Geçmiş olsun…
Karlı kışlı bir Ankara sabahına uyandığımız yetmiyor gibi bir de Ankara – Konya seferini yapan yüksek hızlı trenin kalkışından dört dakika sonra uğradığı kaza ve neticesinde ölü ve yaralıların olduğu haberi ile güne başladık.
Başımız sağ olsun…
Geçmiş olsun…
Yüce Allah ölenlere rahmet eylesin, yaralılara acil şifalar versin. Yakınlarına ve aziz milletimize sabır diliyorum.
Hızlı tren büyük bir kolaylık ve hizmet. Toplu taşıma ise medeniyettir. Şehirlerimizi ve yollarımızı keşmekeşten, kaostan kurtaran bir nimettir.
“Böyle bir mukayese yapılacak olsa bile bugün yeri ve zamanı mıdır?” diye düşünülebilir. Fakat, şu bir hakikat ki, ister yavaş, isterse hızlı trenle olsun ulaşım ve taşıma hizmetlerinde kazalara bağlı riskler hep karayolu ulaştırmasının altındadır.
İnsan psikolojisidir, muhtemelen bir süre hızlı tren kullanımı azalacaktır. Vatandaşlarımız ulaşımlarında hızlı trene olan güven duyguları zedelenmiş yaklaşacaklardır. Bu da normaldir.
Şimdi ilgili bakanlığın, genel müdürlüğün ve hızlı tren sorumlularının bu büyük hizmetin millet nezdinde sekteye uğramaması için iyi bir aydınlatma faaliyetine girmeleri ve yeniden güven tesis etmeleri gerekmektedir.
Dünyanın pek çok yerinde hızlı trene, normal trene veya metroya bindim. Çoğundan memnun oldum. Zaman zaman işin uzmanlarıyla tren sohbetlerimiz de oldu. En güvenli, kontrollü olanının bile bir şekilde kaza riski içerdiğini öğrendim. Bu bakımdan her ne zaman bir toplu taşım aracına binecek olsam Allah’tan kazasız, belasız bir seyahat dilerim…
Sanırım bu ülkemizde ikinci yüksek hızlı tren kazası. Birinci Pamukova’da olmuştu ve hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı çok fazla idi. O zaman pek çok eleştiri gelmişti uzmanlardan. Eleştirilerin sistemin gözden geçirilmesine önemli katkısı olduğunu düşünüyorum.
Şimdi bu kaza ile ilgili olarak da yine çok şey söylenecektir. İlgililerin alınganlık yapmadan ve her söyleneni dikkate alarak hareket etmeleri, hem sistemin iyileştirilmesine vesile olacaktır, hem de milletçe yaşamakta olduğumuz travmanın bir an önce atlatılmasına yardım edecektir.
Eleştiri önemlidir. Eleştiriye tahammül ise daha da önemlidir. Eleştiriler hangi seviyede olursa olsun neticede sistemin kendisini tamir etmesine, iyileştirmesine kapı aralar. Haksız ve yersiz olanları da elbette vardır, olacaktır. Böyle günlerde ilgililerin eleştirileri haklı ve haksız gibi tasnife tabi tutmaya ne vakti vardır, ne de bunun gereği…
Hiçbir şey olmamış gibi davranılamaz. Ortada güvenilir, ucuz, rahat bir ulaşım mekanizmasında meydana gelen bir kaza var. Bu kaza neticesinde hayatını kaybeden ve yaralananlar var.
İnandığım ve önemli bulduğum bir söz vardır: “Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz” diye, bu olayda da hiçbir mazeret, gerekçe, neden ölenleri geri getiremez, olayları geri döndüremez.
Sakin, sağduyulu, ölen ve yaralananların olduğu büyük bir kazaya uğradığımızın bilinci içinde hareket etmemiz gerekmektedir.
Bu olay ne üstü örtülecek, ne küçümsenecek bir hadisedir. Hızlı tren için yapılmış ve yapılmakta olan büyük bir yatırım vardır. Önemli bir hizmet söz konusudur. Aynı zamanda Türkiye’nin toplu taşıma politikalarının güvenirliğinin zedelenmemesi lazımdır.
Toplu taşıma, çevreyi korumamıza da, enerji tasarrufuna da, trafik sorununa da, yol ve altyapı yatırımlarının yükünün azalmasına da en büyük katkıyı sağlayan bir anlayıştır.
Her medeni ülke gibi bizim de toplu taşımanın nimetlerinden sonuna kadar yararlanma hakkımız olmalı. Ama güvenerek…