişimdi. Ömrü kısa oldu. Kentteki tek yerel gazete olan Görüş’ün kapısını çaldım, “Gazeteci olmak istiyorum” dedim. Mesleği öğreten, elimden tutan ilk ustam olan İsmet Yalvaç kararlılığımı gördü, destek verdi.
Bir yıllık yerel deneyimin ardından ulusal, sonra da uluslararası arenayı tercih ettim. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile partisi ANAP’ı kurduktan sonraki ilk röportajı ben yaptım.
Hemşerisi olarak evinden aradım. Telefonla yaptığım röportaj ulusal basın tarafından manşetlerde yayımladı. Ulusal bir gazete ile ajansın Malatya muhabirliğini de yapmaya başlamıştım. İstanbul hayalimin gerçekleşmesinde Malatya çıkışlı, manşetlere giren, ses getiren birçok haberimin etkisi oldu.
1983’te İstanbul’a geldim ve önce o dönemin önde gelen ajanslarından UBA’da, ardından Cumhuriyet’te çalışmaya başladım. Sabah’ın kuruluş kadrosunda yer aldım. Bir dönem de Nokta Dergisinde çalıştım.
Sonrasında ABD macerası başladı…
Evet… 1990-1991’de Körfez Savaşı’nı takip ettim, 1991-2006 arası birçok basın kuruluşunun Washington temsilciliğini yaptım.
Bu dönemde 3 yıl da ABD başkentinde Amerika’nın Sesi Radyo ve Televizyonu’nun (VOA) Türkçe Yayınları ile İngilizce internet yayınları bölümünde çalıştım. 2006’da da ülkeme kesin dönüş yaptım.
“AMERİKA’DAN DÖNDÜĞÜMDE BİR YIL İŞSİZ KALDIM”
Döndüğünde nasıl bir ortamla karşılaştın?
Bir yıl kadar iş aradım. Ve ne acı ki yabancı kuruluşların İstanbul ofislerinde iş bulabildim. Bendeki CV burada değer(!) bulmuyordu. Sonra 2007’de haber kanalı 24 kurulurken teklif aldım. Önce gündüz, sonra hem gündüz hem gece, ardından sadece gece kuşağını sundum. 2008 Haziran sonlarına doğru ATV’de ana haber bülteni sunuculuğu yaptım. Bir yılın ardından 24 kanalına döndüm.
Gazeteciliğe başladığın dönemle bugünü karşılaştırdığında neler söylersin?
Teknolojik açıdan uçurum var. O zaman ne cep telefonu, ne internet vardı. Sadece tek kanallı TRT ile gazetelerin bir gün gecikmeli geldiği yıllardı.Çektiğimiz fotoğrafların filmini İstanbul merkeze bir zarfa koyup otobüsle gönderiyorduk. Sanırım bu kadar kısa bir anlatım o dönem ile bugün arasındaki farkı çok dramatik biçimde ortaya koyuyordur.