"Gençleştirme bitti, kaşarlaştırma başladı"
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Milli Takım'ın son durumu ve yabancı sınırı tartışmaları ile ilgili önemli yorumlarda bulundu.
Fatih Altaylı, Habertürk TV'de Emin Çağlar'ın moderatörlüğünde yayınlanan Spor Saati programında spor gündemini yorumladı.
"GENÇLEŞTİRME BİTTİ, KAŞARLAŞTIRMA BAŞLADI!"
Fatih Altaylı, A Milli Takım’daki Şenol Güneş dönemi ve yeni kadro için şu yorumları yaptı: “Lucescu geldi, bir dünya para aldı. Çok da başarılı olmadı ama bizim şöyle bir avuntumuz yok muydu, ‘Biz geleceğin Mili Takımı’nı hazırlıyoruz’ diye. Gençler, gençleştirme operasyonu falan filan… Bu federasyonun projesi değil miydi? Birdenbire Lucescu gitti, gençleştirme operasyonu bitti, bütün kaşarlar geri geldi! O zaman biz bu kaşarları geri getireceksek eğer niye o gün ‘Gençleştirme operasyonu’ falan dedik. Bu federasyonda bir proje yok muydu? Gençleştirme sadece Lucescu aklına estiği için mi yapılıyordu, yoksa Türk futbolunun böyle bir proje için Lucescu’yla anlaşması mı vardı? Demek ki yokmuş. Lucescu gitti, gençleştirme bitti, kaşarlaştırma başladı. Bu kadar da olmaz. Aynı federasyon, bir tek başkanı değişmiş, yardımcılarından biri başkan olmuş, bu projeyse eğer devam eder. Yok bu bir proje değilse, başarısızlığa kılıfsa eğer onu bilemem. Eğer hakikaten bir projeyse Lucescu gitti, Şenol Güneş geldi, proje çöpe gitti. Yeni proje, kaşarları alacağız, yanına biraz dil peyniri, biraz bir şey! Ne bu mıhlama mı yapıyoruz kardeşim ne bu? Milli Takım mı kuruyoruz? Bununla nereye gideceğiz? Mesela Emre… Emre 2020 Avrupa Şampiyonası’nda 40 yaşında olacak. O zaman de ki kardeşim, “Biz onu çöpe attık, biz yeni bir şey yapıyoruz falan de. Mesela o zaman Arda neden yok? Madem kaşara gidiyoruz. Uluslararası tecrübeli falan. Son maçlarda da fena oynamıyor.”
‘BU DA FUTBOLUN TANZİM SATIŞI!’
“Yapılan yanlıştır demiyorum. Bu yapılanın kendi içerisinde bir mantığı vardır diyebilirsiniz. Ligin en iyi futbol oynayan takımın omurgasını alırsın, buna bir itirazım yok. Ama o zaman 1 sene önce niye öyle yapmadı. Neden gençleştirme operasyonu diye palavra yapıldı. Neden Türk halkını aptal yerine koyuyorsunuz? Günlük ilerleyeceğiz, belli oldu. Türkiye proje mroje yapamaz, her şeyimiz günlüktür. Bu da futbolun tanzim satışı!
