Geceleri uykuyu zehir eden diyafram yüksekliği, nadir görülen bir durum olarak sinir hasarı sonucu ortaya çıkabileceği gibi sinir hasarı olmadan da gelişebilir. Diyafram yüksekliği, genellikle sol diyaframda görülür ve kas liflerinde yoğunluk azalması ile karakterize edilir. Hastalığın nedenleri farklı olabilir, ancak klinik belirtiler benzerdir.
Geceleri kendisini nefes darlığı olarak gösteriyor! Bu belirtilere dikkat!
Yetişkinler arasında nadir görülen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve uyutmayan bu hastalık gecelerinizi kabusa çevirebilir. Nefes darlığı, taşikardi, reflü, karın ağrısı ve kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir ve genellikle teşhis edilmesi güçtür.
Bu hastalığın en belirgin belirtisi nefes darlığıdır. Diyafram yüksekliği veya felci olan hastalarda diyaframın hareketsizliği nedeniyle solunum fonksiyonu azalmış veya kaybolmuştur. Bu durum, akciğer ve toraks duvarının uyum bozukluğuna yol açar ve solunum sorunlarına neden olabilir. Ayrıca, bazı hastalarda hipoksemi denilen kanda oksijen azalması görülebilir. Hipoksemi düzeltilmeye çalışıldığında, solunumun normalden daha hızlı gerçekleşen hiperventilasyonla sonuçlanarak solunumsal alkaloza yol açabilir.
Normal kişilerin aksine, diyafram yüksekliği olan hastalarda yatar pozisyonda karın organlarının toraksa doğru yer değiştirmesi akciğer hacmini daha da azaltabilir, bu da solunum sorunlarını artırabilir. Özellikle sol diyafram yüksekliği olan hastalarda, pozisyon değişiklikleri ile artan reflü, karın ağrısı, şişkinlik, mide yanması, kusma, geğirme, bulantı, kabızlık ve kilo kaybı gibi belirtiler görülebilir. Bu şikayetler tipik olarak pozisyon değişiklikleri ile şiddetlenir.
Diyafram yüksekliği tanısı, genellikle radyolojik görüntülerle konur. Ultrasonografi ile diyafram hareketi gözlenebilir. Diyafram yüksekliği veya felci ile nefes darlığı arasındaki ilişkinin kanıtlanması önemlidir ve bu nedenle hastaların öyküleri ve fizik muayeneleri dikkatle değerlendirilmelidir.