“GÜNEŞ KENDİNE GÖRE HAKLI”
“Şenol Güneş’in haklı olduğu şey şu; iki tane maç var. Bu takımlar gruptan çıkma ihtimali düşük takımlar. Bunlardan bizim 6 puan almamız lazım. Bunun için de maceracılığa girmeden, sağlamcı, bizim kaşar dediğimiz takımı sahaya sürmesini normal de buluyorum. Sonrasında Fransa karşısında ne yapacağını bilemem. Ama bizim Fransa’dan 2 maçta 1 puan alması başarıdır. Biz kendimizi Fransa ile yıpratmayalım, İzlanda ile yıpratalım. İzlanda karşısında bir şansımız olabilir. Bizim Fransa’dan puan alma ihtimalimizi dahi ben çok düşük görüyorum. Her mevkide dünyanın en iyi futbolcuları Fransa’da…”
“KULÜP TAKIMI BAŞARILI OLMADAN MİLLİ TAKIM BAŞARILI OLMAZ”
“Kulüp takımında başarı yoksa milli takımda da olmaz. Pek enderdir. Önce milli takıma oyuncu veren kulüplerde o ufuk olacak. O havanın içerisinde yetişecek futbolcu. Fatih Akyel mesela Galatasaray’da oynadığı dönemde Roberto Carlos ile karşılaştığı için Milli Takım’da da karşılaştığında ne yapacağını biliyordu. Mesele budur. Eğer kulüp takımları Avrupa’da başarılı olamıyorsa Milli Takım’dan da bir halt olmaz. O yüzden de Şenol Güneş’in işi zor. O zaman da yurt dışında oynayan oyuncularla takımı kurması lazım. Keşke sakatlanmasaydı da Cengiz Ünder bu takımda olsaydı.”
“YABANCI SINIRINI FENERBAHÇE İSTİYOR!”
Altaylı, kulislerde konuşulan 6+2+2 şeklindeki yeni yabancı sınırı için ise şunları söyledi: “Bir yöneticinin bakışı yabancı sınırına şu; yurt dışında başarı ve maliyet. Yabancı sınırı yüksek olduğu dönemde yerli oyuncuların fiyatlarında inanılmaz bir artış oluyor. Tarık Çamdal gibi. Bu durumda kulüplerin yurt dışında başarılı engelleniyor ve milli takımınız da olumsuz etkileniyor. Yabancı sınırının kaldırılmasıyla yurt dışına giden Türk oyuncuların sayısı arttı.”
“SÖZLEŞMELERE BAKILIP AÇIKLANMALI”
“Türkiye’de bu iş şöyle düşünülüyor. Özellikle Fenerbahçe camiası, Galatasaray bir şeyi istiyorsa ve memnunsa bunun aleyhinde oluyor. Galatasaray bu yabancı kuralının olmasından memnun diye Fenerbahçeliler “Aman bunu engelleyeyim” derdinde. Azaltın da bu böyle boyacı küpü değil. Bir günde azalmaz. Yapılmış sözleşmeler var. Eğer 6+2+2 yapılacaksa –ki o da fena bir sayı değil- o zaman tüm kulüplerin sözleşmelerine bakarsın. Dersin ki en son ne zamana kadar var. Zamana göre açıklarsın. Bu futbolcuları almış. Sözleşmesini imzalamış, bu kuralı yarın değiştirebilir misin? Bu iş sonuç Türk futbolu açısından zarar vermedi. Kuralın getirildiği gün pek çok kulüp memnundu. Şimdi tersini söylüyorlar. Kulüp başkanlarının yarısı zaten götürücü! Menajerler cirit atıyorlar. Bu adamların ne istediklerini bilmeleri mümkün değil. Hiçbir şeyden haberleri yok. Hangi yönetici spordan gelmiş de yabancı sınırından ne anlarlar. Otururlar menajerlerin kucağına! Önce neyin olacağını görmek için nelerin olmayacağını yaşayıp görmemiz gerekiyor.”
“SAYI MAKUL TUTULMALI AMA…”
Türk futbolunda bazıları şöyle düşünüyor; ‘Bu Galatasaray’ın hoşuna gittiyse iyi değildir.” Bu kadar basit. Sınırsız yabancı da hoş değil. Sayı makul tutulmalı. Ama bunu sürekli değiştirmenin alemi yok. Muhim olan kaliteli oyuncu alabilecek hırsız olmayan yönetim kurulları oluşturabilmek. Türk futbolunun en büyük sorunu bu. Yine içlerinde en fazla kafa yoran Ali Koç diye düşünüyorum.”